Ekoloji

Divriğililer madene karşı yürüdü: Siyanürlü altın istemiyoruz

Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü’nde yöre halkının tüm tepkilerine rağmen 3 Eylül’de altın arama sondaj çalışmaları başlatıldı. Divriği Kültür Derneği de dün (29 Ekim) Mursal’da bulunan altın madenine karşı yürüyüş düzenledi.

H. Merkezi: Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü’nde yöre halkının tüm tepkilerine rağmen 3 Eylül’de altın arama sondaj çalışmaları başlatıldı. Divriği Kültür Derneği de dün (29 Ekim) Mursal’da bulunan altın madenine karşı yürüyüş düzenledi.

PİRHA’nın haberine göre, Divriği Kültür Derneği’nin çağrısıyla gerçekleşen yürüyüşe Divriği Belediye Başkanı Hakan Gök ile beraber çok sayıda çevre ve yöre dernekleri, siyasi parti temsilcileri destek verdi.

Yürüyüş sırasında “Toprağıma, suyuma, sağlığıma, Divriği’ye dokunma” pankartı açılırken sık sık “Siyanür kanserdir siyanüre hayır”, “Toprağıma, suyuma Divriği’ye dokunma”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Siyanürlü altın istemiyoruz” sloganları atıldı.

İlçe merkezinden Divriği’nin girişindeki hastaneye kadar yürüyüş yapıldı. Hastane girişinde araçlarla Mursal Köyü’ne giden Divriğililer Mursal Köyü’nün girişinden Ozan Ali Kızıltuğ’un mezarına kadar sloganlar ve alkışlar eşliğinde yürüyerek açıklama yaptı.

“Bölge insansızlaşacak”

Basın metnini Mursal Köyü’nü temsilen Aşur Eylen okudu. Maden çalışması durdurulmazsa Divriği İçme Suyu Projesi’nin çöpe gideceğini ifade eden Eylen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altının sondajlarla aranması sırasında sondaj kimyasallarının fay kırıklarından yer altı sularına karışması ile içme sularının kirlenme riski vardır. Ayrıca işletme sürecindeki delme ve patlatmalar ile ortaya çıkan toz ve gürültü Mursal dahil bölgedeki köyleri artık yaşanılamaz hale getirecek ve bölge insansızlaşacaktır. En önemlisi altının topraktan ayrıştırılması sırasında kullanılan siyanürün toprağa sızması, su kaynaklarına karışması ise telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.”

“Yaşamımızı savunacağız”

Divriğililer olarak siyanürle altın aramaya karşı olduklarını dile getiren Eylen, “Yaşamımızı, suyumuzu, toprağımızı savunacağız. Bir ton toprakta muhtemel bir gram altını bulmak için, vazgeçilmez yaşamsal bir değerlerimiz olan doğamızın, suyumuzun, sağlığımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

“Sondaj yapılan bölge havzaya 200 metre mesafede”

Maden Tetkik Arama (MTA) ekiplerinin Temmuz ayının sonunda köye girme girişimlilerinin Divriğililer tarafından engellendiğini hatırlatan Eylen, MTA ekiplerinin 3 Eylül gece yarısı saat 04:00’te jandarma korumasında girdiklerini belirterek şöyle devam etti: “3 Eylül 2018 tarihinde Mursal Köyü Tüzel Kişiliği tarafından Divriği Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bilirkişi vasıtası ile delil tespiti talebi yapılmıştır. Yine Mursal Köyü Tüzel Kişiliği tarafından 10 Eylül 2018 de Sivas İdari Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması istemi ile Sivas Valiliği aleyhine dava açılmıştır. 8 Ekim’de Harita Mühendisi’nin bilirkişi raporu, 15 Ekim’de de Çevre Mühendisi’nin bilirkişi gelmiştir. İçme ve Kullanma Suyu Havzalarının Korunması Yönetmeliği’ne göre maden arama ve sondaj noktasının 300 metreden az bir mesafede olması gerekirken bu rapora göre sondaj yapılan noktalardan biri havzaya 200 m mesafededir. Bu durum bile çalışmaların durması için yeterlidir.”

“Çok yanlış bir proje”

Eylen’in arkasından Divriği Belediye Başkanı Hakan Gök söz alarak altın madeni sorununu sadece Mursal’ın sorunu olarak görmenin sorunu küçülttüğünü, bu sorunun Divriği’nin sorunu olduğunu kaydetti.

Altın madeni projesinin Divriği’deki içme suyu sorununun üzerine sorun eklediğini söyleyen Gök, “Bu proje çok yanlış bir projedir” dedi. Gök, birlikte mücadele etmek gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

“Çetinkaya’nın her tarafından zehir akıyor”

Çetinkaya Beldesi eski Belediye Başkanı Gazi Şentürk de, Çetinkaya’da bulunan maden ocağından dolayı yaşadıkları sorunları şöyle anlattı: “Çetinkaya’nın her tarafından zehir akıyor. Bazı insanlar işe alınarak ödüllendirildi. Ama sularımız zehirlendi. Çetinkaya’dan Fırat’a kadar balıklarımız ve geyiklerimiz ölüyor. Meyve ağaçları hep kurudu. Hastalıktan geçilmiyor. Hayvanlar telef oluyor.

Şentürk, daha önceden halka bunların olabileceğini anlattıklarını ancak halkın anlamadığını şimdi ise hayvanları telef olmaya başlayınca halkın da anlamaya başladığını kaydetti. Şentürk, herkese duyarlı olma çağrısında bulundu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu