GüncelManşet

(Panorama) “Dünya” kadar olayın yaşandığı 2014ʼü geride bırakırken…

“Dünya” kadar olayın yaşandığı 2014’ü geride bırakırken, neler olduğuna göz atmak için bir panorama hazırladık. Ay ay öne çıkan olaylar ile bütün bir yılı etkileyen, hatta daha fazla bir süreyi etkileyecek olan gelişmeleri incelemenin anlaşılır bir yöntem olan öneminden yola çıkarak hareket ettik.

Ay ay dünyada olanlar

Ocak ayında Mısır’da gerçekleşen çatışmalarda en az 62 kişi yaşamını yitirdi. Irak’ı işgal eden ABD askerlerinin 2004 yılında direnişçilerin cesetlerini yakma fotoğrafları ortaya çıktı. Güney Sudan’da ülkedeki çatışmalardan kaçmak isteyenler Nil Nehri’nde boğuldu, en az 200 kişi yaşamını yitirdi. Güney Afrika’da yüz bin maden işçisi zam talebiyle platin madeni üretimini durdurarak greve çıktı. Nijerya’nın kuzeydoğusundaki Borno ve Adamawa eyaletindeki Hıristiyanlara dönük saldırılarda en az 99 kişi öldü. Şubat ayında Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde otobüs ücretlerine 10 sentlik zam yapılması üzerine ve Dünya Kupası’na milyonlarca dolar harcanmasına karşı “Zenginlere kupa, yoksullara hurda” şiarıyla eylemler yapılırken, yüzlerce kişi gözaltına alındı. Mısır’da 13 bin tekstil işçisi, çeşitli taleplerle greve çıktı. Güney Afrika’da Johannesburg’a yakın bir kaçak maden ocağında 200 işçi göçük altında mahsur kaldı. Mart ayında Kırım Yüksek Konseyi’nde bölgenin Ukrayna’dan bağımsızlaşarak Rusya Federasyonu’na bağlanmasına dair karar, 100 milletvekilinden 78’inin desteğiyle alındı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Gine’de 59 kişinin canını alan Ebola salgınının başkent Konakri’ye ulaştığını açıkladı. Nisan ayında El Fetih ile Hamas arasındaki 7 yılı bulan bölünmüşlük, ortak hükümet kurma kararının alınmasıyla sonlandırıldı.

Mayıs ayında Ukrayna’nın Odessa kentinde hükümet yanlısı Sağ Sektör grubu sendika binasını ateşe verdi, 39 kişi yaşamını yitirdi. Afganistan’ın Badahşan vilayetinde aşırı yağış sonucu oluşan toprak kaymasında bir köyün toprak altında kalmasıyla en az 2100 kişi can verdi. Nijerya’da Boko Haramadlı örgüt 270 kız öğrencinin kaçırılma olayını üstlendi ve öğrencileri köle olarak satacağını açıkladı. Aynı örgütün Gamboru Ngala kasabasında yaptığı katliamda yüzlerce kişi katledildi. Mısır’da yüzde elliyi bulmayan katılım oranının olduğu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sisi oyların yüzde 96,7’sini alarak seçildi. Haziran ayında Musul’u ele geçiren IŞİD çeteleri Türk Konsolosluğu’nu basarak 49 kişiyi rehin alırken, hilafet ilan etti ve Ebu Bekir Bağdadi’yi halife olarak duyurdu. Suriye’de katılım oranı yüzde 73.42 olan devlet başkanlığı seçimini oyların yüzde 88,7’sini alan Beşar Esad kazandı. Brezilya’da dünya kupasının açılış kenti olan Sao Paulo’daki metro grevinde açılış stadına giden bütün yollar kapandı. Temmuz ayında IŞİD’in Şengal’e yönelik saldırıları başladı. İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği hava ve kara saldırılarında yüzü aşkın Filistinli katledildi. Britanya’da milyonların katılımıyla ülkede son yüzyılının en büyük grevi gerçekleştirildi. Ağustos ayında Çin’de bir fabrikada

Yaşanan patlamada 65 işçi yaşamını yitirdi. KDP peşmergelerinin kaçmasıyla IŞİD Şengal’de katliam yapmaya başladı. ABD savaş uçakları IŞİD mevzilerini vurdu. ABD’nin Ferguson kentinde 18 yaşındaki Michael Brown adlı siyahî gencin polis tarafından katledilmesine karşı yapılan eylemlere polis saldırdı. Filistinli ve İsrailli heyetler Mısır’ın önerdiği iki aşamalı planı kabul etti.

Eylül ayında Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle yerinden olanların sayısının 1 milyonu aştığı açıkladı. Çatışmalarda 3.245 kişi yaşamını yitirdi. Ukrayna ile Rusya, Ukrayna’nın doğusunda kalıcı barış için anlaştı. IŞİD’in Kobane kuşatması başladı. İskoçya’da bağımsızlık referandumunda yüzde 55 hayır çıktı. Peşmergeler Kobane’ye doğru yola çıktı. Kasımayında İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa ve Filistinlilere saldırmasıyla olaylar başladı. İsrail Kabinesi İsrail’i Yahudi Ulus Devleti olarak tanımlayan yasa tasarısını onayladı. ABD’de siyahî Michael Brown’u öldüren polise mahkeme tarafından ceza verilmeyince protestolar başladı. Toplumsal muhalefetin durulmayan merkezlerinden Yunanistan’a ise bu ayda öğrenci direnişleri damga vurdu. 500 üniversite ve lise öğrencileri tarafından işgal edildi. Günler süren bu işgal ile 1973 Politeknik Direnişi’nin 41. yıldönümü denk gelince on binlerce öğrenci sokağa çıktı. Aralık ayında ABD’de siyahî gençleri katleden polislere ceza verilmemesine karşı tepkiler artarken bir siyahî daha katledildi. 2 ABD’li polisi öldüren bir siyahî genç ise intihar etti. Suriye’de çatışmalarda ölenlerin sayısı 200 bini geçti. Taliban örgütü Pakistan’da bir okula baskın düzenleyerek 148 kişiyi öldürdü. Yunanistan’da altın madenine karşı çıkan binlerce kişi Skouries’te polisle karşı karşıya geldi. Ancak Aralık ayında Yunanistan’ı ateşe veren eylemler Alexis ve Romanos için gerçekleştirildi. 2008’de katledilen Alexis için sokağa çıkan binler, tutsak Nikos Romanos’un açlık grevi ile dayanışma mesajı verdiler. Buna tahammül edemeyen Yunan polisi ile kitle arasında günler süren çatışmalar yaşandı. Eylemlerin sonucunda Romanos serbest bırakıldı.

Emperyalistler arası çatışma 2015’e miras kaldı!

2014 yılında emperyalistler arası çatışmanın önemli bir merkezi Ukrayna’ydı. Ukrayna nezdinde açığa çıkan, batılı emperyalistlerin Ortadoğu, Ukrayna ve bunlar nezdinden Rusya’ya dönük hamleler yapmasıdır. Aynı zamanda emperyalistlerin Doğu Avrupa’da “ucuz emek gücü” politikasının da somutlaştığı yer olan Ukrayna’da Swoboda Partisi gibi faşist partilerin etkinliğinin artması ve AB yanlısı yönelimle toplumsal muhalefete, işçi eylemlerine, sendikalara saldırması tesadüf değildi.

ABD ve AB’nin etkisiyle kendi iktidar alanlarını kuran ve Rusya karşıtı olan örgütlerin yanında, Ukrayna’daki Rusya ve etkisindeki kesimler de boş durmadı. Çatışmalar sırasında Kırım’ın bağımsızlığını ilan etmesi ve Rusya’nın hemen onu tanıması, Rusya’nın sürece olan etkisinin görünür haliydi. Yaşadıkları ekonomik ve bu bağlamda siyasi krizi yeni pazarlara yönelerek aşmak isteyen emperyalistlerin taşeronları aracılığıyla (en azından şimdilik) sıcak çatışmaları göze alarak dalaşlarını Ukrayna şahsında Doğu Avrupa’da da göstermeleri, yaşanacakların habercisi. Emperyalistler açısından önemli bir konu da Kasım ayında Avusturalya’da gerçekleştirilen G–20 zirvesiydi. Gayri safi yurt içi hâsıla, Ukrayna Krizi ve Ebola salgınının konuşulduğu zirvede özellikle Ukrayna Krizi’nden dolayı Rusya ile diğer emperyalistlerin soğukluğu dikkat çekti. Dünya ekonomisinin yüzde 85’ine sahip G–20 ülkelerinin ülke ekonomilerine dair aldıkları kararların istihdam alanlarını artıracağı söylense de ucuz iş gücü, yoksulluk saldırılarının daha da artacağı

ve krizlerin büyüyeceği G 20’nin doğasına uygun. Ayrıca Obama’nın Rusya’ya dönük Ukrayna’daki ayrılıkçı gruplara destek sağlandığı müddetçe ekonomik izolasyonun süreceğine dair söylem, sorunun 2015’e kalan ciddi miraslardan olacağını gösteriyor. Emperyalistlerin diğer bir politik yönelimi ise enerji kaynaklarıdır. Emperyalist tekeller, su kaynaklarını ele geçirmek için birçok ülkede yağma ve talan politikalarıyla hareket ederken, özellikle Ortadoğu’daki dengeleri belirleyen durumda olan petrolün yaşanan krizin etkisiyle fiyat olarak düşüşü tartışmaları da beraberinde getirdi.

Ezilenler: “Nefes alamıyoruz!”

Emperyalistlerin aralarındaki çatışma ve bununla daha da artan saldırıları sürerken ezilenler cephesinde de isyan hareketleri büyüyor. Özellikle Dünya Kupası’nın gerçekleştiği Brezilya’da Kupa için milyonlarca dolar harcanmasına tepki duyan kitleler ile ABD’nin Ferguson bölgesinde siyahîlere dönük polis saldırıları on binlerce insanı “Nefes alamıyorum” şiarıyla sokağa döktü. Ferguson’un, ABD’nin ilk siyahî başkanı diye propaganda edilen Obama’nın Başkanlık dönemine denk gelmesi önemli bir ayrıntı. Siyahîlere dönük ırkçı uygulamaların özellikle yoksul yerlerde daha da yoğunlaştığı ve son süreçte de çok sayıda siyahî genci katleden polislerin cezasız kalışı on binlerce ABD’linin öfkesini sokağa yansıtmasını getirdi. Brezilya’da ise devletin kemer sıkma politikalarına ve yoksulluğun sınıra dayanmasına rağmen Dünya Kupası’na milyonlarca dolar harcanmasına karşı kitlesel eylemler gerçekleştirildi. Kupa amaçlarının yakınlaşmasıyla artan eylemlere dönük devletin saldırganlığı da şiddetlendi. Kupa eylemlerinin yanında özellikle ulaşım sektöründe çalışan işçilerin gerçekleştirdiği grevler hayatı ciddi anlamda etkiledi. Emekçilerin ekonomik saldırılara karşı kitlesel eylemler yaptığı iki diğer önemli yer de Belçika ile Arjantin’di. Belçika’da yine devletin kemer sıkma politikalarına 120 bin işçi emekçi sokağa çıktı. Arjantin’de de devletin yaşadığı ekonomik krizi halka ödetme politikasına karşı kitlesel eylemler gerçekleştirildi.

[widgetkit id=1020]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu