EmekGüncel

SÖYLEŞİ | “Urfa ve Bölge, Ucuz İş Gücü Merkezi Yapılmak İsteniyor!”

Özak Tekstil işçileri direnişini İstanbul’a, Özak Holding önüne taşıma kararı aldı. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen “Mücadelemiz daha da güçlü sürecek” dedi.

Direnişçi işçiler içerisinden 10 gönüllü işçi ile birlikte 22 Ocak’tan itibaren direnişi İstanbul’da bulunan Özak Holding önüne taşıyacak. Türkmen, hak ihlallerinden asıl sorumlu tuttukları uluslararası markaların –başta Levi’s ve Zara olmak üzere– mağazalarının önünde eylemler yapma ve Özak’ın önünde eylemler yapma, dayanışmayla, destekle markalara ilişkin kampanyaları daha güçlü bir şekilde sürdürme hem de direnişi orada sürdürme kararı aldıklarını dile getirildi.

Türkmen ile bu sürece dair konuştuk. Türkmen, devlet ve sermayenin Özak işçilerinin karşısında birlikte hareket ettiğini, emek ve demokrasi güçlerinin bölgenin ucuz iş merkezi haline getirilmesine karşı Özak direnişini daha güçlü sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı.

– Direnişin geldiği noktaya dair bir değerlendirme yapar mısınız? Direniş, İstanbul’a taşınıyor, neden böyle bir karar aldınız?

– Kurulduğundan beri yüzlerce işçinin tazminatsız işten atıldığı, bugüne kadar tek bir işçinin bile kıdem ve ihbar tazminatını tam alamadığı Özak Tekstil’de ilk defa işçilere kıdem, ihbar ve senelik izin alacaklarının tam olarak ödenmeye başlanması bu direnişin şu ana kadarki en önemli kazanımı olmuştur.

Direnişin başında “yasa dışı grev” gerekçesiyle ve 46, 48 gibi kodlarla tazminatsız atılan işçilere şimdi kıdem, ihbar tazminatları ve senelik izin gibi diğer alacakları ödenmekte ve bu işçilerin kodları değiştirilerek işsizlik ödeneğinden de yararlanmaları sağlanmaktadır. Bu kazanım BİRTEK-SEN öncülüğünde birleşen ve direnen Özak işçilerinin kazanımıdır.

Ancak asıl talebimiz olan bütün işçilerin işe geri alınması ve sendika seçme haklarının tanınması için mücadelemiz tüm kararlılığıyla devam edecektir. Gelinen aşamada direnişi burada sürdürmenin olanakları çok zorlaştı.

Direniş uzadıkça işçilerin önemli bir kısmının ekonomik zorluklar ve geçim derdi yüzünden tazminat almak zorunda kalıp direnişi sürdüremez hale gelişi de eklenince, direnişi Urfa’da bu haliyle sürdürmenin koşulları zorlaştı.

Bugün direnişe devam eden 100’e yakın işçiyle yaptığımız toplantı sonucunda direnişçi işçilerden gönüllü olan 10 işçi arkadaşımızla birlikte direnişi  İstanbul’da bulunan Özak Holding’in önüne taşıma kararı aldık. 22 Ocak Pazartesi’den itibaren direnişi Özak Holding’in önünde sürdüreceğiz ve İstanbul’da Levi’s ve Zara mağazaları önünde sürekli ve çok daha etkili eylemler örgütleyeceğiz. Bizim esas derdimiz, fabrikaya dönmek bunun mücadelesini Özak Holding’in genel merkezinde devam edecek.

 

“Bölge, Türkiye’nin Bangladeş’i yapılmak isteniyor”

– İşçilerin sendika değişim talebinin önünde patronlar güçlü bir şekilde duruyor. Bunun nedenini yeniden vurgulamak ister misiniz?

– Bunu Özak patronunun inadı ile açıklamak doğru değil. Bu direnişin karşısında sadece Özak patronu değil, başta Urfa olmak üzere bölgedeki tüm sermaye yetkilileri ve devlet kurumları birleşmiş durumda. Biz daha önce birçok direniş gördük, polisi yani devletin resmi kurumlarını karşımızda görmeye alışığız ama burada daha özel ve ciddi bir tutum var. BİRTEK-SEN’in ÖZAK’ta, Urfa’da örgütlenmesi çok ciddi bir tehlike olarak görülüyor.

Bunu da açık açık söylüyorlar zaten. Burada neredeyse başka bir işçi direnişinde yaşanmamış baskılar çıktı karşımızda.

Özak işçileri, çevre illerden getirilen asker kuvveti takviyesiyle, ilk günler fabrika önüne, sonrasında ise peyderpey Organize Sanayi Bölgesi girişine kadar asker yığınağı yapılarak OSB’nin dışına kadar sürüldü. Bu engellemelere bir de yetki alanında olmamasına rağmen hukuksuz bir biçimde iş mahkemesinden çıkarılan fabrika çevresinde eylem yasağı kararı eklendi. Hala çevre illerden alınan destek ile fabrika, abluka ve barikatlarla çevrili bir şekilde tutuluyor.

Bu bize şunu gösteriyor; -bu sadece kolluğun tutumu da değil- Valilik başta olmak üzere tüm sermaye güçleri, BİRTEK-SEN’in Özak ve tüm Urfa’da örgütleneceğini öngörerek, bunun bölgeyi etkileyeceğini düşünerek karşımızda konumlandı. O nedenle Özak’a sendikanın girmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar.

Bunu da yasadışı yöntemlere başvurarak yapıyorlar. Urfa ve çevresinin ucuz bir iş gücü merkezi yapılması isteniyor. Uzun zamandır çok ciddi teşvikler, destekler var. Bunun amacı da şu; özellikle Tekstil başta olmak üzere Urfa’dan Van’a, Bitlis’ten Adıyaman’a, Batman’a kadar çok ciddi teşviklerle tekstil fabrikaları kurulması planlanıyor. Burada amaç burayı Türkiye’nin Bangledeş’i yapmak. Burası ucuz köle merkezi yapılmak isteniyor.

BİRTEK-SEN gibi bir sendikanın burada örgütlenmesi bunu tehlikeye atacak çünkü örgütlenirse bu koşullarda işçileri köle gibi çalıştıramayacakları biliyorlar. Bu da buranın ucuz iş gücüne dayalı bir merkez olmasını engelleyecek bir şey. Bu nedenle devlet ve sermaye güçleri açısından işçilerin kölelik koşullarında çalışmaya devam etmesi gerekiyor.

 

“Özak kazanırsa bölgedeki tüm işçiler kazanacak!”

Grevin daha güçlü sahiplenmesi için neler yapılabilir sizce?

– Direnişimiz bugüne kadar oldukça sahiplenildi, bunu kabul etmek lazım. Hem irili ufaklı sendikalar yani bağımsız sendikalar, hem DİSK’e bağlı mücadeleci sendikalar, KESK’e bağlı sendikalar diğer pek çok ilde eylem yaptılar, ciddi dayanışma ve destek içinde oldular. Ayrıca uluslararası düzeyde de çok iyi yangınlar yaratıldı, direnişin başından beri en az 10 ülkeden dayanışma eylemleri-mesajları geldi.

Yani uzun yıllardır Türkiye’deki işçi direnişi hem Türkiye’de hem uluslararası düzeyde ilk kez bu kadar güçlü bir etki yarattı. Ama tabi bu yeterli değil çünkü karşımızda devletin bütün güçleri birleşmiş durumda. Bütün güçlere karşı sadece ÖZAK işçilerinin yani tek bir fabrikanın işçilerinin bu güçlerle başa çıkması mümkün değil.

O nedenle hem dayanışmanın sürmesi hem de büyümesi gerekiyor. Ama bundan da önemlisi, buradaki esas konu Özak işçileri kazanırsa tekstil işyerlerine örnek olacaktır. Hepsinin kazanımı olacaktır ve sermaye güçleri de bunun farkında. Bu yüzden Özak dışında başta Urfa olmak üzere bölgede aynı kölelik koşullarında çalışan bütün tesktil işçilerinin örgütlenmesi ve bu birliğe dahil olması ve Özak işçileriyle dayanışması gerekiyor.

Biz Özak işçileri için bu çağrıyı yapıyoruz. Özak işçileri kazanırsa bölgedeki tüm işçiler kazanacak. Devlete karşı mücadeleyi sadece Özak işçilerinin sırtına yüklemek olmaz. O zaman Özak işçilerinin karşısında birleşen bu güçlere karşı yalnız bırakılmaması gerekiyor. Çünkü bu direniş boğulursa aslında işçi sınıfı için bir kayıp olacak. Moral bozucu olacak ama kazanırsa bütün işçi sınıfı kazanacak.

Bu anlayışla bütün emek ve demokrasi güçlerinin bu direnişini daha güçlü sahiplenmesi gerekiyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu