Makaleler

TC’nin kan damlayan medyası gerçekleri yansıtmıyor

TC devletinin Efrîn’e yönelik işgal saldırısı burjuva medya ve kalemşörleri tarafından savaş çığırtkanlığı eşliğinde “büyük” “dev” “harekât” olarak  yansıtıldı, yansıtılmaya çalışılıyor. Devlet ne zaman bir çatışma ortamına girse medyanın bunu halka kendisinin istediği şekilde yansıtması için bir dizi “hazırlığa” girişir.

7 Haziran 2015 tarihinde devletin mevcut sözcüsü olan ve kendisini savaştan ve çatışma ortamından vareden, krizlerinin bugün olduğu gibi savaş üzerinden aklamaya çalışan AKP iktidarı önce devrimci, ilerici basını engellemeye dönük hazırlığa girişmişti. İMCTV, Özgürgüntv gibi birçok televizyon kanalını kapatmakla işe koyulan AKP iktidarı, başta Kürt basını olmak üzere basını susturmak, sindirmek amaçlı birçok tv, radyo, site ve gazeteyi kapatmakla işe başladı dikensiz gül bahçesini oluşturmak için.

Bugün yine içinden çıkılmaz bir krizin içinde olan AKP iktidarı, içerde icazetini kabul ettirdiği MHP ile sözde muhalefet partisi CHP ile dışarda emperyalistlerin pazarlık hesapları sonucu aldığı “destek” ile Efrîn’e yönelik işgal saldırısı başlattı.

TC devletinin “Zeytindalı harekâtı” adını verdiği işgal başlar başlamaz uzun zamandır çoğunluğun AKP’nin borazanlığını yapan ama yine de son bir uyarıyı hak eden burjuva medya “kuruluşları” ile bir toplantı düzenledi. Binali Yıldırım başkanlığında İstanbul’da “medya mensupları” ile yaptığı toplantıda, Efrîn’e ilişkin “nasıl haber yapılması gerektiği konusunda maddeler” sıraladı. Başbakan Yıldırım, medyadan “beklentilerini” sıralayarak “milli menfaatleri ön plana koymaları” gerektiğinin talimatını verdi. 15 madde ile “milli menfaatlerin” yerine getirilmesi gerektiğini sıralayan başkan ve şürekâsı, bu şekilde medyayı savaşın bir cephesine dahil etmek istemektedir. Keza işgal başladığı günden bugüne burjuva medya, psikolojik savaş cephesindeki “görevini” yerine getireduruyor.

 

“PYD’nin moralini yükseltecek haber yapmayın…”

“Haber ve yorumlarda bu harekâtın tamamen terör örgütlerine yönelik olduğu ve terör örgütlerini etkisiz hale getirmeyi amaçlayıp sivil halkı koruduğunun ön plana çıkarılması” maddesi ve “Sivillere yönelik saldırı konusunda silahlı kuvvetlerin gösterdiği hassasiyetin hatırlatılması”  maddesi ile TC’nin Efrîn halkını bombalaması, 11 çocuğu katlettiği ve  halkın yaşam alanlarını terk etmek için türlü saldırılar düzenlediği burjuva medyadan gizlenmek istenmektedir,  “hassasiyet” gösterilmesini istedikleri esas nokta burasıdır. Yalnız en dikkat çekici olanı sürekli ve ısrarla “yerli ve milli” vurgusunun ön planda olması talimatını tekrarlamalarıdır.  Maddelerden biri  “Operasyonun Türkiye’nin yerli ve milli silah üretimi kabiliyetinde olduğunun hatırlatılması”dır. Başbakan, medyadan  bir de “Afrin operasyonunun DEAŞ’a da yönelik olduğunun ön plana çıkarılmasını” istedi. Zatımuhteremlerin bir istediği daha var, “PYD’nin moralini yükseltecek haberler yapılmaması…” Böyle  böyle devam ediyor “istek ve talimatlar”… Başka bir bölümde de “Yurtiçinde PKK ve uzantılı siyasi oluşumların Afrin operasyonuna karşı düzenleyeceği eylemler ve açıklamaların ön plana çıkarılmaması” maddesi ve “Türkiye’de işgale karşı çıkışları görmezden gelin” talimatı var. “Olası şehit haberleri verilirken titiz davranılması” maddesi ile de neredeyse “ölen askerlerin bilgilerini yazmayın” deniliyor.  “Türkiye’ye karşı olumsuz algı yaratacak kişilerden görüş alınmaması” maddesi de aynı içerikte.

Sonuç olarak verilen talimatların hepsi devletin gerçekleri saklama, çarpıtma, üstünü örtme çabasıdır. Bunun adı ya talimattır ya sansür. Diğer taraftan iktidar, haksız olduğu, zayıf olduğu bu savaşta başta kendi kitlesi olmak üzere emekçi halkımızı kandırarak  psikolojik bir üstünlük elde etmek istemektedir. Buna ihtiyaç duymaktadır çünkü zayıflığının ve yürüttüğü kirli yani haksız savaşın içinde olduğunu gizlemesi gerekmektedir. Tıpkı CNN Türk ve NTV başta olmak üzere her kanalda sürekli, yüksek sesle, her gün yüzlerce “terörist öldü” haberlerinin servis edilmesi gibi. Bunu diğer taraftan Efrîn halkının direnişinin sesi olan başta Kürt basını olmak üzere devrimci, demokrat, ilerici gazete ve siteleri, sosyal medya hesaplarını engelleyerek, kapatarak yapmak istiyor.

Hepimiz biliyoruz ki, ortada haksız bir savaş varsa önce gerçekler öldürülür sonra halk katledilmek istenir. Ancak Efrîn savunmasında YPG başta olmak üzere orada bulunan komünist ve devrimcilerin yanısıra halkın bir bütün toprağını, yaşamını savunma adına cephede yer alışını hiçbir iktidar ve onun medyası tarafın gizlenemez. Bizler de devrimci basının bir  parçası olarak bu gerçeğin sesi soluğu olmaya devam edeceğiz. Direnen Efrîn halkının sesiyiz, Efrin için savaşanların, sokağa çıkanların sesiyiz!

 

{gallery}tcnin kan damlayan medyasi{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu