EmekGüncel

EMEK – RÖPORTAJ | “Bir Şeyi Kaybetmekten Korkarsanız Onu Kaybetmeye Mahkumsunuzdur”

Vigo işçisi Yasin Kölge ve TEHİS sözcüsü Mehmet Timurtaş motokuryelerin sorunlarına ilişkin gazetemize konuştu.

Vigo işçisi Yasin Kölge ve TEHİS sözcüsü Mehmet Timurtaş ile motokuryelerin yaşadıkları üzerine bir röportaj yaptık. Kölge, “Tek derdim akşam eve sağsalim eve gitmek, evime emek götürmek” vurgusu yaparken Timurtaş ise GETİR’i boykot çağrısı yaptı.

– Merhabalar öncelikle çalışma koşullarınızdan bahseder misiniz, motokuryelerin ve sizin işyerindeki çalışma koşullarınız nasıl?

Yasin Kölge: Ben üç senedir Vigo firmasında çalışıyorum. Çalışma koşullarımız berbat. Daha bu sabah taksi kapısını açarken ayağıma vurdu. Motora bir şey olmadı, diyor ki “motorda bir şey yok”, beni göndermeye çalışıyor ama benim canım yandı, bunu anlatamıyorsun. Bizim ülkede zaten kuryelere hiçbir saygı kalmamış, sitelere gidiyorsun, büyük sitelere motokuryeler giremiyor. Koskaca yazmış “İçeriye motokurye, dilenci girmesi yasak”. Yani biz dilencilerle aynı kefeye konuluyoruz. İkinci sınıf insan muamelesi görüyoruz. Site sakinleri motosikletleriyle içeri girebiliyor ama kuryeler giremiyor.

Öyle siteler var ki yürüme mesafeleri 800-900 metre, sıcağın altında yürüyorsun. Benim çalıştığım firmada mont zorunlu, güvenlik için. Evet güvenlik açısından doğru ama bu sıcakta o sitelerin içinde yürümek zorunda kalıyoruz. Sonra rüzgar vuruyor ve sürekli hastalanıyoruz.

Aslında birçok derdimiz var. Toplumda motorculara karşı bir önyargı var.  Bu önyargı kırılmış değil. Sürekli kaba, serseri, ikinci sınıf insan olarak görülüyoruz. Halbuki bu eskide kaldı. Şu an kuryelerin hemen hepsi ya üniversite mezunu ya da evli-barklı-çocuklu. Örneğin benim de iki yaşında kızım var ve tek derdim akşam eve sağsalim gitmek, ekmek götürmek.

Kuryeler arasında fiyat farkı haksızlık”

– Siz Getir bünyesinde Vigo firmasında çalışıyorsunuz, biraz oradaki durumdan ve en son yaptığınız eylemden bahseder misiniz?

Yasin Kölge: Maalesef motokuryeler esnaf kurye olduğu için işçi statüsünde değil, bu nedenle sendikalaşamıyor. Hiçbir sendikaya üye olamadığı için de hiçbir şey yapamıyorlar ve birlikte hareket edemiyorlar. Sadece derneklere üye olabiliyoruz ama bizim hakkımızı arayan dernek de hemen hemen yok gibi.

Bundan 1 hafta önce Vigo bölgeler arasında fiyat ayrımcılığı yaptı. Örneğin Beşiktaş ile Güngören arasındaki motokurye fiyatlarını farklılaştırdı. Aralarında 25 lira fiyat farkı var. Biz de buna başkaldırdık, Beşiktaş’taki fiyatları talep ettik. Çünkü aynı şartlarda çalışıyoruz. Bu başkaldırımız eyleme dönüştü.

Bize şu an sadece TEHİS sahip çıkıyor. Bizim sorunlarımızı meclise taşıdılar, haberlere çıkarttılar.  Getir’in yöneticileri bizimle görüşmeyi kabul etmedi, plazanın kapısını kapattılar. Biz de mecburen Vigo ile görüştük. Vigo Getir’e bağlı taşeron bir firma. Vigo ile anlaşamadığımız için Getir’e gitmiştik. Ama Getir, kapıdan bile almayınca mecburen Vigo ile tekrar görüşmek zorunda kaldık ve hep aynı lafları duyduk. “Koşullarımız bunlar, beğenmeyen gider Beşiktaş’ta çalışır” diyorlar. Tek söyledikleri ve tek politikaları bu.

“Biz iş ortaklarıysak kafalarına göre işten atamazlar!”

– Bundan sonra ne yapacaksınız veya ne yapmak gerekiyor sizce?

Yasin Kölge: Bundan sonra öncelikle bizim kendi kurye arkadaşlarımız arasındaki birlik olmadığı için buna bakmalıyız. Sürekli müdür ve şeflerin baskısı ile işten atılırız diye kuryelerden destek alamıyoruz. Örneğin ben ilk başkaldıranlardandım ve hemen işten çıkarıldım. Bir tepki oluşunca tekrar işe alındım. Doğal olarak korktukları için kuryeler birlik olamıyor. Biz bundan sonra TEHİS sendikamızla birlikte sosyal medyadan mücadeleye devam edeceğiz.

Kamuoyuna ve kuryelere daha önce yaptığım gibi destek çağrımı yineliyorum; Birlik olalım, biz iş ortağıyız bu şirketlerin, bizi kafalarına göre işten atamazlar. Biz onları işçileri değil, iş ortaklarıyız. Bugün bana yapılan haksızlık yarın size, sonra herkese yapılır. Bir şey kaybetmekten korkarsanız onu kaybetmeye mahkumsunuzdur.

“Kurye robot olarak görülüyor!”

– TEHİS’ten doğru bir değerlendirme yapacak olursanız, motokuryeler için nasıl bir tablodan bahsedersiniz?

Mehmet Timurtaş: Bence motokuryelerin en büyük problemi, esnaf kurye olup patronların bütün sorumluluklarının kurye emekçilerine yüklenmesidir.

Yaşamını yitiren arkadaşlarımız oluyor, paket başı ve bonus dedikleri bir sistemleri olduğu için. Mesela bir kota konuluyor; 30 paketi yakalarsan ona göre bonus ücreti alınıyor, bu kazaya teşfiktir aslında. Bir de kurye paket ile kapıda müşteriyi bekliyor, arayıp “6-7 dakikadır kapıda bekliyorsun, niye bekliyorsun” diyor, bu da kazaya teşfiktir. Ölümler bu şekilde artıyor. Halbuki insanca yaşanacak bir ücret verse, bonus olmasa vb. bu kazalar olmaz. Motokuryeler yetişmek için kaldırımdan, tersten veya kırmızı ışıkta geçiyor. Kazaların % 90’ı bunlardan kaynaklı.

Motokuryeler işçi statüsünde değil, o nedenle sendikalaşma da olamıyor. Patronlar kuryelere şahıs şirket kurduruyorlar, sözüm ona “siz bizim iş ortağımızsınız, bizim taşımacılığımızı üstlenen ortaklarımızsınız” diyorlar. Kağıt üzerinde böyle olunca sendikaya üye olamıyorlar.

– Vigo’da neler yaşandı, şu an durum nedir?

– Biz ilk Getir’e gittik ama sonra Vigo gelip “muhatabınız biziz” dedi. Vigo ile yaptığımız görüşmede “Taleplerinizi patronlara ileteceğiz” denildi. Taleplerimiz aslında çok açıktı: Bölge bölge, ilçe ilçe fiyat farklarının ortadan kaldırılması. İşleyiş, benzin, çalışma koşulları, firma vb. aynı, neden farklı fiyatlar verilsin? İşçiler buna itiraz etti. Eşit ve adil bir şekilde olmalı ücret, Beşiktaş’ta kuryeye verdiği fiyatı Güngören, Fatih’te de verebilirsin. Mesele şu; Bağcılar, Güngören vb. yerlerin insanı yoksul, bu nedenle çalışmaya çok talep var ama Beşiktaş’ta halk daha görece iyi durumda ve iş talebi yok. Bundan kaynaklı böyle bir fark konuldu.

Sonuç olarak biz taleplerimizi ilettik. Mesela taleplerimizde biri de kesintilerle ilgili. Mesela aldığımız saat başı 65 liranın 15 lirası uyum ücretidir. Bir kurye 15 gün içine bir kere geç kalırsa 15 gün boyunca uyum ücreti kesiliyor ve 50 liraya düşüyor. Bu haksızlık! Kuryeler de insan, elbette ki uyuyakalmış olabilir, bir işi olabilir vb. Daha önce bu uyum primi 5 lira idi, şimdi 15 liraya çıkardılar. Bu daha fazla kuryeyi sömürmek için kullanılıyor. Kurye robot olarak görülüyor. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz.

Bizim kamuoyundan ricamız boykot. Çünkü insanlarımızın tepkileri çok önemli. Firmalar bizi ciddiye almadılar, muhatap almadılar. Olabildiğince boykot edilirse, siparişleri düştüğünde hak edilen ücreti verirler. O ücret de atla deve değil, Beşiktaş’taki ücreti yoksul kuryeye de verecek. Bu kadar!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu