H.Merkezi: Suriye için en üst perdeden ifadeler kullanan, Rojava’yı hedef alarak saldırı tehditlerinde bulunan TC devletinin Rusya’nın Soçi kentindeİran ve Rusya ile gerçekleştirdiği temaslardan eli boş döndü. 2011 yılından bu yana Esad’ı hedef alan ve onu yok etmeden Ortadoğu’ya huzur gelmeyeceğini belirten Erdoğan Soçi’de Esad’ın izni olmadan Suriye’ye herhangi bir askeri saldırı gerçekleştrmemeyi kabul etti. Öte yandan Soçi’de alınan kararlar neticesinde İdlip’te konuşlanan TSK’nin olası bir Afrin operasyonu için de önleyici kararlar alındı. Ayrıca Ruhani’nin “Şam’ın meşru izni olmadan uluslararası güçlerin Suriye’de bulunmasının hiçbir nedeni yok” şeklindeki sözleri ABD’ye olduğu kadar Türkiye’ye de yönelik bir mesaj olarak yorumlandı.
MGK Soçi’ye uyarlandı
Erdoğan ve ailesinin vergi kaçırmak için yurt dışındaki off-shore hesaplara yüklü miktarda para gönderdiğinin açığa çıktığı gün toplanan MGK’da, Suriye’de İdlip’te sürdürülen gözlem misyonunu Afrin yakınlarında da yerine getirme niyetini dile getirdi.
MGK bildirisi pek çok mecrada “Afrin’e müdahale sinyali” olarak yorumlansa da bildiride bundan önceki resmi açıklamaları aşan ve Türkiye’nin rolünü belirleyen anlaşmaların sınırını zorlayan bir ifade yok. Toplantı sonrası yayımlanan MGK bildirisinde “Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının İdlip’te gerginliği azaltma bölgesinde gözlem misyonunu başarıyla sürdürdüğü, bu görevin Batı Halep ile Afrin yakınlarında da yerine getirilmesiyle huzur ve güven ortamının gerçek manada sağlanabileceği mütalaa edilmiştir” ifadeleri kullanıldı. Yani bir karar yok, mütalaa (irdeleme) var. İrdelenen de bir saldırı değil, “gözlem misyonu.” Zira ne askeri çatışma ne de çatışmasızlık bölgelerinin dışına çıkan bir operasyon hem ABD hem Rusya hem de Şam’ın itirazıyla karşı karşıya.
