HDP’ye dönük saldırılar, kapatma girişimleri sonrası HDP İzmir il örgütüne dönük saldırı sonucu Deniz Poyraz katledildi.
Aynı günlerde KDP, Medya Savunma Alanları’nda yaşananları görüşmek için gelen Barış Heyetini gözaltına aldı ve sınırdışı etti. Bu gündemler ve KDP’nin TC ile yaptığı işbirliği hakkında, HDP Başûr Temsilciliğiyle bir söyleşi gerçekleştirdik.
Başûr temsilcileri değerlendirmelerini dile getirirken, “Kürt ve Kürdistan’ın çıkarları doğrultusunda birlik olup hizmet edelim” vurgusu yaptı.
İlk olarak HDP’ye İzmir’de yaşanan saldırı ve ardından Deniz Poyraz’ın katledilmesiyle birlikte Türkiye cephesinde HDP’ye dönük saldırıların derinleştiğini görüyoruz, bu gelişmeleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında çözüm süreci görüşmelerinin iktidar tarafından sabote edilerek Dolmabahçe mutabakatını yok saydığı günden beri Kürtlere karşı savaşı daha da derinleştirdi.
Diyarbakır İstasyon Meydanı Saldırıları,10 Ekim Ankara katliamı, Suruç’ta sosyalist enternasyonalist gençlerin Kobanê’li çocuklara yardım götürmek amacıyla toplandığı Suruç’taki katliam ile devam eden Kürt halkına karşı derinleştiren savaşın en görünen yanları oldu.
Yine iktidarın ve ortağının sürekli olarak HDP’yi hedef göstermesi sonucu sırf Kürtçe konuştuğu için katledilen insanlarımız oldu. Deniz arkadaşımız da iktidarın sürekli olarak HDP’yi hedef göstermesinden kaynaklı öldürüldü. İnsan yaşamını hiçe sayan insanlıktan nasibini almamış hayatı boyunca bir canlıyı sevmemiş bu yaratıklar tarafından insanlarımız maalesef ki hayatının baharında katlediliyor.
AKP-MHP iktidarı, olmayan kanunlar çerçevesinde iktidarın tüm gücünü kullanarak HDP’yi, kapatmaya terörize etmeye çalışıyor, bu çabalar istenen sonucu alamayınca da Ankara’da Diyarbakır’da Suruç’ta olduğu gibi yine karanlık güçleri devreye sokuyorlar.
İktidar sıkıştıkça saldırganlaşıyor, saldırganlaştıkça tükeniyor. Biliyoruz ki onlar saldırdıkça bu halk direnecek ve tarihin en güzel yerinde son sözü hep direnenler söyleyecek, Deniz’ler söyleyecek.
TC’nin medya savunma alanlarına dönük saldırıları artarken geçtiğimiz günlerde gelen Barış Heyeti’nin gözaltına alınması ve sınırdışı edilmesi KDP’nin işbirliğinin açık göstergesine bir yenisini ekledi, siz nasıl bir değerlendirme yapmak istersiniz, KDP’nin bu tavrını neye bağlıyorsunuz?
Medya Savunma Alanları’na dönük Türkiye’nin saldırıları 24 Nisan Ermeni Soykırımı ve Erdoğan Biden görüşmesinin akabinde başladı, elbette bu tesadüfi değildir.
Kürt soykırımı için yeni bir mekanizma devre konulmuş ve bu mekanizma ABD ve yerel işbirlikçilerinden bağımsız değildir.
Türkiye’nin Medya Savunma Alanları’nda sıkışması sonrası devreye giren yerel işbirlikçileri, Türkiye’ye nefes aldırma ve bir nebze de olsa rahatlatmak amacıyla devreye girdi.
Avrupa’dan gelen Kürdistan’ı savun inisiyatifinin Hewlêrê alınmaması gelenlerin sınırdışı edilmesi, Almanya’dan gelmeye çalışan Barış Grubu üyelerine “sizin Hewler’e gitmeniz TC ile aramızın bozulmasına, ilişkilerimizin zedelenmesine neden olacaktır” denilmesi, işbirliğinin ve ortaklığının bir göstergesidir.
KDP güçleri tarafından misafir karşılamaya giderken gözaltına alınan PYD Hewlêr temsilcilerinden halen hiçbir haber yok. Güney hükümeti buna dönük bir tek açıklama yapmazken, Türkiye aynı gün konuyu işledi ve tüm basına servis etti. Türkiye’nin bu konuyu bu kadar yakından takip edip medyaya servis etmesi, bunların ise bu konu hakkında sessiz kalması aradaki bağı aslında bize açıklıyor.
Siz burada HDP Başûr Temsilciliği olarak uzun yıllardır bir çalışma yürütüyorsunuz, kamuoyundan nasıl bir beklentiniz var? Kimlere nasıl bir çağrı yapmak istersiniz
Bizler HDP Başûr temsilciliği olarak Başur’da bulunan tüm kesimlerle görüşmelerimiz oldu, olmaya devam ediyor.
Biz ulusal birlik çatısı altında her kesime çağrıda bulunduk. Kendi bireysel ve ailesel çıkarlarınızı bir tarafa bırakıp Kürt ve Kürdistan’ın çıkarları doğrultusunda birlik olup hizmet edelim.
Çağrımız tüm Kürdistani kurum ve kuruluşlaradır.
