DünyaKadın

Viyana’da kadınlardan özsavunma paneli

Viyana'da Yeni Kadın, SKB, Avesta, ADKH ve Frauen Zentrum'un katılımıyla 25 Kasım paneli düzenlendi. Panelde özsavunma konuşuldu.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB), Avesta, Yeni Kadın, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi ve Frauen Zentrum’un (Kadın Merkezi) katılımıyla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında panel düzenlendi.
Saygı duruşunun ardından SKB adına Arzu Demir konuştu. Demir sözlerine Suruç’ta ölümsüzleşen Ece Dinç ve Ezgi Saadet’i anarak başladı.

Demir konuşmasında özsavunmayı “Kadınların hayatta ve devrimde kendi varlık haklarını nasıl güvenceleyecekleri ile ilgili bir durum özsavunma. Sadece toplumsal eşitlik değil eşit varlık hakkı için de özsavunma gerekiyor. Sadece burjuva erkek devletine karşı değil, ama kendi ortamlarımızda da erkek şiddetine karşı da mücadele olarak anlıyoruz” dedi.

Rojava’da YPJ örneğini detaylarıyla anlatan Demir, “YPJ Efrîn’de ilk taburlarını kurdu. Genç kadınların iradesi üzerinden şekillendi Rojava’daki direniş. Qamişlo’da devrimden önce siyasette yer almayan bir kadın ile görüştüm. Kürt sol partisinde siyasete atılıyor. ‘Devrimden sonra ne oluyor’ sorusunu eşine yönelttim. ‘Eskisi gibi eşime davranamıyorum’ cevabını vermişti erkek. Erkek ‘onun YPJ’si var’ diyerek cevap verdi. Kadınların erkek şiddetine karşı hegemonya kurmak için silahlı ve silahsız örgütlere ihtiyacı var” diye belirtti.

Rojava’daki kadın savaşçı Zozan Amed’in sözlerini konuşmasında yer veren Demir, Amed’in “Rojava devrimi kadınların kendi ellerine almasına önemli bir örnektir” dediğini aktararak, bunun geliştirilmesinin öneminin altını çizdi. Demir “Bunun içinde kadınlar kendi hayatlarına dair, söz söyleme hakkını elde etmişlerdir. Bunun mekanizmaları da kurulmuştur. Biz kadınlar olarak tarih sahnesinde kendi örgütümüzü kurmalıyız. MLKP’nin 6. Kongresinde eş genel başkanlık kabul edildi. Bu önemli bir örnek oldu. Rojava devriminden sonra kadınların eşit temsiliyeti her yapıda oluşturulmalıdır. KKÖ örneğini verecek olursak, devrimci iktidar kurulacaksa kadın devrimci iktidarı da kurulmalıdır” dedi.

ADKH adına yapılan konuşmada, Avrupa’da ırkçılığın, Ortadoğu’daki savaşların ilk hedefinin kadın olduğu belirtildi. Kadınlar çevresindeki erkek egemen anlayışa karşı çıkmaları gerektiğini belirten konuşmacı “Özsavunma nedir?” sorusunu yöneltti ve şunları söyledi: “Kişinin kendisini savunma hareketidir. Özsavunma her topluma göre farklı şekillenmiştir. Bizim gündemimize gelmesi çok eski değildir. İlk özsavunmayı Japonlar kullanıyor. Yaygın olarak tarihimize girmesi ise Rojava ile başlıyor. Özsavunma bir ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıkıyor. Kadının bağımsız durabilmesidir öz savunma. Kadınların kendileri ile ilgili konularda karar hakkına sahip olmalıdır. Rojava ve Şengal’deki kadınların örgütlülüğü önemlidir.”

Avrupa’nın bütün coğrafyalarında sağcı ve ırkçı partiler yükselişte

Yeni Kadın adına yapılan konuşmada da Avrupa’da kadına yönelik şiddetin yükselişte olduğu belirtildi. “Bu rastgele bir sonuç değildir. Sağcılaşma ve ırkçılıkla birlikte düşünmek gerek. Küresel ekonomik kriz ya da 2015’te başlayan göç dalgası ile ırkçılık ve sağcılık yükselişe geçtiği iddia ediliyor ama asıl sebep sistemin kendisidir” vurgusu yapıldı.

“Irkçılık ve sağ partilerin yükselişi kadınlara nasıl yansıyor” sorusunu yönelten konuşmacı, “Çok yakından hissediyoruz. Kadına yönelik şiddet yükseliyor. 2017 yılında 87 bin erkek şiddetiyle kadın katledildi. Avrupa’da da onlarca kadın en yakınındaki erkek tarafından katledilmiştir. 2019 yılında da kadına şiddet 2018’i aşmıştır. Yetkililer artan göçü neden gösteriyorlar. Kendi uluslarının kadınlarını koruma adı altında ırkçılık üretiyorlar” diye kaydetti.

Kadın Merkezi adına yapılan konuşmada ise “Kadınlara uygulanan şiddet özel alanın bir konusu olarak algılanıyor ve kamusal alandan uzaklaşıyor. Kadına yönelik şiddet var ama bunun özel alandan çekilmesi gerekiyor” diyerek sözlerine başladı. Özgürleşmeci bir perspektiften yaklaşması gerektiğini ifade eden panelist, “Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz Hareketi”nin önemine değindi. AB’nin yeni savaş politikasına karşı ciddi bir başkaldırı gerçekleşmediğini de hatırlatan konuşmacı, kadın özsavunmasının Avrupa’da yaşayan kadınlar için de çok önemli olduğunu vurguladı. 8 Mart 2020’de kadın grevine Avusturya’da kadınlarla birlikte örgütleneceğini belirten konuşmacı bütün kadınları bu greve katılanlarla, kadınların birlikte mücadelesini yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi.

İsviçre’de 500 bin kadının katıldığı kadın grevi videosunun da gösterildiği panel soru cevap bölümünün ardından sona erdi. (Haber Merkezi)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu