DünyaGüncelMakaleler

ÇEVİRİ | İran Demokratik Halk Hareketi

İran'ın Kızıl Yolu (Maoist)'in, İran'daki protestolara ilişkin yayınladığı açıklamayı okurlarımız için çevirdik.

İran bir kez daha büyük bir savaşa sahne oldu. Halkın halk karşıtı güçlere karşı savaşı, sömürülen ve ezilen sınıfların sömürücülere ve ezenlere karşı savaşı, tiranlığa ve diktatörlüğe karşı özgürlük ve demokrasi savaşı, cehaletin egemenliğine karşı bilgeliğin savaşı. Şimdi buna büyük bir ayaklanma ya da devrim, demokratik ve anti-emperyalist bir devrim denebilir. Ancak her nedense demokratik taraf anti-emperyalist taraftan çok daha güçlü.

Mahsa Amini’nin polis tarafından öldürülmesi

23 Şehrivar 1401 (14 Eylül 2022) Çarşamba günü, 22 yaşında bir Kürt kızı olan Mehsa Amini, kadın ve halk kitleleri tarafından artık doğru bir şekilde “ölüm devriyesi” olarak adlandırılan bir İrşad devriyesi tarafından “uygunsuz kıyafet” bahanesiyle tutuklandı. Birkaç saat sonra cesedi Tahran’daki Kasri Hastanesine hayati belirtiler olmadan nakledildi ve iki gün boyunca bilinci kapalı kaldıktan sonra öldü.

Jina (Mehsa’nın Kürtçe adı, hayat anlamına geliyor) bir Kürt (İran’ın ezilen milliyetlerinden biri) kızıydı. İslam Cumhuriyeti’ne, Humeyni ve Hamaney diktatörlüğüne karşı direnişin ve mücadelenin sembolü olmuş ve kırk yıldır dini rejime karşı savaşan bir halk.

Mehsa’nın Saqez’deki cenaze töreni büyük bir harekete dönüştü

Mehsa’nın cenaze töreni, Mehsa’nın yaşadığı İran Kürdistanı şehirlerinden biri olan Saqez’de gerçekleşti. Bu törende kadınlar başörtülerini çıkardılar. Halk hükümetin işlediği suçları protesto etmek için “kadın, yaşam, özgürlük” sloganları attı, toplantılar, yürüyüşler ve gösteriler düzenledi.

Hareket tüm İran’ı kapsıyor

Kadın ve erkek kitleleri, Saqez’deki kitlesel mücadeleyi desteklemek için aynı ana sloganla “Kadın, Yaşam, Özgürlük” büyük bir hareket başlattı ve bu hareket hızla İran’ın tüm şehirlerine yayıldı. Kürdistan’dan Belucistan’a, Azerbaycan’dan Bandar Abbas’a.

Bu, İran’daki tüm halk sınıflarının, özellikle de işçilerin, çiftçilerin ve emekçi sınıfların; sömürücülerin ve zalimlerin, suçluların, hırsızların ve paraya tapanların, yolsuzluk yapanların, düzenbazların ve dolandırıcıların rejimine karşı çetin bir savaşıdır. Bu hareket, suçlu Hamaney tarafından yönetilen tüm sistemi sarstı.

Kırk yıllık bir mücadele

Bu büyük kitlesel savaşın uzun tarihi 1957 devrimine kadar uzanıyor. O zaman tiranlık özgürlüğe savaş açtı ve onu geri püskürttü ve şimdi 41 yıldır hüküm sürüyorlar. Şu anki mücadelenin ana yönü özgürlük ve demokratik ve bağımsız bir hükümet kurma mücadelesidir.

Liderlik

Kırk yıllık rejim ve halk partilerine, özellikle de sol partilere indirilen ağır darbeler nedeniyle bu hareket kendiliğinden gelişmiştir ve hiçbir partinin liderliği yoktur. Kendiliğindendir ve şu anda, hangi hükümetin kurulması gerektiğini belirten sloganlar olmaksızın, İslam Cumhuriyeti’ni reddetmeye ve onu devirmeye odaklanmıştır. İşçi sınıfı gençliği hareketin ana gövdesini oluşturmaktadır.

İşçi sınıfının çocukları hareketin ana gövdesini oluşturmaktadır.

Sokaklarda bu sisteme ve Hamaney diktatörlüğüne karşı slogan atan kadınlar, erkekler, kızlar ve oğullar emekçi kitlelere aittir ve ön saflarda işçiler, çiftçiler ve küçük burjuvazinin alt ve orta tabakaları yer almaktadır. Bunlar ülkedeki nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Küçük burjuvazinin üst katmanlarının katılımı hala çok belirgin değil ve varlıklı katmanlar, olması gerektiği gibi İslam Cumhuriyeti’ni devirmek için savaşan sınıflara henüz katılmadı. Elbette doktorlar ve avukatlar, özellikle de doktorlar mücadele yürüttüler ancak ciddi şekilde bastırıldılar.

İşçi sınıfı

Hareket devam ederken, sanayi işçilerinin bazı kesimleri de grevlerle mücadeleye katıldı. İşçiler bu grevlere ekonomik taleplerle başladılar, ancak aslında mevcut demokratik hareketle bağlantılıydılar ve siyasi bir zemine sahiptiler.

Bu grevlerden biri de petrol taşeron işçilerinin greviydi. Hükümet grevin ilk günlerinde 250 işçiyi tutukladı. Bunun ardından yeni işçi grevleri dalgaları ortaya çıktı ve İsfahan’da iki fabrika, Zob Ahan ve Sepahan Çimento greve gitti. Bununla birlikte, işçi sınıfı henüz siyasi taleplerle ülke çapında bir grev düzenlememiştir ve ayaklanmadaki rolü dikkate değer değildir.

Kadınlar

İranlı kadınlar bu dönemdeki mücadelelerde çok önemli bir rol oynadılar. Mehsa Amini’nin öldürülmesine karşı mücadele Kürdistan’ın Saqez kentinde başladı ve hızla İran’ın tüm kentlerine yayıldı. Bu protestolarda kadınlar önemli bir rol oynadı, kampanyaya öncülük etti ve göstericiler arasında çok sayıda kadın vardı. Birçok cesur kız ve kadın sokak çatışmalarına katıldı, kendilerini savundu ve karşı saldırıya geçti. Bunlardan bazıları öldürüldü (yaklaşık 40-50 kadın) ve birçoğu tutuklandı. İslam Cumhuriyeti hapishanelerinde kadınlara işkence ve tecavüz ediliyor. Bazı kız ve kadınların yanı sıra genç erkekler de serbest bırakıldıktan sonra intihar etti, bunun nedeni kitleler için hala belirsiz.

Öğrenciler

Öğrenci hareketinin uzun bir süre çeşitli nedenlerle gerilemesinin ardından öğrencilerin mücadele alanına girmesi özgürlük ve demokrasi hareketini genişletti ve derinleştirdi. Öğrenciler İran’ın birçok üniversitesinde mitingler ve yürüyüşler düzenledi, polis ve Besic ile çatıştı.

Hükümet öğrencileri bastırmak için üniformalı ve askeri güçleriyle Şerif Teknoloji Üniversitesi’ne saldırdı. Birçok öğrenci ciddi şekilde yaralandı ve birçoğu da İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızları güçleri tarafından tutuklandı.

Buna rağmen öğrenci hareketi “Biz işçilerin evlatlarıyız, onların yanında olacağız” ve “İşçiler, öğrenciler, birleşin!” gibi ilerici sloganlarla mücadelesini bugüne kadar sürdürdü.

Kasbeh ve Bazarian (Tüccarlar ve Esnaflar)

İran’da 1357’deki devrimden sonra Kasbeh ve Bazarian, kitle hareketlerini takip eden birkaç dar vaka dışında büyük mücadeleler vermediler, ancak son üç ayda, ikincisi 14, 15 ve 16 Aralık 2022’de olmak üzere ülke çapında iki grev düzenlediler. Bu üç günlük grev İran’ın 70’ten fazla şehrinde gerçekleşti.

Buna karşılık rejim birçok dükkânı mühürledi ve hükümete bağlı güçler dükkânların camlarına sloganlar yazdı. Bu mücadelelerin bu eylemlerle sona ermeyeceği ve muhtemelen gelecekte de devam edeceği açıktır.

Mücadele Biçimleri

Bu mücadeleler bir ölçüde barışçıl ve savunmaya yönelikti, ancak yaşananlar bu mücadeleleri barışçıl ve savunmaya yönelik olmaktan çıkarıp şiddete ve karşı saldırılara dönüştürdü. Artık kitlelerden en çok duyulan cümle şudur: “Vurun şu canavarlara!” Ve İran’ın kadınları ve erkekleri hükümetin bu paralı askerlerini ve halk düşmanlarını cezalandırıyor.

Temel mücadele biçimleri

Bu mücadelenin çok farklı biçimleri var. Küçük grupların sokakta toplanıp sloganlar atması ve polis güçleriyle çatışmasından duvarlara sloganlar yazmaya, Basij (Besic cv.) merkezlerini ateşe vermeye, Cuma imamlarına, milletvekillerine, dini kurumlara ve okullara saldırılara kadar.

Mücadele biçimlerindeki en son değişiklik, bazı sektörlerdeki sanayi işçilerinin grevinin yanı sıra kamyon şoförleri ve sahiplerinin ulaşım sektöründeki grevidir.

Hareket biçimleri ve sloganlar

Bu hareketin ana biçimleri toplantılar, yürüyüşler ve slogan atma olmuştur. Sloganlar genellikle İrşad devriyesine, polis gücüne, Basij’e ve hükümete karşıydı. Genel olarak en yaygın sloganlar şunlardır: “Velayete ölüm”, “Hamaney’e ölüm”, “İslam Cumhuriyetine ölüm”, “Kahrolsun Diktatör”, “Basij’e ölüm” ve “Sepahi’ye ölüm”. (Ordunun yanı sıra bir başka askeri güç olan Devrim Muhafızları’nın temel görevi iç mücadeleleri bastırmak ve Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen gibi bölgedeki Müslüman ülkelerde Hizbullah güçlerini organize etmektir).

Özel birliklerin, polis gücünün ve Devrim Muhafızları’nın, artık temel siyasi, askeri ve ekonomik meselelerin çoğunu kendi kontrolleri altında toplayan “Ölüm Kolordusu”nun müdahalesi, halk kitlelerinin bu paralı askerlere ve Devrim Muhafızları’na karşı saldırıya geçmesine yol açtı. Baskı güçlerinin ve “Geşt İrşad “ın araçlarını ateşe verdiler ve onları yumruk ve tekmelerle dövdüler.

Hareketin küresel yankısı

Tüm dünyada yankı bulan bu hareket, dünyanın tüm ülkelerindeki İranlı göçmen kitleleri İran’daki halkla yan yana harekete geçirdi. Birçok sanatçı ve sporcu Mahsa Amini’nin öldürülmesini kınadı ve kitle hareketinden yana tavır aldı.

Hamaney ve korumaları korkuyor!

Hamaney işçi sınıfından ve kitle hareketinden korkuyor. İran işçi sınıfı ve halkının birleşmesinden ve hareketlerinin her yere yayılıp küreselleşmesinden ve daha da önemlisi devam etmesinden korkuyor.

Hükümetin baskısı çok şiddetli olmuştur. Belucistan’ın (İran’ın bir başka ezilen ulusu) merkezi Zahedan’da “Zahedan’ın Kanlı Cuması” olarak anılan bir günde yüzden fazla insan öldürüldü. Beluçlar Sünni’dir ve İran’ı yöneten dini diktatörlük tarafından her zaman baskı altında tutulmuştur. Ayrıca hükümet Şerif Teknoloji Üniversitesi’ne bir saldırı, Mahabad’a (Kürdistan’da) ağır askeri teçhizatla bir saldırı ve hatta Şiraz’da “Şah Çırak” adlı dini bir mekana bombalı saldırı düzenleyerek 15 hacıyı öldürdü ve IŞİD’i suçladı ve ardından halkın protestoları bırakmasının daha iyi olacağını çünkü devam ederlerse IŞİD’in daha fazla saldıracağını söyledi. Ancak halk onların yalan söylediğini anladı ve savaşmaya devam etti. Baskının son biçimi ise tutuklanan genç sokak savaşçılarının infaz edilmesi. Şu ana kadar iki kişiyi idam ettiler ve büyük olasılıkla daha fazla genci idam edecekler.

Birleşen halk, tüm sosyal sınıfların küresel hareketi ve bu hareketin devamı

Halk birleşir ve mevcut hareket devam ederse ne onu kontrol edebileceklerini ne de kendi iç çöküşlerini engelleyebileceklerini çok iyi biliyorlar. Hareketin devam etmesi nihayetinde tiranlığın zincirlerinin gevşemesi ve ölüm mangalarının acizliğini göstermesinin yanı sıra hükümet çetelerinin dağılması ve hükümetin içeriden daha fazla parçalanması anlamına geliyor. Bunlar aynı madalyonun iki yüzüdür. Bu nedenle kendilerini birleşik, güçlü ve yenilmez olarak sunmaya çalışıyorlar. Böylece halk onlardan korkar, onları deviremeyeceklerini düşünür ve sonunda tiranlıklarına teslim olurlar. Bu yüzden çılgınca hareket ediyor, ateş ediyor ve insanları öldürüyorlar.

Hükümetin ilerlemesi ve geri çekilmesi

Hamaney’in hizip ve çetelerinin, sözde “iktidarın sert çekirdeği”nin (Hamaney’i çevreleyen klik) geri adım atmayacağına şüphe yok. Şaşırmış, hazırlıksız ve genellikle harekete hemen tepki veremeyen ya da bu tür tepkilerin sonuçlarından korkan bu güçlerin şimdiye kadarki ve çoğu zamanki genel yöntemi, kitle hareketinin enerjisinin bir kısmını mücadele ederek yavaşça boşaltmasına izin vermek ve halk yorulduğunda, askeri ve paramiliter güçlerini topyekün bir karşı saldırı ve en şiddetli bastırma için planlamak ve organize etmekti.

Tiranlık cehennemiyle savaşmak

Bu çürümüş sistemin mumyalanmış kafaları ve birkaç destekçisi İran’da büyük bir cehennem yarattılar; cehalet cehennemi, özgürlüğün ölümü ve insanlara vaat edilen “cenneti” getirmek için zorbalık… İran halkının şu anki mücadelesi bu cehenneme karşı ve özgürlük içindir ve elde edilene kadar da devam edecektir.

Bu büyük ayaklanmanın ilerlemesi ve gelişmesi kuşkusuz bölge ve dünya ülkelerindeki kitleleri de etkileyecek ve yeni değişimler getirecektir.

Sol güçlerin pozisyonu

İran’da sol parti ve örgütler, yani komünist devrimciler (Marksist-Leninist veya Maoist) yoktur. “Sahte sol” olarak adlandırdığımız gruplar ve örgütler var. Bunlar iki akıma ayrılıyor. Kruşçevci revizyonistler ve Troçkist akımlar. Kendilerini “Batılı Marksistler”, “Yeni Sol”, “Avro-Komünistler”, “Marksistler” vb. olarak adlandıran başka küçük gruplar da var. Bir de Avakianist grup var. Tüm bu eğilimler birkaç kişilik gruplara ve küçük gruplara bölünmüş durumda, tüm liderleri ve kadroları yurtdışında. Çoğu kendilerini parti olarak adlandıran bu örgütlerin hiçbirinin işçi sınıfı ya da halk kitleleri arasında, en fazla birkaç birey üzerinde etkisi yoktur.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın ardından bunlar iki gruba ayrıldı. Kruşçevci revizyonist parti ve örgütler Rusya’nın yanında yer alırken, Troçkist, “Marksist”, “Batı Marksizmi” ve “Yeni Sol” parti ve örgütler Ukrayna’nın yanında yer aldı. Mevcut harekette hiçbir rolleri yok ve çoğu insan onları tanımıyor. Faaliyetlerinin çoğu sadece internette ve sanal ortamda. Elbette Kürt ve Beluci partileri de var ama bunların etkisi daha çok Kürt ve Beluci halkları arasında ve İran’ın geri kalanında etkileri yok. Biz kendimiz çok küçük bir hareketiz ve faaliyetlerimiz çok sınırlı, geçmişe kıyasla büyüdük ve bu hareket, ayaklanma veya devrim sürecinde daha da büyümeyi umduğumuz söylenebilir.

Yaşasın kadınların özgürlük ve demokratik hareketi!

Yaşasın kitlelerin özgürlük ve demokratik hareketi!

İslam Cumhuriyeti’ne ölüm!

İşçi sınıfının önderliğinde bir Demokratik Halk Cumhuriyeti için!

İran’ın Kızıl Yolu (Maoist)

Aralık 2022

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu