GüncelMakaleler

PUSULA | Geleceğe Örgütlenerek Yürünür

Geleceğe örgütlenerek yürünür, militanlık dövüşülerek kazanılır. Yetkinlik, ideolojik, siyasi, askeri tecrübelerle elde edilir.

AKP iktidarının tüm dayatmalarına, toplumsal anlamda yarattığı çürümeye rağmen ezilenlerin dinmeyen öfkesi, özgür ve insanca bir yaşam mücadelesi, sınıf savaşımının nesnelliğine ve kaçınılmazlığına işaret ediyor.

Baskı direnişi; zor, zoru doğurur. Bu gerçeğin en iyi tanığı insanlık tarihidir. Dolayısıyla emperyalist işgaller, faşist diktatörlerin insanlık dışı politikaları onların kaçınılmaz sonunu geciktirebilir ama önleyemez.

Hem tarihsel hem de güncel bağlamda devrimciler, komünistler haklı ve meşru bir mücadelenin savunucularıdır. Elbette haklı olmak, gerçeği savunmak mücadelemizin zaferi için yeterli değildir. Zafer için geniş yığınların desteği ve öncünün saldırı ruhuyla kuşanmış kararlı yürüyüşü gerekir.

Bu nedenle her koşulda devrimci ve komünist hareketin devrimci savaş pratiklerinden, işçi sınıfının grev ve direnişlerinden, köylü hareketlerinden, kadın, LGBTİ+ ve gençlik mücadelesinden öğrenmeliyiz. Ama bugün asıl olan bu tecrübeler ışığında tarihi sürecin somut analizidir.

Bu analizlere uygun olarak stratejik ve taktik politikalarımıza yaratıcı zenginlikler katmaktır. Yeni sürece yanıt olmayanı aşarak, olması gereken “yeni”ye ulaşmaktır.

Açık olan şu ki, bu anlayış doğrultusunda önümüze konulan veya koyduğumuz tüm görevlerin asgari düzeyde başarısı kavrayış düzeyimize bağlıdır. Bu nedenle küçük-büyük demeden aldığımız tüm görevleri yerine getirmek için harekete geçmeden önce bu görevleri hangi politikayla-hangi araçlarla hayata geçireceğimiz sorusuna kolektif akılla yanıt aramalıyız.

Eğer başarılı bir pratiğin yolu, öngörülen görevlerin hedefini kavramaktan geçiyorsa, o zaman yapmamız gereken ilk iş, bu kavrayış düzeyini sürekli yükseltmektir. “Kavramak uygulamaktır” söylemi de bu anlayışın özlü ifadesidir.

Geleceğe örgütlenerek yürünür, militanlık dövüşülerek kazanılır. Yetkinlik, ideolojik, siyasi, askeri tecrübelerle elde edilir. “Bilgisizlik gerçeğe ön yargıdan daha yakındır.”(1) Bilgiye, araştırma ve incelemeyle, pratik devrimci bir çalışmayla ulaşılır. Burada öncelikli olan kafalarımızdaki her türlü “tabu”yu yıkmaktır. Gerçeği arama konusunda samimi ve dürüst olmaktır.

“Her şeyin başı dürüstlüktür” söyleminin tarihsel anlamı da budur. Birçok genç devrimci, enternasyonal proletaryanın tarihi veya genel manada bilimsel sosyalizmi çözümlemede yetersiz olabilir. Bu oldukça anlaşılır bir durumdur.

Çünkü, bilgi alınıp satılan bir meta değildir. Süreç içinde büyük emekle, mücadeleyle elde edilen bir fenerdir. Ve bu fenere ulaşmanın anahtarı da gerçeği aramadaki ön yargısız tutumdur. Zira ön yargılı tutumlar, gerçeğe ulaşmayı değil gerçeği karartmayı hedefler.

Burada şöyle bir sonuç da çıkarmak mümkündür. Devrimci çalışmalarımızda sınıf savaşımına inanan yani ezen ve ezilenler arasında var olan bu çelişkinin kaçınılmaz olarak bir savaşı içerdiği gerçeğine hürmet eden herkes, bilgisizlikten bilgiye ulaşabilir. Çünkü sınıf savaşımın yasalarını çözümlemede tarihsel sorumluluğunu kavramadaki bu ön yargısız tutumun varacağı nokta budur.

Ve tüm devrimcilerin izlemesi gereken yol da bu olmalıdır.

Lenin’in sözleriyle “Biricik doğru devrimci teori olarak Marksizm’e Rusya gerçekten acı çekerek ulaşmıştır; yarım yüz yıl boyunca eşi görülmedik acılar ve özverilerle, eşsiz devrimci kahramanlıklarla, inanılamaz enerji ve özverili arama, öğrenme, pratikten sınanma, düş kırıklığı, Avrupa deneyimiyle doğrulama ve karşılaştırma yoluyla ulaşmıştır. Çarlığın neden olduğu sürgün olgusu sayesinde, Rusya, 19. yüzyılın ikinci yarısında, dünyada hiçbir ülkenin sahip olmadığı kadar zengin uluslararası ilişkilere, devrimci hareketin bütün biçimleri ve teorileri hakkında mükemmel bilgiye sahipti.”(2)

Yukardaki değerlendirme yalnız dünün değil, bugünün gerçekliğine de işaret ediyor. İçinden geçmekte olduğumuz bu zor koşullarda enternasyonal proletaryanın, devrimci hareketin başarılı ve başarısız pratiklerini incelemek her militanın görevidir.

Bu nedenle çevirisi yapılan her makaleyi, basılan yeni eserleri ciddiyetle incelemeliyiz. Tüm bu tecrübelerden yaratıcı bir tarz da yararlanmaya çalışmalıyız. Enternasyonalist bir düşünüş ve hareket tarzı bunu gerektirir.

(1) Lenin, Seçme Eserler, Cilt. 10, s. 67

(2) Lenin, Seçme Eserler, Cilt. 10, s.77

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu