Devlet, T. Kürdistanı’nda ve birçok yerde katliamlarına devam ediyor. Başta Kürt kadınları olmak üzere kadınlara yönelik infazlarına ise her geçen gün başka bir kadın ekleniyor. Wan’da 19 Nisan günü evinde vurulan Remziye Bor’un yaşamını yitirdiği günlerde Pınar Gemsiz de İstanbul’da polisin zırhlı aracından çıkan kurşunla infaz edildi.
Pınar Gemsiz, polisin zırhlı araçtan “rastgele” ateş etmesi sonucu Gazi Mahallesi’nde evinin balkonunda katledildi. Gemsiz’in hastanede olduğu dakikalarda kar maskeli özel harekât timleri üzerinde “S84” yazan bir araçla yerden boş kovanları topladı. Pınar’ı katledenlerin yerden kovanları temizleyerek “kanıtları” yok etme çabası 28 gün önce Remziye’nin katillerinin korunarak, soruşturmanın bir adım bile ilerlememesi devam ediyor.
Pınar Gemsiz’i Gazi’de katleden polis, kendine yakın gazeteler aracılığıyla katliamın sorumluluğunu devrimci, yurtsever kurumlara “yıkmak” için çeşitli yalan “haberler” yaptırdı. Pınar’ın katledilmesi ile ilgili Sözcü Gazetesinde yazan polis muhabiri Şenol Gezer “Hain teröristler Gazi Mahallesi’ni birbirine kattı! Çıkan olayları izleyen bir kadın karnından vuruldu” diyerek mahallede 18 Mayıs anması düzenleyen Partizan ve bu eyleme destek veren devrimci, demokrat güçleri hedef gösterdi. “Balkondan teröristleri izlerken vuruldu” başlığı ile servis etti. Polis işbirlikçisi Gezer, daha önce de Dilek Doğan’ın polis tarafından evinde vurulmasını da “Terör baskınında çatışma çıktı, Dilek canlı bomba şüphesiyle vuruldu” şeklinde vermişti.
19 Nisan’da Wan-Rêya Armuşê (İpekyolu)’ya bağlı Xaçort Mahallesi’nde evine baskın yapan özel harekat polisleri tarafından vurulan Remziye Bor 17 Mayıs günü yaşamını yitirirken, dosyaya gizlilik kararı getirilerek soruşturmanın ilerlemesine engel olundu. Bor ailesinin avukatı Deniz Işık, soruşturma dosyasına getirilen gizlilik kararı nedeniyle herhangi bir ilerleme sağlanamadığını belirterek, olay günü gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Bor’un eşi İrfan Bor’un yargılandığı dosyayla katliam dosyasının birleştirileceğini söyledi. Bir aylık Neval bebeğin hem annesiz hem de babasız kaldığını söyleyen Işık, “7 aylık hamile bir kadın katledildi. Eşi cezaevine girdi” diyerek, davanın takipçisi olacaklarını belirtti.
Polis iki farklı yerde aynı yöntemlerle, aynı gerekçelerle iki Kürt kadını katletti. İki kadın da evinde polis tarafından aynı şekilde katledildi. Polis-yargı işbirliğinde iki kadını katledildikten sonra deliller karartılmaya çalışıldı/çalışılıyor. Polis kurşunları iki kadını da savaş politikalarına karşı direnişte olan devrimci, yurtsever güçlerin olduğu topraklarda, mahallelerde buldu. Ancak kadın katliam ve infazları kadınların yaşam alanlarına sahip çıkmasına engel olamayacak.
