İstanbul: Emek ve meslek örgütlerinden kadınlar, bugün 1 Mayıs 1977’de katledilen 9 kadını Kazancı Yokuşu’nda andılar.
1 Mayıs 1977’de devlet tarafından Taksim’deki kutlamalar sırasında katledilen Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren Özkol, Nazan Ünaldı, Diran Nigiz ve Sibel Açıkalın’ı anmak üzere Fransız Konsolosluğu önünde bir araya gelen kadınlar, buradan Kazancı Yokuşu’na yürüyüş gerçekleştirdiler. Zılgıt ve alkışlarla gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Kazancı Yokuşu’na varan kadınlar burada “Jin, jiyan, azadi”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Yaşasın kadın direnişimiz”, “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son” sloganlarını atarak eylemlerine devam ettiler.
“Sermayeye kul, aileye köle olmayacağız”
Basın açıklamasını İstanbul KESK’li, DİSK’li, TMMOB’lu ve TTB’li kadınlar adına Yurdanur Bulut gerçekleştirdi. Bulut, kadınlar olarak her dönem olduğu gibi sermayenin ve erkek egemenliğinin hedefi olduklarını belirterek başladığı konuşmasında, AKP’nin “Aile Paketi” ile kadınları esnek ve güvencesiz çalışma şartlarına mahkum ettiğini ifade etti. Bulut, “AKP, biz kadınlara aileyi koruma ve devam ettirme ‘görevini’ dayattıkça, ev içindeki işlerde harcadığımız karşılıksız emek daha da görünmez oluyor” dedi.
Kadınların güvencesizlikle kuşatılmasının yanı sıra sendika ve sigorta gibi haklarının da ellerinden alındığını ifade eden Bulut, “Fakat biz kadınlar bu saldırı yasasına karşı birleştik, ‘Sermayeye kul, aileye köle olmayacağız’ dedik. Biz kadınlar insana yaraşır bir iş, eşdeğerde işe eşit ücret, ayrımcılıktan ve şiddetten arındırılmış bir çalışma ortamı istiyoruz” dedi.
“Yasta değil, isyandayız”
Ev işçisi, mevsimlik tarım işçisi kadınların ne güvencesi ne de can güvenliğinin olduğunu belirten Bulut, “Atölyede, fabrikada, tarlada, evlerde direnmeye, emeğimizin karşılığını almak için mücadeleye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl içinde gerçekleşen kadın direnişleri ise mücadelemize güç katıyor” ifadelerini kullandı.
Yıl boyunca erkek egemen sistemin kuşatma ile yaşam alanlarını daraltmak istediğini hatırlatan Bulut, “Her gün kadın cinayetleriyle uyandık. Kadınların erkekler tarafından katledildiği, şiddete uğradığı, devletin cinayetlere sessiz kaldığı bir yılı daha geride bıraktık” diyerek buna karşı kadınların isyanını haykırdığını; “Yasta değil isyandayız” dediğini belirtti.
Direnişçi kadınlar, kadınların gücüne güç katıyor!
LGBTİ’lerin de geçtiğimiz yılda AKP’nin hedefinde olduğunu kaydeden Bulut, AKP’nin erkek egemen ve heteroseksist sistemi en önde gelen savunucularından olduğunu belirterek “Tüm baskılara rağmen lezbiyen ve trans kadınların erkek şiddetine karşı mücadelesi ile isyanımızı büyüttük ve büyütmeye de devam edeceğiz” dedi.
Bulut, Rojava ve Şengal’de binlerce kadını katleden, cinsel şiddete maruz bırakan DAİŞ çetelerine karşı kadınların özsavunmayı kuşandığını ifade ederek direnişçi kadınların, kadınların gücüne güç kattığını belirtti.
“1 Mayıs’ta Bakırköy’de olacağız”
Bulut, “1 Mayıs’ta Bakırköy’de olacağız” diyerek devam ettiği konuşmasında son olarak şu ifadeleri kullandı: “Biz kadınlar, bu yıl da 1 Mayıs’ta kadın emeğini görünür kılmak, çalışan kadınlar olarak sesimizi duyurmak, kadın dayanışmasını ve kadınların örgütlü gücünü yükseltmek için alanlardayız. Gücümüzü kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı mücadele eden kadınların gücü ile birleştirmek için 1 Mayıs’ta sokaklarda, alanlarda mücadelemizi daha da yükselteceğiz.”
Eylem 1 Mayıs 1977’de katledilen kadınlar için Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakılması ile sona erdi.
