GüncelManşet

(İzlenim) Yasaklamalar, engellemeler adalet talebimizi susturamaz

HDP tarafından başlatılan Vicdan ve Adalet Nöbeti, yoğun bir baskı ve engelleme kıskacında kararlılıkla devam ediyor. Bizlerde Partizan okurları olarak nöbet alanına giderek baskı ve engellemelere rağmen adalet talebimizi dile getirdik. Nöbetin tutulduğu Yoğurtçu Parkı’nın çevresi binlerce polis bariyeri ile kapatılmış, parkın içerisi ve dışarısı çok sayıda polis tarafından tutulmuş durumda. Dışarıda bekleyen yaşlı bir annemizin deyimi ile “Park yarı açık cezaevi” haline döndürülmüş vaziyette.

 

OHAL sürecinden bu yana başta Kürt Hareketi olmak üzere toplumun tüm ezilen kesimlerine yönelik uygulamaya konan sindirme-yok etme planı sürerken, buna karşı örülen direnişlere ise engelleme ve yasaklamalar da devam ediyor. Adalet talebinin ezilenleri kapsadığı durumda, devletin yoğun bir saldırısı ile karşı karşıya kaldığı gerçeği de kendini burada gösteriyor.  

 

Yoğurtçu Parkı’na doğru çıkan tüm yollar polisler tarafından tutulmuş durumdaydı. Haliyle biz daha varmadan, polisin bir arama noktasına takıldık. Bu da yaşanan korkunun tüm Kadıköy sokaklarına yansımasıydı. Parkın girişine vardığımızda birçok ilçeden gelen halkın engellemelere rağmen milletvekilleri ile dayanışmasını sürdürüyordu. Öyle ki parkın girişinde ki yoğunluk bir süre sonra daha da artınca, bir kamyon dolusu yeni bariyer getirildi. Ardından polislerin “alanı boşaltın” demesi üzerine toplanan halk tepki gösterdi ve polis geri çekilmek zorunda kaldı. Burada en güzel tepkiyi yine yaşlı annemiz vermişti; “Ez 70 salî me, ewqas tirsîn min ne dît!

 

Uzun uğraşlar sonucunda bizde kurum olarak dâhil olacağımızı belirttik ve GBT kontrolünün ardından içeriye girebildik. Ancak bu kez de “60 kişi sınırlamasına” takıldık. Bu uygulamayı duyunca aklıma ilk gelen şey, Sabah gazetesinin Amed’de ki nöbet için söylediği “sadece 10 kişi var” deyimiydi. Bu seferde “ilgi arttı, 50 kişi daha geldi” derlerse şaşırmayız doğrusu. Tabi AKP’nin polisi, medyası, vekili ile bir bütün olarak seferber ettiği ve nöbetlere yönelik başlattığı karalama kampanyasına duyulan korkunun tezahürüdür.

 

İçeride ki 60 kişiden dışarıya çıkanlar olunca, bizde 60 kişiyi tamamlamak üzere nöbet alanına doğru yürüdük. Milletvekilleri, kurum temsilcileri ve halktan insanlar dar bir alanda sohbet ediyordu. Bir hapishane havalandırmasını düşünün, etrafı çevrilmiş ve sadece bir girişi var. Nöbet alanına ilk girdiğimize gözümde canlanan o olmuştu. İşte şimdi dedim, Yoğurtçu Parkı tam olarak hapishane kıvamına ulaştı. İçeridekiler ile selamlaştıktan sonra yaşanan bu yoğun engelleme-yasaklama uygulamalarını milletvekilleri ile konuştuk. Garo Paylan, Sırrı Süreyya Önder ve Filiz Kerestecioğlu ile yaptığımız röportajlarda genel kanı şu; Halk ile bütünleşen her demokratik eylem, devletin hedefidir! Faşizmin saldırganlığının katmerleştiği şu günlerde birleşik bir hatta karşı koymak, faşizmin gerilemesi anlamına gelir.  Bu bilinçle hareket etmek, faşizme karşı bir araya gelmek halkın çıkarları doğrultusunda bugün önceliğimiz olmalıdır. Bugün ki nöbette bunun bir parçasıdır. Bu nöbeti daha fazla sahiplenmek, ezilenlerim çıkarları doğrultusunda adalet talebini daha fazla haykırmak temel görevlerimizden biri olmalıdır.

Bir Partizan okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu