Güncel

SÖYLEŞİ| “Hayvanlardan taraf bir yasa istiyoruz” (1/2)

"Avcılık, hayvanların yaşam hakkını silah zoruyla almak, hayvan hakları, hayvanları koruma kanunu ile nasıl ilgisi olamaz. Bu nasıl çarpık bir zihniyet"

AKP’nin 10 yıldır sözde üzerinde çalıştığı “hayvan hakları” yasa düzenlemesi, yeniden revize edilerek üzerinde değişiklikler yapıldığı ifade edilmekte. Revize edildiği belirtilen düzenlemede; sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, korunması ve sahiplendirilmesine ilişkin yeniden bir değerlendirmenin yapılması bekleniyor.

Yunuslara Özgürlük Platformu aktivisti ve hayvan hakları savunucusu Öykü Yağcı ile basına yansıyan AKP’nin yasa düzenlemesini ve hayvan hakları savunucularının bu düzenlemeyi nasıl yorumladıklarını konuştuk.

Öykü, “düzenleme” adı altında yapılan göstermelikolduğunu ve esas dinlemeleri gereken hayvan hakları aktivistlerinin; “Hayvan hakları aktivistlerini hiç dinlemediler, söz hakkı tanımadılar.” dinlenmediğini ifade etti.

Öykü, “bu kanun, yapacakları hazırlık hiçbir şekilde bütüncül olamayacak, yüzeysel olacak diye bir endişemiz var. Endişe de değil bu aleni şekilde ortada.” şeklinde yapılacak “düzenlemeye” dair endişesini dile getirdi.

Siz Yunuslara Özgürlük Platformu üyesisiniz, biraz platformdan, çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Yunuslara Özgürlük Platformu, yabani hayvanlar ve deniz memelileri ağırlıklı olmak üzere Türkiye’de hayvan esaretinin sonlandırılması için savunuculuk faaliyetleri yürüten bağımsız bir hayvan hakları oluşumu. Hayvanlara yönelik her türlü sömürü biçiminin son bulması için yerel ve uluslararası aktivistler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği ve dayanışma halinde çalışan Platform, toplumsal farkındalığı artırmak ve mevzuat değişikliğini gerçekleştirmek amacıyla kampanya, eylem ve lobicilik faaliyetlerine devam ediyor.

2010 yılından bu yana iki yunus parkının kapatılmasını sağlayan, ikisinin açılmasını engelleyen ve farklı sektörlerden pek çok şirketin esaret endüstrisine verdiği desteği geri çekmesini sağlayan Yunuslara Özgürlük Platformu, aynı zamanda hayvan esareti sorununu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıyarak hayvan sömürüsünün son bulması için mücadelesini sürdürüyor.

10 yıldır çalışmaları devam ettiği iddia edilen ancak bir türlü Meclis’e sunulamayan düzenlemede sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, “korunması” ve “sahiplendirilmesi” ne ilişkin yeniden bir değerlendirme yapılması dile getiriliyor, siz ne düşünüyorsunuz? Sizce nasıl bir yasa hazırlanıyor?

Hayvan ticaretinin, hayvan sömürüsü üzerinden para kazanan iş insanlarının sermayenin ticari çıkarlarını gözeten ve aslında faillerin tarafını tutan bir yasa hazırladıklarını görüyoruz. Bu aynı zamanda mevcut sorunların köklerine inatla inmediklerini, hak temelli, çözüm odaklı, ilerici olmayan bir yasa hazırlığı içerisinde olduklarını görüyoruz. Tabi ki yasa taslağı bizimle paylaşılmadı, biz sadece basında çıkanları ve 11 Mart Perşembe günü 50’ye yakın hayvan hakları örgütüyle yapılan ve hayvan koruma amacıyla yapılan toplantıda bize söylenenler doğrultusunda bunu biliyoruz. Mesela siz de biliyorsunuz aylardır basında haberler çıktı; “devrim niteliğinde bir yasa hazırlıyoruz” dediler. AKP, ama 2014’ten bu yana Yunuslara Özgürlük Platformu ve yine pek çok hayvan hakları aktivisti de o toplantıda vardı.

Mesela 2014’te çevre komisyonundaki toplantıdaki tutum da böyleydi. Hayvan hakları aktivistlerini hiç dinlemediler, söz hakkı tanımadılar. Muhalefetten, kendilerinden yana olmayan hayvan hakları savunucularını dinlemediler. Bunun dışında da 10 yıldır hayvan hakları savunucularının yaptığı suç duyuruları, bilgi edinme başvurularının hepsi neredeyse cevapsız ve yaptırımsız kaldı. Son bir buçuk yıldır da sundukları yasal düzenlemeye dair birçok göstermelik madde oldu.

Bu maddelerin hepsine baktığımızda demeçlerin süslendiğini görüyoruz. 11 Mart’ta mecliste yapılan toplantıda aktardıkları doğrultusunda hayvan hakları konusunda ne kadar samimiyetsiz ve umursamaz olduklarını görüyoruz. Mesela şunu özellikle söylemek isterim, yine mecliste görüşmeleri sürdürürken pek çok hayvan hakları örgütünün içinde bulunduğu bir heyet olarak mecliste vekillerle görüşmeden dönüyoruz İstanbul’a, yolda öğrendiğimiz “petshop açmayı kolaylaştıran, daha fazla hayvanın aynı kafeste bulunmasını sağlayan bir düzenleme” çıktı mesela.

Oysa aylardır hatta çok daha önce “petshoplar kapanacak, kedi ve köpek satışı yapılmayacak” denildi. Hatta pek çok insanda gerçekten yapılmıyor sandı. Gerçekten “petshoplarda hayvan satışı durdurulmadı mı?” diye bize soranlar oluyordu. 2 hafta öncede de avcılara hayvanat bahçelerine ne demek olduğunu bilmesek de spor ve eğlence hayvanlarının eğitimine, at yarışlarına, balıkçılara Cumhurbaşkanlığı kararıyla koskep desteği verileceğini öğrendik.

Hem göstermelik devrimci bir yasa hazırlıyoruz diyorlar ki, asla böyle değil. Diğer taraftan da petshop yönetmeliğini düzenliyorlar, petshop sahiplerinin yararına, hayvanların değil. Ardından kapatılması planlanan ve istenen hayvanat bahçelerine koskep teşviki veriyorlar, devlet teşviki. Ve muhtemelen spor ve eğlence hayvanları dedikleri de artık ne bilmiyoruz ama yunuslar olabilir yunus parklarının da kapatılması öngörülüyordu çünkü. Gösteri hayvanı diye bir şey yok zaten, spor hayvanı da yok. Spor hayvanı derken atlara ek olarak boğa güreşi, deve güreşinden bahsediyorlar diye düşünüyoruz.

Yani biz koskep kararının geri çekilmesi için çağrı yaptık pek çok hayvan hakları örgütüyle, fakat bunun ardında çok yakın zamanda Milliyet gazetesindeki demeçlerinde hayvan hakları konusunda ne kadar dar görüşlü, samimiyetsiz ve bilinçsiz olduklarını kanıtladılar. Aslında çok farkındalar çünkü yıllarca hayvan hakları savunucuları mecliste, sosyal medyada, sokaklarda madde madde anlattı, hayvanların yararına neyin nasıl olması gerektiğini. AKP kurmayları önce diğer hayvanları da kapsayacak şekilde genişletilmesini gündeme alındığını söylüyor, ardından da avcılık, balıkçılık gibi meslek gruplarının çıktığını ve bu nedenle bu yönde bir genişlemeden şimdilik vazgeçildiğini belirtiyor haberde. Bu ne demek, resmen hayvan istismar lobilerinin taleplerini dikkate aldıklarını, diğer hayvanların haklarını bu yüzden gözetmediklerini alenen ve utanmadan söyleyebiliyorlar.

Bunca mücadeleye ve karşı çıkışa rağmen. Başta belirttiğim gibi sorunun yüzeysel, kökenine inmeyen, yasa taslağı derken aslında şunu kast ediyorum; mesela, sokağa ve ormana terk edilen hayvanların büyük bir kısmının petshoplardan satın alınan hayvanlar olduğu gerçeği üzerinden baktığımızda, meclis araştırma hayvan hakları komisyonundan çıkan tavsiye kararlarından biri şuydu; petshopta kedi ve köpek satışı yasaklanacak diyordu. Fakat bu seferde üretim çiftliklerine yönlendirilmesi planlanıyor. Üretim çiftlikleri de zaten hayvanları damızlık olarak kullanıyor. Bir kere hayvanın meta, mal olarak statüsünü ortadan kaldırmayan bir şey bu durum.

Hayvan hakları savunucularının en önemli talebi de hayvanların mal statüsünün kaldırılması ve hayvanların duygulu canlılar, bireyler olarak tanımlanmasıydı. Bir yandan birbiriyle çok bağlantılı konular bunlar petshopları ve üretim çiftliklerini kapatmadığınızda, sokaktaki popülasyon kontrolü dedikleri sorunu zaten çözemeyecekler. Nitekim hayvan terk etmenin cezasına mesela Ekim 2019’da meclise sunulan Meclis Hayvan Hakları Komisyonu Raporu’nda hayvan terk etmenin cezası 10.00 lira olarak tavsiye kararı çıkmıştı. Şimdi 5 Parti’nin uzlaşısıyla o rapor oluşturuldu ve ilk defa bir konuda hemfikir olduk dediler. Fakat AKP bugün geldiğimiz noktada tek başına karar alıyor.

5 Parti’nin uzlaşısını yok sayıyor, hayvanların haklarını, hayvan hakları aktivistlerinin taleplerini yok sayıyor. Mesela hayvan terk etmenin cezasını bu bir buçuk yıl içerisinde 1.500 liraya düşürdüler, ardından bu son yaptıkları açıklamalarda 3.000 liraya çıkardılar. Fakat 3.000 liranın hiçbir tarafı cazip değil. Özellikle 3.000 liraya petshoptan ya da üretim çiftliğinden hayvan alıyorsa onu sokağa terk etmekte 3.000 lira hiçbir şekilde caydırıcı gelmeyecektir. Bunun dışında yasaklı ırklar tanımı var mesela biz özellikle kaldırılmasını istiyoruz.

“Bu yasa bütüncül olmayacak, yüzeysel ve göstermelik olacak”

Bu hayvanlar sokağa düşüyor, belediyelere alınıyorlar, belediye barınaklarında ölüme terk ediliyorlar. Çünkü pitbull gibi köpeklerin yeniden sahiplendirilmesine izin verilmiyor. Mesela pitbulların birçoğu evinden alınan hayvanlar veya sokağa terk edilen hayvanlar. Aynı şekilde barınaklarla ilgili geçici bakım evleriyle ilgili hayvan hakları savunucularının hiçbir talebine demeçlerde yer verilmiyor.

Bununla birlikte kurumsal hayvan katliamlarının en büyük sorumlusu belediyelerin ceza kapsamına alınması talebi var, bundan da hiç bahsedilmiyor. Aynı şekilde petshoplarda kedi, köpek satışı yasaklansın, üretim çiftliklerinde devam etsin denilirken, egzotik hayvanların satışına dair hiçbir şey söylenmiyor. Bu yüzden bu kanun, yapacakları hazırlık hiçbir şekilde bütüncül olamayacak, yüzeysel olacak diye bir endişemiz var. Endişe de değil bu aleni şekilde ortada.

Yaban hayvanları, avcılık hiçbir şekilde bu kanun çalışmalarına dahil edilmedi. Hayvan hakları araştırma komisyonu raporunda avcılıkla ilgili her ne kadar istemediğimiz şekilde çıktıysa da sonuç, o zaman avcılık konuşulmuşken tartışılmışken mecliste, bugün AKP milletvekili Mustafa Yerli en son demeçlerinde şöyle dedi; “avcılık hayvanları koruma kanunu ile bağlantılı bir kanun değildir, o yüzden dahil etmedik.” Avcılık, hayvanların yaşam hakkını silah zoruyla almak, hayvan hakları, hayvanları koruma kanunu ile nasıl ilgisi olamaz.

Bu nasıl çarpık bir zihniyet. Aynı şekilde yunus parklarının kapatılması da komisyonda geçiyordu. 2 yıl içinde kapatılıp yenilerin açılmasına yasak getirilmesinin artık esamisi bile okunmuyor, demeçlerinde yer vermiyorlar. Hatta koskep kararıyla birlikte anlaşılan yunus parklarına teşvik bile verebilecekler. Hayvanat bahçeleri hayvanlı sirkler, kürk çiftlikleri, hayvan dövüşleri (deve, boğa güreşleri de dahil) canlı hayan ticaretinin yasaklanması talebi, havai fişekler ve tabi ki göstermelik hapis cezaları…

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu