GüncelManşet

Siyahlardan Filistinlilere dayanışma bildirisi “Ne unutabilir ne affedebiliriz”

H. Merkezi: İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılara karşı ve özellikle de geçtiğimiz yıl gerçekleşen Gazze katliamının yıldönümü nedeniyle Siyahlar bir bildiri kaleme aldı ve “Bu bildiriyi, öncelikle çektikleri acıların farkında olduğumuz ve ırkçılık ve sömürgeciliğe karşı direnişleri bize ilham veren Filistinlilere ithaf ediyoruz” dediler.

Geçtiğimiz yıl bir yandan İsrail Gazze’de katliama girişiyor, diğer yandan ABD’de polis tarafından art arda siyahlar katlediliyor, siyahların yaşamına yönelik sayısız saldırı gerçekleşiyordu. Bu süreçte ilk olarak sosyal medya üzerinden Filistinliler St. Louisli Filistinlilerin de sahada destek sundukları Ferguson eylemlerinde protestoculara ilk uluslararası desteği verdi. Daha sonra da Filistinli öğrencilerden oluşan bir heyet St. Louis, Atlanta, Detroit ve daha birçok yerde Siyah örgütleri ziyaret etti. Ferguson merkezli Siyahların Hayatları Önemlidir (Black Lives Matter) hareketinin ve ırksal adalet için mücadele eden diğer bazı grupların temsilcileri de Filistin’i ziyaret etti. İsrail’le kanlı birliklere imza atacağını şimdiden duyuran Trump’lı ABD’de yaşayan ve Filistinlilerle aralarındaki bu bağı güçlendiren bir bildiri kaleme alan Siyahların, Gazze Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle yayınladıkları bildirisinin değerli olduğuna inanıyor ve paylaşıyoruz:

 

“İsrail’in kendini kurban diye sunmasını reddediyoruz”

“Geçen yaz yaşanan şiddeti ne unutabilir ne affedebiliriz. İsrail’in Gazze’ye karadan, denizden ve havadan kuşatma ve altı yılda üç askerî saldırı biçiminde gerçekleştirdiği vahşete olan öfkemiz baki. İsrail’in evleri, okulları, BM sığınaklarını, camileri, ambulansları ve hastaneleri hedef almasından duyduğumuz tiksinti de öyle. Savunmacı diye nitelediği bir operasyonda öldürdüğü çocuklardan ötürü hâlâ iğreniyoruz İsrail’den. İsrail’in kendini kurban diye sunmasını reddediyoruz. Gazze’de insanların canlarına ve mallarına kasteden yıkıma dürüst gözlerle bakan herkes İsrail’in bir katliam gerçekleştirdiğini görebilir. Katliamın etkileri Gazze’de hâlâ evsiz olarak yaşayan 100.000 insanla Gazze’deki yıkıcılığına devam ediyor, yıllarca da devam edecek.

İsrail’in Filistinlilere karşı adaletsizliği ve zalimliği sadece Gazze’yle sınırlı değil, onun sorunu herhangi bir Filistin partisi ile de değil. Filistinlilere yönelik zulüm İsrail’in 1948 sınırları içindeki bütün işgal edilmiş topraklara, hatta komşu ülkelerin içine kadar yayılmış hâlde. İsrail işgal güçleri çocuklar dâhil protestocuları öldürmeye, siviller üzerine gece baskınları düzenlemeye, yüzlerce insanı yargılamadan hapishanelerde tutmaya ve yasadışı -sadece Yahudilere özel- yerleşim bölgelerini genişleterek insanların evlerini yıkmaya devam ediyor. Benjamin Netanyahu gibi İsrailli politikacılar Yahudi olmayanlara karşı ayrımcılık uygulayan elliden fazla yasanın bulunduğu İsrail’in uluslararası güçlerce tanınmış sınırları içinde insanları Filistinli vatandaşlara karşı kışkırtıyorlar.

 

“Mültecilerin İsrail’deki memleketlerine dönmek, haklarıdır”

Desteğimiz, işgal ve kuşatma altında yaşayanların, İsrail vatandaşı Filistinlilerin ve Filistin, Suriye, Lübnan ve Ürdün’de mülteci ve sürgün olarak yaşayan 7 milyon Filistinlinin tümüne. Mültecilerin bugünkü İsrail’deki memleketlerine dönme hakkı Filistinliler için adaletin en önemli veçhesi.

Filistinlilerin kurtuluşu etnik temizlik, toprak hırsızlığı ve Filistinlilerin insanlığı ve egemenliğinin inkârı üzerine kurulu ve bu yolla ayakta duran apartheid uygulamaları ve İsrail’in yerleşimci sömürgeciliği için doğal bir tehdit. İsrail’deki apartheid (ırk ayrımcılığına dayalı) yapısının ABD’dekinden (ve Güney Afrika’dakinden) ayrı olduğunu bilsek de Filistinlilerle Siyahların durumları arasındaki benzerlikleri de görüyoruz.

 

“ABD ve İsrail yetkilileri ve medya varlığımızı kriminalize ediyor”

İsrail’in gözaltı ve tutuklama uygulamalarını Filistinlilere karşı yaygın olarak kullanması ABD’de devrimcilerimizin siyasî olarak hapsedilmesi dâhil siyahların kitlesel olarak tutuklanmalarını akla getiriyor. Askerler, polis ve mahkemeler bize ve hiçbir olası tehdit oluşturmayan çocuklarımıza karşı ölümcül güç kullanımını meşrulaştırıyor. ABD ve İsrail güya birbirleriyle işbirliği yapmadan bize zulmetmeye devam ederken iki ülkenin polis ve askerlerinin yan yana eğitim aldıklarına şahit olduk.

ABD ve İsrail yetkilileri ve medya varlığımızı kriminalize ediyor, bize yönelik şiddeti “münferit olaylar” olarak niteliyor ve direnişi gayrimeşru bir eylem ve terörizm olarak adlandırıyor. Bu ifadeler Filistin’de on yıllardır ve ABD’de yüzyıllardır sürmekte olan ve ABD ve İsrail’in her zaman mayasını oluşturmuş olan Filistinli ve Siyah karşıtı şiddeti yok sayıyor. İsrail’in Filistinlilere yönelik tutumunu karakterize eden ırkçılığın hoşgörüsüzlük, polis zoru ve şiddet biçimlerini de alarak bölgedeki başka unsurlara da yöneldiğinin farkındayız; İsrail’in Afrikalı popülasyonu gibi. İsrailli yetkililer Sudan ve Eritreli sığınmacıları “casus” olarak adlandırıyor ve onları çölde alıkoyuyor, aynı devlet Etiyopyalı İsraillileri onların bilgisi ya da rızası olmadan kısırlaştırıyor. Bu gibi olaylar, beyaz üstünlükçülüğüne, Siyah karşıtlığına ve Siyonizme karşı birleşik bir eylemselliği gerektiriyor.

Bizler İsrail’in Filistinlilere uyguladığı şiddetin ABD’nin İsrail’i dünya sahnesinde savunmasından ve bu şiddeti yıllık 3 milyar doları aşan bir miktarla fonlamasından bağımsız olarak gerçekleşemeyeceğini biliyoruz. ABD hükümetinden İsrail’e ekonomik ve diplomatik yardımı kesmesini talep ediyoruz. Filistin sivil toplumunun İsrail’e karşı 2005 tarihli Boykot, Tecrit ve Yaptırım (Boycott, Divestment and Sanctions ya da kısa adıyla BDS hareketi -ç.n.) çağrısını bütün kalbimizle destekliyor, Siyah ve ABD’li kurum ve örgütlerini aynını yapmaya davet ediyoruz. Vicdanlı insanları çağımızın kilit bir sorunu olan Filistin’in kurtuluşu mücadelesini tanımaya çağırıyoruz.

 

“G4S şirketi birleşik mücadelemizin ortak hedefi olmalıdır”

BDS hareketi büyürken dünyanın en büyük özel güvenlik şirketi olan G4S’i bundan sonra birleşik mücadelemiz için bir hedef olarak belirlemeyi öneriyoruz. G4S, İsrail’de yasadışı olarak tutulan binlerce Filistinli siyasî mahkûma ve ABD’de özelleştirilmiş çocuk cezaevlerinde tutulan yüzlerce Siyah ve meleze aynı anda zarar veriyor. Bu şirket, insanların tutuklanması ve tehcir edilmesinden kâr sağlıyor. Bizler, herhangi birimizi güvenlikten mahrum kılan güvenlik anlayışlarını reddediyor ve her birimiz özgür olmadıkça hiçbirimizin özgür olmayacağında ısrar ediyoruz.

Bu bildiriyi, öncelikle çektikleri acıların farkında olduğumuz ve ırkçılık ve sömürgeciliğe karşı direnişleri bize ilham veren Filistinlilere ithaf ediyoruz. Bildiri, Filistinlilere olduğu kadar İsrail ve ABD hükümetlerine de yöneliktir: bizler kendimizi, kültürel, ekonomik ve siyasî araçlarla kendi kurtuluşumuz için olduğu gibi Filistinlilerin kurtuluşu için de çalışmaya adayacağımızı bildiriyoruz. Eylemcileri bu bildiriyi Filistin’le dayanışma için bir vasıta olarak kullanmaya ve kendi Siyah siyasî figürlerimizi de bu konuda artık adım atmaya çağırıyoruz. Bu uluslararası diyalog ve ilişkiyi sürdürürken hedefimiz, kapitalizme, sömürgeciliğe, emperyalizme ve toplumlarımıza içkin olan muhtelif ırkçılık biçimlerine karşı birleşik mücadelemizi yükseltmektir.

Kurtuluşa doğru. (İştirakî sitesinden faydalanılmıştır)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu