Mesajda iki nokta var, dikkat edilmesi gereken. Birincisi; “farklı lisan” mevzusu… Kürtçe bile demeyen, Kürdü kabul etmeyen, dilini yok sayan ırkçılığın “kibarlaştırılmışı”: Farklı lisan! İkincisi ise; bu “farklı lisan”ın “rahatsız edici” olması! Rahatsız edici olan nedir?
Bu sabah öğrenmiş olduk ki; Yapı&Yapı İnşaat, işçilerin e-maillerine Kürtçe’yi yasaklayan “Şantiyede çalışan personelin farklı lisanlarda konuşmaları diğer taşeronların personelleri de dahil olmak üzere tüm çalışanları rahatsız etmektedir” diye bir mesaj göndermiş.
Bu arada Yapı&Yapı İnşaat, bu mesajı İstanbul Kayaşehir Emlak Konut Kuzey Yaka Projesi inşaatında çalışan yaklaşık 500 işçisine göndermiş ve bu işçilerin de neredeyse % 80’i Kürt…
Mesajda iki nokta var, dikkat edilmesi gereken. Birincisi; “farklı lisan” mevzusu… Kürtçe bile demeyen, Kürdü kabul etmeyen, dilini yok sayan ırkçılığın “kibarlaştırılmışı”: Farklı lisan! İkincisi ise; bu “farklı lisan”ın “rahatsız edici” olması! Rahatsız edici olan nedir?
Memleketlerinde iş istihdamı olmadığı için ülke içinde mülteci konumuna gelerek gurbet yollarına düşen her yaştan binlerce Kürt inşaat işçisinin insani olmayan şartlar altında barakalarda yaşaması rahatsız edici değil mi? İnşaatta güvencesiz çalışma koşullarında, bilmedikleri iş kollarında zorla çalışmak zorunda bırakıldıklarında her yıl yüzlerce Kürt inşaat işçisinin iş cinayetlerine kurban gitmesi rahatsız edici değil midir?
Demek ki değilmiş! Yapı&Yapı İnşaat’a göre değilmiş, onlara göre rahatsız edici olan tek şeymiş: “Farklı lisan”!
“Benim dilimi kimse yasaklayamaz”
“Benim dilimiz yasaklayamazsınız” diyen işçiler de rahatsız ve savcılığa suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorlar. Kararın hem elden yazılı olarak hem de e-mail üzerinden tek tek tüm çalışanlara tebliğ edildiğini belirten Y.E. isimli işçi, Mezopotamya Ajansı’na taşeron firma bünyesinde yaklaşık olarak 5 aydır söz konusu firmanın inşaatında çalıştığını söyledi, tebliğ edilen yazının ellerinde olduğunu dile getirdi. Y.E., “Bunu kabul etmiyoruz. Hiç kimse kabul etmez bunu. Benim dilimi kimse yasaklayamaz. Biz dilimize saygı gösterilmesini istiyoruz” diyor.
“Milliyetçilik dalgasını yükseltmek istiyorlar”
İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN) Genel Başkanı Ali Öztutan da MA’ya yaptığı açıklamada, “Patronlar kar hırsları yüzünden işçileri ölüme gönderir, işçilerin en temel hakları olan ücret, barınma ve yemek gibi haklarından mahrum bırakır. Hem emek gaspı yaşandı hem de işçilerin anadillerini yasakladı. Burada inşaat işçisine diyor ki ‘ben senin emeğini gasp ederim, canına gasp ederim. Senin nasıl konuşman gerektiğine ben karar veririm’. Türkiye’de işçilerin bir araya gelerek mücadele etmesinden korktuğu için şantiyelerde milliyetçilik dalgasını yükseltmek istiyorlar” diyor.
