GüncelMakaleler

“İki çocuğu katletmek mi teröristlik, saz çalıp doğum günü kutlamak mı?”

İstanbul: Geçtiğimiz ay 14 Nisan’da Gazi Mahallesi’nde özel harekat polislerince katledilen Barış Kerem, Oğuzhan Erkul ve saldırıda yaralananların aileleri Makine Mühendisleri odasında basın toplantısı düzenledi.

Gazi Mahallesi’nde katledilen Barış Kerem, Oğuzhan Erkul ve saldırıda yaralananların aileleri TMMOB Beyoğlu Makine Mühendisleri Odası’nda basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Barış Kerem, Oğuzhan Erkul ve arkadaşlarının özel harekat polislerince kasten çembere alındığı olay yeri incelemeleriyle orta çıktığı ve ilk gün burjuva medyaya servis edilen “dur ihtarına uymadılar” yalanının gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Ağır yaralı Ramazan Altürk’ün felç kalma riskinin devam ettiği belirtilen açıklamada, polislerin OHAL Kanunu’nun 23. Maddesi ile polislere getirilen koruma zırhının “yaşam hakkını” ihlal ettiği vurgulandı. Toplantıya HDP Milletvekili Erdal Ataş ve sanatçı Ferhat Tunç da katıldı.

Aileler adına açıklamayı yapan Av.Meral Hanbayat, 18 Nisan tarihinde avukatların talebi sonucunda olay yeri keşif yapmış, olay yerinde bulunan bir zırhlı aracın görüntülerine el konulmuş, dosyaya giren soruşturma evrakların bir kısmını alabildiklerini söyleyerek,  “savcılık makamı, şüpheli polislerin 19 Nisan 2017 tarihinde ifadelerini almış tutuklama yönündeki taleplerimiz OHAL Kanunun 23. Maddesinde ifade edilen “silah kullanan polisler hakkında soruşturma işlemleri tutuksuz yapılır” şeklindeki düzenlemesi gerekçe gösterilerek kabul görmemiştir” dedi.

 

Polisi kurtarma kılıfı “Gizlilik kararı” devrede

20Nisan tarihinde polislerin ifadeleri ve soruşturma işlemleriyle ilgili bilgi ve belge almak için savcılığa başvurduklarını belirten Hanbayat, polislerin gizlilik talebi olması nedeniyle henüz gizlilik kararı olmamasına rağmen avukatların dosyadan örnek almasının engelledi ve aynı gün içerisinde gizlilik kararı çıkartıldığını vurguladı.

Hanbayat, soruşturmanın açık olduğu 5 günlük süreç içerisinde soruşturma işlemleri ile edinilen bilgilerin sonucunda kesin bir şekilde “çocukların kasten öldürüldüğünü söyleyebiliriz” diyerek olay gelişimine ilişkin şunları açıkladı: “Şüpheli polislerin çocuklarla ve çocukların kullandığı arabayla örtüşmeyen ihbar iddiaları, olay yerinde bulunan 35 adet kovan, arabaya isabet eden 26 mermi, 6 farklı silahtan ateş edilmesi, Ramazan’ın bacağına üsten isabet etmesi, çocukların anlatımı bir bütün olarak değerlendirildiğinde duran aracın polisler tarafından tarandığı sabittir. Kaldı ki can havliyle olay yerinden kaçmasalardı diğer üç çocuğunda kurtulma şansının olmadığını söyleyebiliriz. Aracın taranması sonucu olay yerinden hemen uzaklaştığı 2-3 km uzaklıktaki hastaneye kadar yetişen çocuklar takip bile edilmemiştir. Çocuklarla ilgili polislerin iddia ettiği gibi gerçekten kuşkulu bir durum olsa idi takip edip çok yakında bulunan karakoldan yolların kesilmesi istenebilirdi

 

OHAL Kanunu’nun 23. Maddesi sokak infazlarını meşrulaştıracak

OHAL Kanunu’nun 23. Maddesi ile polislere getirilen koruma zırhı, ulusal ve ulusal üstü hukukça güvence altına alınan “yaşam hakkı”nın ihlal edildiği gibi devletin “yaşam hakkı ihlallerinin etkin soruşturulması” yükümlülüğünü de ortadan kaldırmakta olduğunu vurgulayan Hanbayat,  çocukları öldüren polislerin silah kullanmasını gerektirecek tek bir nedenin olmadığının altını çizerek, “bu yasanın sokak infazlarının önünü açacağını hatırlatmak isteriz” dedi.

Sonuç olarak polislerin kasten öldürme suçundan yargılanmaları gerektiği, tutuklanmaları ve ceza almalarının gerektiğine dikkati çeken Hanbayat,  “OHAL Kanunu’nun 23. Maddesi ile korunduğu bir tablo, soruşturmanın akıbeti açısından kaygı vericidir” diye belirtti.

 

Polis, Gazi Mahallesi’nde keyfi bir şekilde ateş ediyor

Avukat Oya Arslan da, “Özel harekat polisine öldürme yetkisinin tanındığını görüyoruz. Özel olarak eğitilmiş bu kişiler yaşam hakkını korumak için sağlıklı ve güvenli şekilde yakalamak zorunda; ama böyle olmuyor gittikleri her yerde bir ölüm mangasına dönüştüklerini görüyoruz. Gazi mahallesinde bu artık olağan bir duruma dönüştü. Bir kişiye seslenirler de o kişi bunu duymazsa ateş açıyorlar. OHAL süresi içerisinde tutuklanan hakkında ceza verilen bir polis memuru görmedik. Kasten öldürmeden değil, olası kast, ihmal, taksirle adam öldürmekten ceza veriyorlar. Bu bir politika polisleri korumak için yapılıyor. Yargı ve İçişleri Bakanlığı ortak bir paydada hareket ediyorlar. Buna hep birlikte ses çıkarırsak bununla mücadele edebiliriz. Ortak politikanın ürünü yargı da bunun önünü açan bir tutum takınıyor” dedi.

 

18341798 1484315881614731 8192208870543202122 n“Kurşunlanmış telefonu verdiler”

Barış Kerem’in annesi Melike Altunışık ise, saldırı sırasında oğlunda bulunan telefona isabet eden kurşunu göstererek, polislerin taziyeden döndükten sonra gece arayarak telefonu verdiğini söyledi. Altunışık, “Gazi’de sadece polisten zarar geliyor, çocuklardan birbirine zarar gelmez. En basiti cenazede bile müdahale ettiler” dedi. Saldırıdan 15 dakika önce oğlu ile konuştuğunu dile getiren Anne Altunışık, “Oğlumla konuşuyorum ‘yarım saate geliyorum’ dedi, gelemedi. Kim haklı görüyorsa katil polisleri, bizim yaşadıklarımızın aynısını yaşasınlar. Çocukları olsun ve her 14 Nisan’da bizim yaşadığımızı yaşasın, çocuklardan birini kaybetsinler” sözleri ile duruma tepki gösterdi.

 

“Basın kör olursa”

Altunışık, olay karşısında basının tutumunu da eleştirerek, “Basın olarak siz de duyarsızsınız. Diyelim ki ‘durmadı’ çocuklar ne hakkın var vurmaya. O kadar duyarsızsınız ki biz toplantı yapmazsak sormuyorsunuz. Basın kör olursa toplum da kör olur. 1 ay içinde 6 çocuk polis tarafından öldürüldü. Türkü söyleyen, saz çalan kimden zarar gelmiş bugüne kadar. Saz ‘uzun namlulu silah’ diye geçiyor. Katilleri koruyan devlet ki, devlet de katil” diye konuştu.

 

“Savcı: Ben de anlamadım”

Oğlunu son kez Adli Tıp Morgu’nda gördüğünü kaydeden Altunışık, “Sabaha doğru morga girdim. Oğlum, yüzü gözü kan içinde yatıyordu. Savcı yanımdaydı ‘benim oğlum ne yapmış’ dedim, savcı ‘ben de anlamadım. Polis ne düşünerek, ne niyetle ateş etmiş’ diyerek cevap verdi” dedi. Altunışık, sözlerin şu şekilde sonlandırdı: “9 kurşun ne demek, bu neyin kini, neyin nefreti. Bu katiller elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Gizlilik kararı koyuyorlar. Bizden koruyorlar, biz katil gibi mi görünüyoruz? Çocuklar Gazi’de oturuyorlar diye direkt ‘terörist’ diyorlar. 2 çocuğu katletmek mi teröristlik, saz çalıp doğum günü kutlamak mı teröristlik? Benim gözümde terörist, çocuk katilleridir. Haklı gören kim varsa bizim yaşadığımızı yaşasın” dedi.

 

“Yanlardan girmiş kurşun”

Olayda ağır yaralanan ve tedavisi devam eden Ramazan Altürk’ün babası Sadık Altürk ise, “Gelen kurşunlar camdan soldan girip sağdan çıkmış. Diğer kurşun sağdan omuzundan girip omuriliğe girmiş. Kaçsalar arkadan isabet ederdi. Yanlardan girmiş kurşun” dedi.

 

18342590 1484315878281398 2948371580330764108 n“Yarın doğum günü”

Saldırı da yaşamını yitiren Oğuzhan Erkul’un ablası Figen Erkul ise, yarın kardeşi Oğuzhan’ın doğum günü olduğunu hatırlatarak, “Yarın Oğuzhan’ın doğum günü. Biz dört kardeşiz. 3 yaşında kardeşimiz var ve abisine çok bağlı. Her gün camdan bakıp anne ‘üzülme, abim gelecek’ diyor. Ölümün ne demek olduğunu bilmiyor çocuklar. Cumartesi işe başlayacaktı. Mezuniyetini kutlayacaktı. ‘Terörist’ diyorlar kardeşime, sırf ‘terörist’ demesinler ona leke sürülmesin diye konuşmuyoruz. Kırkı çıkmadan taşındık 10 yıldır yaşadığımız Gazi’den. Köyde doğduk, sırf okumak çalışmak için geldik İstanbul’a. Oğuzhan’ı son gördüğüm yer morg. 17 yaşında bir çocuk yatmış uzanmış… Hangi vicdan hiçbir şey yapmamış bir çocuğa bunu yapar. Hangi beden o kurşunu kaldırır” dedi.

HDP Milletvekili Erdal Ataş da, “son bir yıldır hak gaspı ve ihlallerle yaşıyoruz” diyerek “polis demokratları, yurtseverleri, mahallelerde suçlu görerek saldırıyor ve mahallelerde hedef seçiliyor. Ülkenin her tarafında infazlar gerçekleşiyor” dedi. Son olarak “Ailelerle birlikte bütün bu suçları işleyenlere karşı hukuksal ve meşru zeminde mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Avukat Meral Hanbayat ise son olarak, Barış Kerem’in cebinde çıkan ve kurşunun isabet ettiği telefonunu soruşturmayı yürüten savcılığa teslim edeceklerini söyledi.

 

Olay nasıl yaşanmıştı?

14 Nisan 2017 tarihinde özel harekat polislerince bulundukları aracın taranmasıyla Barış Kerem, Oğuzhan Erkul katledilirken, Ramazan Altürk ağır yaralanmış, Demirhan Erkul ise hafif yaralanmıştı. 5 çocuğun doğum günü etkinliğinin ardından gece korkunç bir travmayla son bulmuştu. Yara almadan kurtulan Birkan Yüksel ise saatlerce avukat ve ailesine haber verilmeden şüpheli şeklinde tutularak polislerin olay örgülerine uygun ifade vermesi için baskı altına alınmış, “dur ihtarına uymayan iki genç öldü” şeklinde haber servisleriyle kamuoyu manipüle edilmişti.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu