GüncelMakaleler

OCML-VP | Biz Maoist’iz. Tarihimiz nedir?

Açıklama: Marksist-Leninist Komünist Örgüt-Proleter Yol’un adını, Rojava’daki devrim sürecini destekleyen açıklamalardan Turgut Kaya’ya Özgürlük kampanyasına, Sarı Yelek eylemlerinden politik tutsak George Abdallah’ın özgürlüğü için yaptıkları kampanyalara kadar birçok alanda duyduk-duyuyoruz. OCML-VP kimdir, neyi savunur, nasıl bir mücadeleyi öngörmektedir… tüm bunlara kısaca yanıt verdikleri broşürü Türkçe’ye çevirerek Türkiyeli okurlarımıza da tanıtmak istedik. Daha geniş bir bilgilendirme için http://ocml-vp.org/ sitesini takip edebilirsiniz. OCML-VP ayrıca Partizan ismiyle teorik bir dergi de çıkarmaktadır.

Marksist-Leninist Komünist Örgüt – Proleter Yol (OCML-VP), Fransa’da Maoist hareketin ‘sonunun başlangıcı’nda, 1976’da kuruldu. İşçi hareketlerinin ve Mayıs 1968’in müjdelediği derin ideolojik dönüşümlerin etkisi, Çin Kültür Devrimi’nin uluslararası etkisiyle birlikte, Fransız Komünist Partisi’nin çizgisine karşı güçlü bir Maoist hareketin doğmasına yol açtı.

Örgütümüz, sosyalizmin tarihsel başarısızlıklarının ve 1968 Fransız işçi hareketinin eleştirel analizinin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Örgüt, Maoist’lerin dogmatizminin ve kıt görüşlü ‘hareketçi’ çizginin olaylara yaklaşımının bir eleştirisi olarak ortaya çıktı. Proleter Yol’un (VP) kurucularının bir kısmı Marksist-Leninist bir akım olan ‘Uyanış’ ve Proleter Kızıl Çizgi’den (PLG) gelirken diğerleri ise İşçiler ve Köylüler Solu (GOP), Proleter Sol (GP) ve Fransa Marksist-Leninist Komünist Partisi (PCMLF) gibi Maoist örgütlenmelerden geldi. Bu nedenle Proleter Yol’un kökeni etkili bir şekilde iki farklı akımın -teorik birikim sağlayan militanlar ile sınıf mücadelesi deneyimi olan diğer kesim, gerçek bir komünizm yaratmak için teori ve pratik, yansıma ve eylem arasındaki sentezi oluşturmak- birleştirilmesi oluşturuyordu.

Örgüt, emek ve sömürünün radikal eleştirisi, şovenist konumlara, korporatizm’e ve ‘Fransız üretim’ sloganına, emperyalizme karşı Fransız ve göçmen işçilerin haklarını eşit derecede savunarak, ırkçılığa, homofobiye ve en çok ezilen kesimlerin hakları için mücadele eksenli bir temelde ortaya çıktı.

Proleter birlik yaratmak!

Fabrikalarda, işçi sınıfı kentlerinde ve mahallerinde, işçi sınıfı ve halk mücadelesinde işçilerin yanında yer alarak onların taleplerini dile getirir ve mücadeleye önderlik ederek işçi sınıfının birliğini sağlamaya çalışırız. Bunu yaparken sınıf içerisindeki bağnazlık, homofobi, cinsiyetçilik gibi gerici önyargılara karşı mücadele ederiz.

Bu, ‘ekonomik gerçekçilik’ sözleri altında Fransız emperyalizminin çıkarlarıyla uzlaşma politikalarını reddetmek anlamına gelir.

Devrimin merkezinde işçi sınıfı!

İşçi sınıfının devrimci süreçteki kilit rolü Proleter Yol’n kurucu ilkelerinden biridir çünkü yalnızca işçi sınıfı kapitalizmi ve sömürüyü tamamen devirmek için gerçekten komünist bir projeye öncülük edebilir. Neden? Çünkü biz bir tür fetiş olarak anahtar ve tulumlara takıntılıyız. Hayır! İşçi sınıfı, yalnızca tamamen devrimci bir sınıftır, çünkü tüm yabancılaşmaların ve sömürülen erkeklerin ve kadınların uğradığı bütün baskıların yükünü taşımaktadır.

Proletaryanın, üretimdeki rolü nedeniyle nesnel olarak sistem yaltaklanmak için hiçbir nedeni yoktur. Bu, yalnızca mavi yakalı işçilerin devrimden çıkarı olduğu anlamına gelmiyor. Proletarya, yarı yolda kalmamak için toplum içerisinde ezilen kesimlerle omuz omuza toplumu değiştirmek için mücadeleye önderlik etmelidir.

Kendi Karargahlarımızı kuralım!

OCML-VP’nin hedefi bir komünist partisinin, diğer bir ifadeyle sömürülenlerin karargahının oluşturulmasında yer almaktır. İşçiler birleşmelidir çünkü Marks’ın ifade ettiği gibi “…ama sayı, ancak güçbirliği ile birleştiğinde ve bilgi ile yönetildiğinde terazinin kefesinde bir ağırlık haline gelir.” Bu bilgi, işçilerin ve komünist hareketin birikmiş tecrübesi, geçmiş başarılardan ve başarısızlıklardan çıkarılacak dersler ve içinde yaşadığı dünyayı anlamaktan ibarettir.

İlk kurulduğunda, Fransız komünist partisi, işçilerin farklı bir toplum için umutlarını içeriyordu. Fakat 1036 yılında Fransız Komünist Partisi reformist hükümeti destekleyerek, Kurtuluş sürecinde devrimci çizgisini ret ederek işçilere Fransız Kapitalizminin yeniden inşa etme çağrısı yaptı. O zamandan beri Fransız Komünist Partisi revizyonist bir parti olarak, dönem dönem mücadeleci olmakla birlikte genelde şovenist ve reformist olarak kaldı.

Komünist Partisi olmadığı müddetçe, işçiler burjuva reformistlerin ellerinde sadece piyon olarak kullandıkları bir araçtan başka bir şey değildir. 2011 baharında meydana çıkan Arap ayaklanması, kitlelerin gericileri ve emperyalistleri nasıl sarsabildiğini gösterdi.

Fakat Arap baharı gerici bir kışa yol açtı. Çünkü bir komünist parti olmadan, genel bir merkez olmadan, toplumsal özgürleşmelerini sağlamak için eski toplumu tamamen deviremediler ve farklı burjuva güçler iktidarı geri aldılar. Fransa, sömürülenlerin mücadelelerinde bağımsızlıklarını sağlayabilecek komünist bir partiden yoksundur: Burjuvaziye karşı iktidarı almak için dövüşecek ve yarın iktidarı alacak bir parti.

Enternasyonalizm gücümüzdür!

Fransa’da Sol Cephe’den (FG), Sosyalist Parti ve Avrupa Ekolojisine kadar, “Fransa’da üretim” ve “Fransa”nın oynadığı rolü savunmak için Ulusal Cephe’ye (FN) kadar uzanan genel bir fikir birliği var.

Fransa merkezli militan olmamıza rağmen, bütün çalışmalarımızın enternasyonalist bir boyutu var. İşçiler arasında dayanışma ilkesi bir ülkenin ya da kıtanın sınırlarına sıkıştırılamaz. Ekonomik açıdan, çoğu izlenim karımız yurtdışında elde edilir. Siyasi açıdan, hükümetlerimiz, kendilerini savunmak için askeri güçlerine ve dünyadaki güç gösterilerine güvenirler.

Enternasyonalizm, kendi ülkelerinde ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesi veren işçilerle ve ezilenlere politik destek vermek anlamına gelir.

Ezilenler ve işçiler arasındaki enternasyonalist dayanışmanın yoksunluğu emperyalizme karşı savaşta yenilgiye yol açar.

Belgesiz işçilerin mücadelesini Fransa’daki işçi sınıfı için kilit bir konu haline getirdiğimizde enternasyonalist oluruz. Hindistan’daki devrimi desteklediğimiz zaman ya da Filipinler’den, Haiti’den, Yunanistan, Afganistan, Kürdistan vb. ülkelerden yoldaşlarla tanıştığımız, onları davet ettiğimiz zaman enternasyonalist oluruz.

Marksist Leninist ve Maoistler!

Proleter Yol, Marksist, Leninist ve Maoist bir örgüttür. Ama bu kendimiz için düşünememeyi gizlemek için tasarlanmış dogmatik bir duman perdesi değil. Proleter Yol’un kuruluş ilkelerinden biri hatalardan, geçmişten ve andan öğrenmektir. Ve siyasi çalışma, politik tartışma, eleştiri ve özeleştiri bugün organizasyonumuzda önemli bir rol oynamaya devam ediyor.

İşçilerin SSCB ve Çin’de iktidarı çok çabuk kaybettiklerini söyleyerek Komünizmi sürdürmenin bir anlamı olmadığını söyleyenler var. Ama biz bebeği banyo suyuyla atmayı geçmişe sırtımızı dönmeyi reddediyoruz. Komünizmin mirasını, başarıları ve başarısızlıklarıyla savunuyoruz. Devrimci ve sosyalist teori sadece bir yüzyıldan beri varlığını sürdürmüştür. Bunu canlı tutmamız ve pes etmememiz gerekiyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu