H. Merkezi: 14 Mart Tıp haftası dolayısıyla sağlık emekçilerinin çalışma koşullarına dikkat çekmek için TTB’nin çağrısıyla İstanbul Tabip Odası’nda basın açıklaması gerçekleştirildi.
Türk Tabipleri Birliği(TTB), İstanbul Tabip Odası(İTO)’nda sağlık emekçilerine yöneltilen 10 sorudan oluşan anketin sonuçlarını şu sözlerle açıkladı: “Sağlığımıza yatırım yapmayanlar hastalıklarımızdan ticaret yapıyor. Mevcut sistem hastalık üretiyor, hastalıklarımızı ve emeğimizi istismar ediyor”
Sağlıksız çalışma koşulları dayatılıyor
TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, TTB Merkez Konsey Üyesi Hüseyin Demirdizen, İTO Genel sekreteri Dr. Samet Mengüç’ün katıldığı açıklamada, sağlık emekçilerinin çalışma koşullarına yönelik artan şiddet ve geçimsizliğin Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan grafiklerde de açıkça ortada iken “Tıp Haftası dolayısıyla seslerini duyurmaya çalışacaklarını” belirttiler.
Açıklamada ilk sözü Prof. Dr. Raşit Tükel aldı. Tükel, çatışmaların yaşandığı ilçelerimizle 14 Mart tıp bayramına girildiğini kaydederek, barış talebini yineleyerek konuşmasına başladı. Sağlık Bakanlığı’na yapılan başvurular sonucu son 42 ayda 38 bin kişinin şiddete maruz kaldığını belirten Raşit Tükel, bunun da ayda 910, günde 30 kişinin şiddet gördüğüne denk düştüğü ifade ederek “Bu sağlıksız ortamda nasıl çalışılacağını” sordu.
Kışkırtılmış bir topluma dönüşüm
Tükel’in ardından konuşan Türk Tabipler Birliği Merkez Komitesi üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen ise sağlık hizmetlerindeki pazarın büyüdüğüne vurgu yaparak, “Yaptığımız çalışma bir kez daha göstermiştir ki içimizde en zor durumda olan asgari ücretle ve iş güvencesinden yoksun olarak çalışan taşeron sağlık çalışanlarıdır” dedi.
“Çok hasta bak da, nasıl bakarsan bak” anlayışıyla sağlık hizmetinin dayatıldığını dile getiren Demirdizen, “Biz bu boğucu tabloya isyan ediyoruz” diyerek, “Kışkırtılmış bir topluma” nasıl dönüştürüldüğümüzü aktardı.
Çalışırken geçinebilecek ücret, emeklilikte hak edilen aylığın alınması yönündeki taleplerinin de karşılanması gerektiğini söyleyen Demirdizen, “Herkes için eşit, ücretsiz sağlık hizmeti, hekimler ve sağlık çalışanları için iş, gelir, gelecek ve can güvencesi sağlanana kadar 14 Mart’ların bayram değil, mücadele olarak yaşanacağını duyuruyoruz” diye konuştu.
