GüncelManşet

YPG Sözcüsü Mehmud’dan Afrîn için Erdoğan’a: “Hayal görüyorsunuz”

H.Merkezi: TC devletinin “Afrîn’e saldırılacağız” salvoları sürerken YPG Sözcüsü Nuri Mehmud, saldırı tehditlerine “1 haftaya kalmaz ne yapacağımızı görecekler” şeklinde cevap verdi.

Nuri Mehmud saldırı diyen Erdoğan’ın İdlib’e karşı Efrin pazarlığını yaptığını söyleyerek, “Türk ordusu bir hafta içerisinde Efrin’e gireceğini düşünüyorsa hayal görüyordur” dedi.

Halk Savunma Birlikleri (YPG) Sözcüsü Nuri Mehmud, bitti denilen Suriye iç savaşının son haftalarda yeniden alevlendiği İdlib ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gündemine aldığı Efrin üzerinden “pazarlık yapıldığını” söyledi. Mehmud, “bir hafta içerisinde Efrin’e girmenin” planını yapan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) “Büyük yanılgı yaşarsınız” mesajını verdi.

 Fırat Haber Ajansı’ndan (ANF) Mustafa Mamay’ın sorularını yanıtlayan YPG Sözcüsü Nuri Mehmud, Erdoğan’ın açıklamalarından sonra gündemin ilk sırasına oturan Efrin’e dönük olası operasyonu değerlendirdi. Mehmud, Erdoğan’ın açıklamalarını, Rusya ve ABD’nin yaklaşımlarına dair, “Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar ve yaşanan hareketlilik bir umut verildiğini gösteriyor. Tehditlerini daha yüksek bir perdeden dile getiriyor. Görüldüğü kadarıyla Baas rejiminin İdlib’teki yenilgi olasılığını hesaba katan güçler Erdoğan rejimiyle anlaşmaya kapı aralıyor. Tüm dünya, uluslararası kamuoyu Efrin ve İdlib üzerinden bir pazarlık yapılması seçeneğine karşı duyarlı olmalıdır” şeklinde konuştu.

Efrin Kobanê’nin devamıdır

Mehmud, “Efrin’e basit yaklaşan bölgesel güçler de şunu çok iyi bilsin; Efrin Kobanê’nin devamıdır. Kobani’yle birlikte mücadele eden dünya halkları için Efrin’de aynı pozisyondadır. Efrin yalnız değildir. Efrin ve İdilip pazarlığı üzerinden çıkarlarını koruyabileceğini hesap eden devletlerin DAİŞ’le yanı kimliğe bürünmesi seçeneği uzak bir ihtimal değil. Çünkü Efrin, demokrasi, barış, çözüm isteyen dünya halklarının umududur

Bu nedenle uluslararası kamuoyu nezdinde Efrin öyle basit yaklaşılacak bir yer değil. Diğer yandan Efrin savunma anlamında kendisini oldukça iyi örgütlemiş. Türk ordusu bir hafta içerisinde Efrin’e gireceğini düşünüyorsa hayal görüyordur. Türk ordusu her şeyden önce Türkiye halklarının gerçeğini görmelidir. Türkiye halkları ne Serêkaniyê’yi ne de Kobanê’yi yalnız bırakmadı. Direnişe çok fedakârca sahip çıktı ve ciddi bir rol oynadı. Teröre karşı Türkiye halklarının Serêkaniyê’ye ve Kobanê’ye büyük desteği oldu. Bu nedenle Türkiye halklarını savunması gereken ordu AKP iktidarının çıkarları doğrultusunda kullanılıyor”  şeklinde açıklamasının devam ettirdi.

 “Kirli bir pazarlık yapılıyor. Efrin halkı direnecektir” 

ypgAçıklama şu şekilde sürdürüldü, “Ancak AKP’nin kirli pazarlığına karşı duyarlı olması gereken uluslararası güçler bekle gör konumundalar şimdi. Hangi tarafta yer alırsa çıkarına olacağının hesabını yapıyorlar. Bu nedenle çok utangaç açıklamalar yapılıyor. Çıkarlarını çok bariz bir şekilde öne alıyorlar. Efrin ve İdlib’teki durum Suriye’de Halkların Baharı’nın kazanma ya da kaybetme mücadelesidir. Uluslararası güçler, Erdoğan’ın Suriye’nin bütün kentlerinde, Kobanê, Humus, Hama ve bazı Türkiye kentlerinde yaşanan trajedileri Efrin’e da yaşatmaya çalıştığını görmelidir. Kirli bir pazarlık yapılıyor. Efrin halkı direnecektir. 

Bölge halklarının umudu Kuzey Suriye ve Efrin’dir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir; bugün Efrin’i savunan savaşçılar Kobanê’de uluslararası teröre karşı büyük kahramanlıklar sergilediler. Fedaice direnerek terörizmin yenilebileceğini ispat ettiler. Efrin’in savaşçıları Kobanê’de Paris, Moskova, New York, Kahire hatta Ankara ve İstanbul’u savundular.

Uluslararası güçler de halkların çıkarlarını esas almalıdır. Bu gerçeğe kim karşı çıkarsa halkların umudunu katledenler olarak değerlendirilecektir. İdlib ve Efrin’de bunun test edileceği yerlerdir. Erdoğan’ın Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) maskesi Serêkenayê’de, DAİŞ maskesi de Kobanê’de düştü. Şimdi maskesiz, direkt kendisi işin içine girdi. Türkiye’nin sorunlarını tartışması gereken Türk parlamentosu Efrin müdahalesini tartışıyor. Bunun hiçbir meşruluğu yoktur. İran ve Rusya gibi Suriye’de çıkarları olan güçler de İdlib’e karşı Efrin’i vermeye zorlanıyor. 

ABD ve Rusya gibi güçlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Ancak şimdiye kadar istenen tutumu almamaları bizleri düşündürüyor. Türkiye’nin ABD ve Rusya’yı çıkarlarını tehlikeye atmakla tehdit etme ihtimali var. Bu güçler de çıkarlarını korumak adına temkinli davranıyor olabilirler. Bizim düşüncemize göre her iki gücün çıkarları Ortadoğu halkalarının yanında yer almaktadır.

Kuzey Suriye’de gelişen demokrasi, sorunların çözümü için tüm bölgeye umut veriyor. Türkiye halklarının Kuzey Suriye Devrimi için verdiği emeği hiç bir zaman unutmayacağız. Bizim tarafımızdan Türkiye sınırı üzerinde hiç bir zaman tehdit oluşmamıştır. Bu AKP iktidarının manipülasyonudur. Biz demokrasi ve özgürlük çerçevesinde var olan sorunları savaşsız çözmeye hazırız. Diyaloğa kapalı olan bir sistem değiliz, hiç bir tarafı reddetmiyoruz. DAİŞ terör örgütü olduğu için onları savaşla yok ettik. DAİŞ’in bitirilmesi ardından sorunları demokratik yol ve yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz.

Eğer DAİŞ gibi bir saldırı olursa, düşüncelerimize saygı gösterilmezse buna karşı sonuna kadar direniriz. Özellikle pazarlığa en yakın olan kesim Rusya kirli oyunlara izin vermemelidir. Türkiye en fazla baskıyı Rusya’ya uyguluyor. Rusya’da bu baskıya karşı denemin gereklerine layık olan bir tutum içerisine girmelidir. Çünkü Erdoğan’a yatırım Rusya’nın güncel çıkarlarına yanıt verebilir ama uzun vadede tehlikeye atar. Bekle gör yaklaşımdan çıkıp tereddütsüz bir şekilde topluma, özgürlüğü, demokrasiye sahip çıkma inisiyatifi geliştirmeliler. Şimdiye kadar maalesef beklenen tutum sergilenmedi. Türk devletinin saldırısı olursa bu güçlerin sorumluluğu herkesten daha fazla olur.

Erdoğan, gerçekleri çarpıtıyor. İsteyen taraflar gelip sınırda incelemede bulunabilir. Sınırlarımızdan komşularımıza yönelik hiçbir tehdit doğmamış şu ana kadar. Saldırı yerine teröristlerden koruduk komşularımızı”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu