Emek

Türk-İş’te Taksim 1 Mayıs’ı ayrışımı üzerine…

“Ayrışımın arka planında, kıdem tazminatına yönelik hedefler yatmaktadır.”

İşçi sınıfın birlik mücadele ve dayanışma bayramı 1 Mayıs öncesinde sendikal alanda yaşanan önemli bir ayrışma yaşandı. Türk-İş, Hak-İş’le birlikte ortak kutlamalardan çekildi. Türk-İş önce 1 Mayıs’ı İzmir’de ardından Bursa’da kutlayacağını açıkladı. Hak-İş ise Ankara’da olacak. 1 Mayıs öncesinde sendikala alanda yaşanan ayrışmanın nedenlerini, 1 Mayıs’ın gündemlerini ve önümüzdeki sürecin temel dinamiklerini Belediye-İş sendikası 2 no’lu şube başkanı Hasan Gülüm’le konuştuk.

Ö-G: 2012 1 Mayıs’ı genel anlamda işçi sınıfı ve geniş emekçiler açısından nasıl bir anlam taşıyor. 2012 1 Mayıs’ının temel gündemleri ne olacak? Bir yıl nasıl geçti?

Öncelilikle sermaye bir yandan Kürt halkının demokratik talepleri konusundaki gözaltı, tutuklama, şiddetle yönettiği sürecin ısrarla sürdürülmesi anlayışını halen devam ettirmektedir. Diğer yandan işçi ve emekçiler açısından mevcut kazanılmış hakların daraltılması ve örgütlülüklerin tasfiye edilmesi, sömürünün daha fazla ve kolay olmasını hedeflemektedir. 1 Mayıs gündemleri de bunun üzerinde şekillenmekte.  Bu nedenle işçiler ve emekçiler 2012 1 Mayısında iki şiarı yükseltecektir. Birincisi; “halklar barış ve adalet istiyor” şiarı öne çıkarılacaktır. İkincisi; “İşçiler güvenceli iş, güvenli ve özgür gelecek istiyor” şiarı. Çünkü; bu şiarlar esasta Kürt halkına yönelik imha ve inkâra karşı halkların kardeşliği talebidir. Herkese eşitlik, adalet talebi gündeme oturması gereken bir noktadır.

Başta işten atılmaların yasaklanması, iş cinayetlerinin durdurulması, sendikal örgütlenmelerin önündeki engellerin kaldırılması, kıdem tazminatının kaldırılması talebi önemli. Yasallaştırılmak istenen Ulusal İstihdam Projesi adı altında kiralık bürolarla çalışma yaşamında taşeron uygulaması ile örgütlenmeler dağıtılmakta ve gelecek yok edilmektedir. 2012 yılı başta güvencesizler olmak üzere sınıfın önemli bir karşı duruş sergileyeceği bir yıl olacaktır. Diğer yandan Kürt halkının Newroz’da gösterdiği irade 1 Mayıs’a da yansıyacaktır.

Ö-G: Türk-İş istiklal marşı, saygı duruşu ve Kürtçeyi gerekçe göstererek 1 Mayıs’ın ortak kutlanamayacağını kamuoyuna açıkladı. Gerçekten öylemi, Türk-İş neden çekildi?

2012 1 Mayıs’ı öncesi sendikal alanda önemli gelişmeler yaşandı. Bugüne kadar her istediğini yapan Türk-İş yönetiminin karşısına son dönemlerde güç birliğinin ortaya çıkmasıyla sendikal alanda dengeler değişti. 10 sendika Türk-İş yönetimine tavır aldılar. 1 Mayıs’ta mücadele eden, ortak kutlamayı hedefleyen, birliğe özel vurgu yapan Sendikal Güç Birliği ayrışımı ortaya çıktı. Bu durumun oluşmasında sermayenin temsilcisi AKP hükümetinin yaptığı saldırılara karşı bugüne kadar Türk-İş içinden ses çıkmaması hatta saldırıların onaylanmasının, sendikaların tasfiye edilmesinin etkisi var.

Bu saldırılara karşı gelecek dönemde işçi ve emekçilerin kaynaşacağı öngörüsüne dayanarak sınıfın geleceği biçimlenmeye çalışılıyor. Bunlar aynı zamanda 1 Mayıs’ta sendikaların ayrışma noktalarını oluşturuyor.

Sınıfın örgütlerine yönelik etkisizleştirme ve ayrıştırma politikası ile mücadelenin gelecek dönem için önü kapatılmak ve bloke edilmek isteniyor. Bahsini ettiğimiz saldırıların en başında ise sınıfın elinde kalan ve sermayenin yıllardır dillendirdiği kıdem tazminatı var. Örgütlü örgütsüz herkesi ilgilendiren bir saldırı olduğundan bu saldırı karşısında duracak sendikaların önceden ayrıştırılması planlanmaktadır. Bu 1 Mayıs’ta esas ayrışımın arka planında, kıdem tazminatına yönelik hedefler yatmaktadır.  Ancak Kürt sorunu, istiklal marşı saygı duruşu işin öne çıkarılan yanı. Böylece gerçek amaç,  arka plan gizleniyor. Çünkü sınıf buradan daha rahat bölünür daha rahat saldırılar yapılır. Türk-İş bununla sınıfın ideolojik birliğini daha kolay bölen ve ayrıştırılan bir araç görevi yapmaktadır. Bu nedenle tartışmalar buradan yapılmaktadır. Bu AKP’nin de yaptığı ve yıllardır uyguladığı saldırı biçimlerinden biridir. Bugünde bunu işbirlikçi sendikacılar eliyle yapmaktalar.

Ö-G: AKP “İleri demokrasi” adı altında sendikal alanda birçok değişiklik yaptı. Türk-İş’in özellikle de Hak-İş’in AKP’nin politikalarını yaşama geçirdiği görülüyor? Sizce sendikal alana yönelik bu kuşatmanın nedeni ne?

AKP’nin uzun süredir başta Türk-İş içinde bulunan sendikalar olmak üzere bir tasfiye politikası yürüttüğünü görebiliriz. Ancak tüm bunlara rağmen Türk-İş içinde bulunan ve mücadele eden sendikalar bu planın hayata geçirilme süresini uzatmaktadır. Bu süreyi kısaltmak için öncelikle sendikal alanın dizaynında Türk-İş yerine Hak-İş’in öne çıkarılması, büyütülmesi süreci başlatıldı. Böylece Türk-İş’in Hak-İş’leşmesi daha da kolay olacaktır. Türk- İş içinde bulunan ve AKP’nin tasfiye etmeye çalıştığı sendikalara bakıldığında durum açıkça görülmektedir.

Uzun süredir hizmet iş kolu, gıda iş kolu, hava iş kolu, orman iş kolu ile başlattığı saldırıyı büroda, ağaçta, diğerlerinde de sürdürmektedir.  Diğer yandan yapamadıklarını şu an mecliste olan, yakında çıkacak sendikalar kanunu ile iş kollarının dağılımı ile tasfiyeyi tamamlamayı hedefliyor. Hava-İş demiryolları ile birleşmiş; Deri-İş Teksif ile birleşmiş,  Büro iş kolu ikiye ayrılmış, taşımacılık yol ile birleşmiştir. Bu tasfiye mücadele edenlerin tasfiyesidir. Bu tasfiye gelecekte yapılacak saldırıların önünün temizlenme operasyonudur. Tıpkı Kürt halkına yapıldığı gibi. Şimdi bu 1 Mayıs’ta bu tasfiyenin girişi yapılmıştır.

Ö-G:  Türk-İş genel merkezine tepki gösteren Güç Birliği Taksim’deyiz açıklaması yaptı. Bu çıkış hangi temellere dayanıyor? Sendikal cephede Türk-İş’in tavrına karşılık bir süredir gelişen 10 sendika çalışması var. Siz bu süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Bu süreç aynı zamanda sendikal alanda ayrışımın yaşanacağı bir süreç olacaktır. Kıdem tazminatı ve sendikalar yasası süreci bu ayrışımı kaçınılmaz kılacaktır. Türk-İş bu nedenle bu çatışma öncesi yerini ve konumunu düzenliyor. Sınıftan yana olanlarında kendi konumlarını korumak için tavır alması, refleks olarak ortaya çıkacaktır. Bu ayrışımın önemli bir noktasının saldırılar karşısındaki tavırda ortak tutum alanların, ortak mücadelesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu 1 Mayıs bunları yaşatmaktadır.

Diğer yandan bu süreç aynı zamanda da işbirlikçi çizgiye karşı mücadelelerin geliştiği ya da gelişen mücadelelerden etkilenmelerin yaşandığı da süreç olmaktadır. Türk-İş içinde bulunan sendikal güç birliği, Türk-İş genel kurulu ile önemli bir çıkış yakaladı. Ancak bu çıkışı güçlendiren, mücadeleyi örgütleyen adımları atmadılar. Daha çok yazılı açıklamalarla süreci yürütmekteydiler. Saldırının boyutu o kadar etkili ve büyük ki herkesin söyleyeceklerini açıktan söylemesi gerekiyordu. İşte buda 1 Mayıs’ta sendikal güç birliğini bir yol ayrımına getirdi. Ya AKP’nin bugüne kadar söylediği ve yaptığı saldırılar karşısında Türk-İşle aynı yerden durarak tasfiye olacaktı. Ya da buna karşı durarak hayır diyenlerle, istemese de aynı yerde olacaktı. Bu durumda hangi nedenle olursa olsun sonuç itibariyle hayır diyenlerle aynı yerde durdular. Ayrıca bu süreçte güç birliğini oluşturan şubelerin ortak tutumu, basıncı etkili oldu. Türk-İş İstanbul şubelerinin 10 ay önce “2012 1 Mayısında Taksimde” olacağız ve ortak kutlayacağız açıklaması bu sürecin oluşumunda da etkili oldu. Buna birde Türk-İş’le Hak-İş’in aynı yerde durması eklenince sendikal güç birliği daha açıktan tutum almak zorunda kaldı. Dün Türk-İş içinde bulunan ve esasta da sendikal güç birliğini oluşturan sendikaların üyelerinin AKP eliyle Hak-İş’ götürülmesi ve bunun halen yapılıyor olması önemlidir.  Ayrışımda AKP karşıtı bir tutumun nedenlerinden biri budur. AKP’nin sınıfa yönelik saldırılarına karşı sendikal güç birliği mücadele edecektir. Önümüzdeki süreç daha da çetin ve ayrışımlarında daha derinlik kazanacağı bir süreç olacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu