GüncelKadın

Kadıköy’de kadınlar: “Eşitlik yoksa aşk da yok” ve “Altınların ardında katliam var”

Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla Kadıköy’de bir araya gelen kadınlar, 14 Şubat’ta kadınlara dönük şiddeti ve İliç’teki maden katliamını protesto etti.

Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar ve LGBTİ+lar, “Şiddet dolu aşkınız, kutsal aileniz sizin olsun” ve “Altınların ardında katliam var” yazılı pankartlar açtı.

Kadıköy Khalkedon Meydanında buluşan kadın ve LGBTİ+’lar “Şiddet dolu aşkınız kutsal aileniz sizin olsun” ve “Altınların ardında katliam var” pankartları açtı; “Özgürlüğüme gölgeyi aşk değil şiddet sayarım”, “Örgütlülük evlilikten daha güvenli”, “Hediye dedikleri altınların ardında katliam var”, “Akbelen’den İliç’e rantınız batsın”, “Eşitlik yoksa aşk da yok”, “Siyanürle altın arama yasaklansın”, “Her hediye her şeyi affeder mi”, “Yeter ki heteroseksist olmasın aşk”, “Her yer katliam her yer isyan”, “Olmaz olsun eşitsiz aşk” sloganlarının öne çıktığı dövizleri ayrıca trans bayrakları da taşıdı.

Eylem öncesi yapılan konuşmalarda erkek egemen heteroseksist sisteme ve onun emek sömürüsüne direnişin süreceği vurgulanırken sık sık “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Neredesin aşkım buradayım aşkım”, “Trans cinayetleri politiktir”, “Hayır hayır demektir”, “Atanmış değil seçilmiş aşk”, “Olmaz olsun eşitsiz aşk” sloganı atıldı.

Basın metnini Dilek Basalan ve Merve Altındaş okudu. İlk sözü alan Basalan, geçen sene 14 Şubat’ı 6 Şubat’ta meydana gelen deprem katliamı nedeniyle protesto edemediklerini belirtti. Bu yıl ise İliç’de Çöpler Altın Madeninde göçük meydana geldiğini söyleyen Basalan “Güncel verilere göre dünyada çıkarılan toplam altının yüzde 50’den fazlası kuyumculuk, mücevherat sektöründe kullanılıyor. Madencileri öldüren, doğada dönülmez hasarlar bırakan altın madenlerinin sahipleri kar ederken, her sevgililer gününde televizyonlar, bilbordlar, altın, mücevher reklamlarıyla dolup taşıyor.

Bu iktidar da bu düzen de her gün işçileri, kadınları, doğayı katlediyor, hepsine de kader diyor, fıtrat diyor” dedi.Bugün her yerde  kırmızı renkli süsler, kalpler, reklamlarda birbirine sevgi dolu bakan makbul kabul edilen çiftler, ihtişamlı ‘aşk’ güzellemeleri olduğuna dikkat çeken Basalan, “Bu güzellemeler ile ‘aşkını ispat’ için alışveriş yapmamızı, daha çok tüketmemizi bekleyen reklamlarda ‘Bir anlık gözüm döndü’, ‘çok sevdim, çok kıskandım’ bahaneleriyle aşk cinayetleri adı altında kadınları öldüren, 14 Şubat da dahil her gün şiddet uygulayan erkekler yok. Sömürülen ev içi emeğimiz ve bedenimiz, uğradığımız tacizler, tecavüzler yok. Kimi seveceği, kiminle birlikte olacağı yasalarla ve ‘genel ahlakla’ kontrol altına alınmaya çalışılan, aşkları ve varlıkları için mücadele eden LGBTİ+’lar yok” vurgusu yaptı.

Merve Altındaş ise tüm bunlara rağmen Sevgililer Gününü kutlamalarının beklendiğini söyledi. Altındaş, “5 Ocak 2020 tarihinde Dersim’de kaybedilen ve hala akıbeti belli olmayan Gülistan Doku’nun üniversite arkadaşı 26 yaşındaki Rojvelat Kızmaz’ın cansız bedeni birkaç gün önce Hasankeyf Barajında bulundu. Gerekli arama kurtarma çalışmaları, Rojvelat kaybolduktan günler sonra, kamuoyu baskısıyla yapılmaya başlandı. Bu coğrafyada her gün şüpheli kadın ölümlerinin haberini alırken bizden toz pembe reklamlarınıza, sevgililer gününüze kanmamızı beklemeyin” dedi.

Kutsal aileniz, aşk tanımınız koskocaman bir yalan olduğunu vurgulayan Altındaş, şöyle devam etti: “Otobüste sarılan bir çift görünce saldıran, sözde ahlak dersi veren, ‘o saatte orada ne işi varmış’, ‘kılık kıyafetine dön de bir bak’, ‘sus alttan al, kocan o senin’, ‘erkek o kıskanır tabi’ diyerek bizi ezen sömüren aşkınızı alıp başınıza çalın.

Çünkü bu aşk değil, erkek şiddetinin ta kendisi. Heteroseksüel ilişki dışında bir ilişki görünce şiddet uygulayan ‘toplumun ahlak kuralına uyar mı’ naralarınıza karşı standartlarınıza uymuyor, evet duymayan kalmasın baş kaldırıyoruz.

Toplumun ahlak kurallarıymış! Hangi ahlak? Kimin ahlakı? Kutsal ailenizde tecavüze uğrarken, itaat etmediğimiz için şiddet görürken, reddettiğimiz için öldürülürken kurallar tacizcilere, tecavüzcülere, katillere işletilmiyor! Ne oluyor biliyor musunuz? Şikayete gittiğimiz karakollardan geri çevriliyoruz, susmamız alttan almamız isteniyor. Mahkemelerde deliller incelenmek yerine yaşam tarzlarımız ne giydiğimiz, ne içtiğimiz didik didik inceleniyor. Hayır, erkek yargınız, erkek medyanız, erkek iktidar iyi duysun: Makbul kadın değilim, değiliz, olmayacağız! Haddimizi aşıyoruz haddinizi bildiriyoruz. Şiddet dolu aşkınız da kutsal aileniz de sizin olsun! Biz hayatı istiyoruz!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu