Eski Dersim yeni Samsun Valisi Osman Kaymak, geçtiğimiz haftalarda, Samsun’un tanıtımı ile ilgili yaptığı açıklamada, “İnternet tarayıcılarında Samsun’u aratınca Samsung çıkıyor’ diyorlar. Ben de bazen Samsun’u aratınca Samsung çıkıyor. Samsung dünya markasıdır. Ama Samsun’un önüne geçmemesi lazım” demişti.
Bu felsefik derinlik(!) ile deli saçması cümleler arasında gidip gelen eski Dersim Valisi Kaymak, pek muhtemeldir ki egemenlerin halka reva gördüğü bir cezadır!
Kuşkusuz bu halk ne Kaymaklar gördü!
Örneğin bir dönem İçişleri Bakanlığı yapmış olan İdris Naim Şahin, o dönemde genç nesillerin umudunu artırmış, “İdris Naim bakan olduysa, ben de başbakan, cumhurbaşkanı olabilirim!” iddiasıyla gençleri hayallere daldırmıştı.
Ya da tahtından indirilen eski başbakan Ahmet Davutoğlu… “Stratejik derinlik” dedi, üniversite öğrencilerini uyutan o “derinlik”te kendisi boğuldu.
Sayılamayacak kadar çok isimle özellikle AKP döneminde çok sayıda devlet görevlisi adeta halkın aklıyla dalga geçmiş ya da halkın dalga geçeceği derekede olup halka hükmetme görevinde “iktidar zehirlenmesi” yaşayarak deli saçması açıklamalarına halkı maruz bırakmıştır.
Tabii en başta aktardığımız eski Dersim Valisi Osman Kaymak kadar “derinliklisi” 40 yılda bir gelir, o ayrı! Ancak tabii bu tür valilere çok da görmemek lazım bunları… Malum Dersim’e Vali olmak, sonra da belediyeyi gasp ederek buraya kendini kayyım atamak “akıllı insan”ın yapacağı bir iş değil!
Ağır geldi zaar, o da beyne vurdu!
Sonuç: samsun-samsung diyalektiği!
İnsan Hakları için açıklama! Akıl karı değil!
Dedik ya Dersim’e Vali olmak da gasp edilen belediyede kayyım kalmak da kolay değil.
Henüz senesi dolan yeni Vali Tuncay Sonel de bu hastalıktan nasibini almış bile.
Aksi halde şehirde “OHAL” keyfiyetiyle terör estiren,
Şehirde tutuklamadık insan, eylem yapılacak alan bırakmayan,
MİT ve faşist TC ordusu güçleri ile dağ-taş bombalayan,
İnsan avına çıkan,
Ormanları yakıp, orman canlılarını katleden,
Dersim kültürünü yok edip, festivalleri Dersim ve coğrafyasına düşman olan ordu komutanları ile tekeline almaya çalışan… bir vali, kalkıp da “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü” dolayısıyla bir açıklama yayınlamaz!
Hayır yani, akıl karı değil!
İnsan mı devlet mi? Haklar mı asalaklık mı?
Utanmadan yayınladığı mesajda “Dünya İnsan Hakları Günü”nün tarihçesini anlatan yeni Vali, açıklamasında insan haklarını yanlış anladığını ikinci cümleden belli ederek biricik faşist devletinin övgüsüne girdi.
“Yüce milletimizin binlerce yıldır farklılıklarını birer zenginlik olarak görüp kardeşlik duygularıyla barış içerisinde yaşadığı Ülkemiz; tüm insanların dil, din, ırk, cinsiyet ve yaş gibi farklılıklarıyla doğuştan ve eşit bir şekilde sahip oldukları hak ve özgürlükleri teminat altına alan beyannameye ilk imza atan devletlerden biri olmuştur.”
Burada önemli olan beyanname ve içeriği değil, elbette “beyannameye ilk imza atan devletlerden biri olmak”!
Keza açıklamanın devamı da devlet övgüsü ile sürüyor.
Çünkü bilmiyorlar, anlamıyorlar “insan” nedir, “insan hakları” nelerdir…
Ee tabii, sürekli halkı ezen bir aygıtın yönetici kademesinde olup (sözlükteki karşılığı: asalak), kaymağından yiyince bu tür kavramları öğrenme ve zekalarını geliştirme ihtiyacı duymuyorlar.
Ama şunu bilirlerse iyi olur:
Ne beyler ne valiler! Ne paşalar ne padişahlar! Ne diktatörler ne emperyalistler! İntifada, isyan ve serhildan ruhunu kuşanan halklar da, karşılarına dikildiğinde ne “insan” ne de “insan hakları beyannamesi” tanımayacaklar!
Dersim’de düşenlere, ölümsüzleşenlere ant olsun!
Bir Özgür Gelecek okuru
