DerlediklerimizGüncel

Şebnem Korur Fincancı | Sayılar

Bundan tam 7 yıl önce, yılın son günlerinde üzerlerine yağdırılan bombalarla katledilen çoğu çocuk 34 insan bir sayı olarak anlatıldığında eksik kalır elbette, ama bu anlatıdan sayı çıktığında da eksik kalır. Çoğu çocuk, ne demektir örneğin?

“İnsanlar sayı değildir” dövizleri ile eylem yaptı İsrail’deki insan hakları mücadelesinden insanlar, öldürülen onlarca Filistinliyi sayılarla anan, bu sayıları yok sayan İsrail devletine karşı. Yıllardır İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı olarak bu topraklarda yaşanan hak ihlallerini belgelerken, biraz da mahcup bir ifadeyle sunulan rakamların insana denk gelmediğini söylerdik ya, dövizi ellerine almış İsraillileri görünce yeniden düştü aklıma bu sayılara dökülmüş hak ihlalleri meselesi.

Bundan tam 7 yıl önce, yılın son günlerinde üzerlerine yağdırılan bombalarla katledilen çoğu çocuk 34 insan bir sayı olarak anlatıldığında eksik kalır elbette, ama bu anlatıdan sayı çıktığında da eksik kalır. Çoğu çocuk, ne demektir örneğin?

Ölen 34 insanın 19’unun 18 yaş altında olduğunu söylediğimizde, sayıların anlatıyı farklı biliş hallerine yönlendirmesi kaçınılmazdır. Çocuklara coğrafya dersinde o soyut “sınır” çizgilerinin çocuklara yönelik yaşam hakkı ihlalleriyle kan kırmızı çizildiğini anlatabiliriz belki.

Aynı aileden 26 insanın öldüğünü, o ailenin bir yarısının da o coğrafya atlasının kırmızı çizgisinin ötesinde kaldığını ve kırmızı çizgilerin insana sayılardan çok daha uzak olduğunu sayılarla göstermek daha kolay olur bence.

Takipsizlik ve  takipsizliğe itirazın reddi kararının çıkması, ardından Anayasa Mahkemesine başvuru yapmak için 2 yıl 7 ay 20 gün geçmesi gerektiği, ancak 18/07/2014’de başvurulabildiğinin bize sayılar üzerinden anlattıkları hiç az değildir.

Önce sayılarla devam edelim. Anayasa Mahkemesi (AYM) Roboski katliamı mağdur ailelerinin yaptığı başvuruyu 26/02/2016’da reddetti. Tam 1 yıl 7 ay 8 gün sonra. Bu kararın Resmi Gazete’de yayınlanması ise 25 gün sürer. Mahkeme, dosyayı “görüşmeye bile değer görmeden”, 53 başvurucudan sadece 3 başvurucunun avukatı olan Nuşirevan Elçi’nin vekaletnamesini 2  gün geç göndermiş olması nedeniyle bu kararı almıştır. Oysa vekaletname ekinde bir de sağlık raporu bulunmaktadır. Mahkeme mazereti yeterli görmemiş; “ağır, ameliyatlık gerektiren veya ölümcül bir hastalık” olmadığı belirtilmiştir.

Roboski katliamı mağduru 281 başvurucu iç hukuk yollarının tüketildiğinden yola çıkarak, yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere hak ihlalleriyle ilgili 23/08/2016’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurur. Hepimiz 17/05/2018’de AİHM’in başvuruyu kabul edilemez bulduğunu öğreniriz. Başvurudan 1 yıl 8 ay 20 gün sonra. Gerekçe gene avukatın vekalet sunmada 2 günlük gecikmesidir.

Şimdi sayılar önemsiz diyebilir miyiz? Peki 2 günün 1 yıl, 7 ay 8 günden de, 1 yıl 8 ay 20 günden de ve hatta adaletsizliğin sürdüğü 7 yıla yayılan yargıla(yama)ma sürecinden büyük olmasını sayıları görmezden gelerek nasıl açıklayabiliriz?

İnsan sayı değildir, evet ama sayılar bazen bize yaşanan acıları ve nedenlerini tüm açıklığıyla gösterebilir. Üzerine bombalar yağdırılan 34 insanın 19’unun çocuk olması önemli bir durumdur. Yargılamanın hızla yürütülmesi gerekirken, 2’nin 600 küsurdan büyük kabul edilmesi ise hak ihlallerinin cezasızlığını anlatan en açık resimdir.

Ne de olsa sayıları önemseyen bir alandan geliyorum, bizde hastalık ağırlık ölçüsü ameliyat ya da ölümden daha somut değerlere sahiptir.

Kaynak: Evrensel. 28 Mayıs 2018

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu