GüncelManşet

İstanbul’u depreme hazırlamadılar, daha kötü duruma getirdiler

İstanbul: 17 Ağustos Gölcük Depremi’nin yıldönümü nedeniyle Türk Mühendis ve Mimarlar Odası’nın (TMMOB) düzenlediği panel devam ediyor.

Bugün, Makine Mühendisleri Odası’nda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Erol Celepsoy, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Battal Kılıç ve Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Yüksel Örgün Tutay Moderatör olarak ise TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik katırldı.

23 sayfalık taslak

Düzenlenen panelde öncelikle TMMOB’un hazırlamış olduğu 23 sayfalık İstanbul deprem taslağından önemli başlıklar okundu. Taslakta, “Marmara Bölgesi’nde büyük can kaybı ve maddi hasarlara yol açan 17 Ağustos ve ardından 3 ay sonra gelen 12 Kasım 1999 Düzce depremi, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde olduğumuzu ülkemize tekrardan hatırlatmıştır. Üzerinden tam 17 yıl geçti. Bugünden geriye bakıldığında, verilen sözlerin tutulmadığını, güvenli ve sağlıklı yaşam koşullarının hazırlanmadığını, toplumsal yaşamın deprem tehlikesine göre düzenlenmediğini, toplumda deprem bilincinin geliştirilmediğini söyleyebiliriz.”  şeklinde başlayan taslağın bazı kısımları şöyle;

Görmezden gelinen sorunlar

“Ülkemizde yapı stoku güvenli ve sağlıklı olmaktan uzaktır, pek çok kaçak yapı üretilmiş ruhsat ve mühendislik hizmeti almamıştır. Yapı stokunun büyük oranda yenilenmesi, güçlendirilmesi gerekmektedir.

Yapı envanterinin çıkarılmamış olmasının doğurduğu olumsuzluk ülkenin deprem haritasının bile güncellenmediği gerçeğiyle birleştirilmiş insanımızın güvensiz bir yaşama mahkum edildiği ortaya çıkmıştır.

Ülkedeki 11 büyük kent ve sanayi tesislerimizin %75’i deprem tehlikesi altındadır. Dere yataklarının imara açılması, imar çalışmalarında deprem tehlikesinin hiçbir şekilde gözetilmemesi, deprem bilincinin oluşturulmaması, toplumun eğitim sürecinden vazgeçilmesi bu konuda birer olumsuz not olarak tarihe geçilmiştir.”

“İstanbul’un kalbine hançer gibi gökdelenler saplayanlar”

“Yapı denetimi, imar yasası, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanun ve diğer ilgili yasa ve yönetmelikler TMMOB ve odaların önerileri alınarak yeniden düzenlenmelidir. Doğanın er ya da geç intikam alacağını söyleyerek, kendi sorumluluklarını gölgelemeye çalışanların, kamuoyunu yanıltmak için silah olarak kullananların, kentsel alanları sermaye gruplarına peşkeş çekenlerin, su havzalarını, yeşili yok edenlerin, İstanbul’un kalbine hançer gibi gökdelen saplayanların, kenti insan değil sermayenin ihtiyaçlarına göre tekrar dizayn edenlerin, bilimi ve meslek disiplinlerini önemsizleştirerek kaderciliği bir yönetim biçimi olarak ele alanların İstanbul’un dramını yazanlar olarak sahneye çıkacaklarını tekrar anımsatıyoruz.”

Deprem toplanma alanları AVM oldu

“1999 depreminden sonra, kentlerde deprem toplanma alanları ile afet anında ulaşım sağlayacak güzergahlar tespit edilmişti. Örneğin İstanbul’da 470 ‘Geçici İskan Alanı’ ve 562 ‘Birinci Derecede Acil Ulaşım Yolu’ belirlenmişti.

İstanbul’da bugün 470 deprem toplanma alanının 300’ü AVM ve gökdelenlere dönüşmüştür.

Şehr-i İstanbul’da, çadır kurulacak alan bırakmamak, kelimenin tam anlamıyla, deprem sonrasında ortaya çıkacak olumsuzluklara davetiye çıkartmaktır. Bunun vebalinin ağır olacağını söylemek ve acilken önlem alınmasıni istemek, kamusal sorumluluğun bir gereğidir.” Şeklinde devam eden ve daha birçok önemli noktaya değinilen taslak sonrası, söz alan konuşmacılardan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna’da Wan depremine değindi.

9 sene pilot uygulama

“Depremden sonra Yapı Denetim Yasası hayata geçti. Yapı Denetim Yasası da maalesef 19 pilot ilde 2011 senesine kadar devam etti. Bu bir pilot çalışma, bir pilot çalışma 9 sene sürer mi bunu bir düşünmek lazım. Daha sonra 2011 yılında bu 81 ile yayıldı ve akabinde Wan depremi oldu. Eğer bu Yapı Denetim Yasası pilot uygulaması daha kısa süreli olsaydı Wan’daki hasarların daha az olacağına inanıyoruz.

Tabi o anki merkezi hükümet Wan Depremi’ni fırsat bilerek çıkartmış olduğu Kentsel Dönüşüm Yasası’nı hemen hayata geçirmeye çalıştı. Bir türlü hayata geçiremediği kentsel

dönüşümü yık yap anlayışıyla rantsal dönüşümle büyük kentlerimizde uygulamaya başladılar.” Diyerek Wan depreminin sorumlularının, iktidar yani kaderci anlayış ve rant sevdası olduğunu vurguladı.

Konuşmacıların ardından panel sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu