GüncelManşet

Kürtçeye tahammülsüzlük: Heykelden sonra sıra okulda!

H. Merkezi: Kerwas’ta Kürt köylülerinin Kürtçe eğitim veren okula yönelik verilen yıkım kararının ardından köylüler nöbete başladı. Bunun üzerine Diyarbakır-Lice karayolunu Valiliğin talimatıyla ulaşıma kapatan jandarma, Lice’deki gelişmeleri takip etmek için bölgeye hareket eden avukat ve gazeteciler de karayolundaki kontrol noktasında bekletilerek geçişlerine izin vermedi.

Amed’in Lice ilçesine bağlı Kerwas (Yalaza) Köyü, 1990’lı yıllarda devletin yakarak boşaltmaya çalıştığı köylerden biriydi. Ancak son yıllarda Kerwaslı köylülerin göç etmek zorunda bırakıldıkları bölgelerden geri gelmesi ile bu köy eski canlılığına kavuşmaya başladı. Ancak bu kez de ailelerin çocuklarının eğitim görebileceği bir okulun yokluğu üzerine köy halkı el birliği ile bir okul kurdu.

Bu okul, aynı zamanda Kürtçe anadilde eğitim veren bir okuldu ve bu yüzden kolektif bir şekilde köylüler tarafından inşa edilen okul için kayıtlar yoğun ilgiyle başlarken, önümüzdeki günlerde kitlesel bir şekilde açılacaktı. Ancak Kürtçe üzerinde halen tekçi zihniyetle yaklaşan devlet kurumları, okulu yıkmak için harekete geçti. Lice Savcılığı, okul için yıkım kararı aldı.

 

OHAL uygulamaları devrede

Normal şartlarda bu binanın yıkım kararına karar verecek olanın Savcılık değil, belediye olmasına karşılık hukuksuz bir şekilde verilen bu karara karşı köy halkı harekete geçti. Askerler tarafından sabah saatlerinde zırhlı araçlarla yıkıma yönelik yapılan operasyona halkın karşı çıkmasıyla birlikte askerler köyden çekilirken, halk okul için nöbet eylemine başladı.

Çevre köylerden yıkım kararını duyan köylülerin köye akın etmeye başlamasıyla, özellikle Amed güzergahından gelenlere askeri kontrol noktalarından geçişleri yasaklandı. Mermer Jandarma Karakolu, Kocaköy ilçe çıkışı ve Duru Jandarma Karakolu’nda askerlerce kurulan noktalarda geçişler ve son olarak da Diyarbakır-Lice karayolu valiliğin talimatıyla ulaşıma kapatıldı.

OHAL (Olağanüstü Hal) konusunda oldukça deneyimli olan TC devleti, bu uygulamaları devreye sokarak “çözüm süreci”nden ne anladığını bir kez daha gösterdi. Görünen o ki, Kürt halkının kendi dilinde eğitim görmesine bile tahammülü olmayanların, Kürt olduğu için Mahir Çetin gibi gençleri lince uğratanların “çözümü”; heykelleri ve okulları yıkmaktır! 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu