GüncelManşet

Zonguldak Eren Enerji işçilerinden mektup: “Emeğin başkentinde şanlı tarih yazan maden işçilerinin çocuklarıyız!”

H. Merkezi: Türkiye’nin en büyük termik santrali olan Zonguldak Eren Enerji’de ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı DİSK Enerji-Sen çatısı altında örgütlenmeye başlayan işçiler, patron ve çevresindeki gerici çıkar ağlarının topyekun saldırısıyla karşı karşıya. Haklarını aradıkları için “huzur bozmakla”, “teröristlikle” itham edilen Eren Enerji işçileri karalama kampanyasını yürütenlere “Siz bize köstek olarak safınızı belli ettiniz. Aslında çok da umrumuzda değilsiniz” diye seslendikleri bir mektupla neden DİSK Enerji-Sen’li olduklarını anlattı:

“Hepinizin bildiği üzere Eren Enerji’de uzun süredir yaşadığımız işten atılma tehditlerinin karşısında insanca bir yaşam sürebilmek, çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakabilmek ve her şeyden önce ekmeğimizi bir dilim daha büyütebilmek için sendikalaşma çalışması yürütmekteyiz. Kimilerine göre macera, ama bize göre umut olan bu yola çıkmadan önce yüzlerce çalışan işçi arkadaşımız ile bir araya gelerek kader birlikteliği yapacağımıza dair birbirimize söz verdik ve öyle çıktık bu yola. Sendikal tercihimizi yaparken de işçi sınıfının umudu olan DİSK’e bağlı Enerji-Sen Sendikasını seçtik. (…)

Neden sendikalı olmayı tercih ettiğimizi kısaca anlatmamıza rağmen tekrar değinmek isteriz. Her mesai başlangıcında ‘acaba kartımız bugün basacak mı’ korkusu ile iş başı yapmak ne demek biz biliriz. Kartı basmayan, yani işten atılan arkadaşlarımız, derdini anlatacak bir insan bulamayıp gözlerimizin içine baktıklarında çaresiz kafamızı yere eğip, bu utancın parçası olmanın verdiği rahatsızlığı da biz biliriz. Yıllarca emek harcadığımız iş yerimizde iki yıl zam yapılmayacak denildiğinde çocuğun okulu, mutfak masrafı, faturası, ev kirası derken içinden çıkılamayacak bir hesaplamanın ne demek olduğunu da biz biliriz. İçtiğimiz suyun dahi hesabının yapıldığı ve bizlere deniz suyunun reva görüldüğü çalışma ortamının ne demek olduğunu ve de en önemlisi şirket yetkilileri küçülme gerekçeleri ile bizleri karşılarına çağırdıklarında, işimizin-aşımızın patronun iki dudağı arasında olduğunu görüp yaşadığımız çaresizliği de en iyi biz biliriz. Herkesin ‘şimdi iş barışı bozuldu’ diye oturduğu yerde ahkam kestiği, rahat koltuklarında görmedikleri gerçek iş barışı denilen şeyin aslında bu iş yerinde hiç olmadığını da siz değil biz biliriz. Yaşanılan bu gerçekler sendikalı olmamızın, Enerji-Sen Sendikasını seçmemizin sadece bir parçasıdır.

(…) Şu konuya da değinmeden geçemeyeceğiz. Sözde işçilerden yanaymış gibi duran ama her gün sendikamıza saldıran siyasi partiler ve kalemi işçilerden yana hiç yazmayan, hep sermaye diye yazan, kimsenin takmadığı bir medya kuruluşumuz var. Çok açık ifade ediyoruz siyasi rant hesaplarınızı bizim ekmek mücadelemiz üzerinden yapmayın, bu mücadele çocuklarımızın yarınları için, işçilerin geleceği için. Sizin oy hesaplarınızdan biz anlamayız. İşçilerin gönlünü kazanmak istiyorsanız bizlerin yanında durun, inandığımız ve güvendiğimiz sendikamızın yanında durun. Başından beri gazetecilik adına birliğimizi baltalayan, en ağır iftiralar ile saldıran medya kuruluşunun da kim olduğunu biz ve Zonguldak halkı biliyor. Siz dün de böyleydiniz yarın da böyle olacaksınız. En son ciddiye alacaklarımız siz olacaksınız, bunu bilin istedik.

Unutmadan yazmak isteriz bir de emek temsilcileri sendikalarımız var. Bilmez misiniz ki işçi iradesi üzerinde hiçbir irade yoktur. İşçilerin birliği esastır, en yüce değer emektir. Sizler bu değerleri çoktan unutmuşsunuz. Sorarız size, hangi çalışan işçi arkadaşımız size bizim adımıza işverenimiz ile görüşme yetkisi verdi de siz bu görüşmeleri bizi yok sayarak yaptınız? İşte tam da bu yüzden sarı sendikasınız ve o yüzden de tercihimiz siz olmadınız, olmayacaksınız da.

Tüm halkımızın bize destek verdiği bu mücadelemizde anayasal haklarımıza saldıranları da tek tek çocuklarımıza, komşularımıza, esnafımıza anlatacağız. Biz sendikalı olarak kazanmanın farkına vardık. Düne kadar yok sayılanlar olarak hepimiz biliyoruz ki artık varız. Yaşadığımız sorunlar toplumun her kesimi tarafından tartışılmakta, iş yeri kapısında kartımız basmadığında muhatap bulamadığımız günlerden sorunlarımızı anlatacağımız bir çalışma ortamına geldik. Artık normal içme suyu da içebiliyoruz ve iki yıl zam yok denildiği günlerden yetmez ama yüzde 8 oranında zam aldığımız durumlara da geldik. Bu kazanımların hepsini birliğimiz ve sendikamız sayesinde kazandık bu da herkes tarafından bilinsin isteriz. Sendikamız ile yol yürümeye devam edeceğiz. Onlara inanıyor ve güveniyoruz. Yaşadığımız bu sürece katkı sağladılar, sağlamaya da devam edeceklerinden hiçbir şüphemiz olmadığını belirtiriz ve sağduyulu yaklaşan işverenlerimize de teşekkür ederiz.

Son sözümüz olarak, şunu açık yüreklilik ile söylemek isteriz. Bizler emeğin başkenti olan şehrimizde şanlı bir tarih yazan maden işçilerinin çocuklarıyız ve bu şanlı mücadeleden dolayı babalarımız ile gurur duyarak büyüdük. Aynı şanlı mirası biz de çocuklarımıza bırakacağız. Devletimizin bize vermiş olduğu sendika seçme özgürlüğünü sonuna kadar kullanacağız. Yaşadığımız şehrimize yapılan yatırımların karşında değiliz. Biz insan olmaktan gelen haklarımızın karşılanması derdindeyiz. Çalışan bizlerin insanca yaşam standartlarına uygun, sendikalı, güvenceli olarak çalışması derdindeyiz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu