Güncel

Nubar Yalım Anısına

O ölümü göze aldığı saflardaki mücadelenin eninde sonunda zafere ulaşacağına olan inançla hareket etmiştir... Onun inancı mutlaka gerçekleşecektir.

Yukarıda fotoğrafı içten, candan ve güvenle yüzünü dönerek yakınlarıyla ve yoldaşlarıyla vedalaşan birinin yüz hatlarını andırıyor… Her türlü haksızlığa, baskıya ve zulme secde etmeyen bir kimsenin dik duruşunu ve kendine olan güveni yansıtıyor…  Kararlı, anlamlı ve kendinden emin bu kişi, Nubar Yalım Yoldaştır…

Nubar Yalım 5 Kasım 1982 tarihinde Hollanda’nın Utrecht şehrinde evine yapılan saldırı sonucu katledildi, 12 Eylül darbesini yapan resmi devlet erkinin hedefi oldu. Yalım’ın varlığına dahi tahammül edilemediği için o malum devletin saldırısına maruz kaldı. Çünkü Nubar, 12 Eylül cuntasının işbaşına geldiği bir dönemde cunta karşıtı yürüyüş, miting, gösteri ve her türden eylemlerin tüm Avrupa’da olduğu gibi-  Hollanda’da organize edilmesinde giderek öne çıkmıştır. Politik eylemlerde aktif rol oynaması ve bir de Ermeni olması, onu devlet tarafından hedef tahtasında  daha öne getirdi…

Nubar’ın geçmişi

Nubar Yalım Ermeni  Varto Aşireti’ne mensup biri olarak Mardin’in -şimdi Şırnak’ın- Silopi ilçesinde dünyaya geldi. Varto aşireti 1915 Ermeni soykırımından sonra sağ kalan az sayıdaki Ermeni tarafından oluşturulmuştu. Zamanla aşiretin sayısı hızla arttı ve aşiret üyeleri Silopi yöresine yerleşti.

Soykırımdan artakalan Ermeniler devletin ve yörenin feodal otoritesi tarafından baskı ve tahakküm altında tutuldu. Varto Aşireti’nin bulunduğu yöre sosyo-ekonomik bakımdan ülkenin en geri yörelerinden biridir. Bunun sonucu ortaçağın en katmerli baskı ve şiddet-i, cebri ile yüz yüze kaldılar. Bu baskılar sırasında içlerinde ölenler, yaralananlar oldu, mallarına ve mülklerine el konuldu.

Mevcut düzenin ve devletin karakteristik yapısı ilkel ve faşist baskıları en üst düzeye tırmandırdı. Çünkü Varto Aşireti Ermeni’dir. Ermeni olmak mevcut devletin ve sistemin değer yargılarınca potansiyel suçlu demektir. Dolayısıyla onlar üzerinde baskı ve hüküm tarihsel ortaçağ sürecinin devam ettiği o koşullarda daha katmerli düzeylerde olmuştur.

Ancak Varto Aşireti gördükleri baskılara ve kendi dillerini unutmalarına karşın Ermeni ve Hristiyan kimliklerinden vazgeçmemişlerdir. Mevcut düzenin, devletin ve gerici gelenek ve göreneklerin zoraki ikrahına ve hükmüne karşın Ermeni milliyetlerini ve dini yapılarını korumuşlardır. Kürtler arasında yer aldıkları için sadece Kürtçe konuşmuşlar. Sosyal yaşamlarında da büyük ölçüde Kürtleşmişler. Kendi gelenek ve göreneklerini büyük ölçüde yitirmişlerdir.

Çünkü soykırım sonrası uygulanan emval-i metruke, tevhid-i tedrisat gibi Ermenilerin varlıklarına el koyma, kültürel ve tarihsel izlerini silmeyi, dillerini, dini inançlarını yok etmeyi hedefleyen kanun ve uygulamalar TC döneminde de uygulanmaya devam etmiştir. Bu uygulama en katı boyutlarda Varto Aşireti üzerinde de uygulanmış, ancak bu aşiret inadına kendi Ermeni ve Hristiyan kimliklerini  korumaya devam etmiştir. Tüm baskı ve Osmanlı döneminin cebri uygulamalarına rağmen Varto Aşireti, Ermeni ve Hristiyan inançlarını sürdürmede ısrar etmiştir.

Varto Aşireti’nin esas uğraşı hayvancılıktır. Bundan dolayı yaz aylarında Silopi, Colemerg (Hakkarinin Kürtçe ismi), hatta Van civarındaki yaylalara ve meralara kadar açılmışlar ve buralarda konaklamışlardır. Bu yörelere Arap kökenli Tayan Aşireti’yle gitmişlerdir.

Nubar Yalım işte bu koşullarda doğmuş ve 12 yaşına kadar bu koşullarda yaşamıştır, ta ki 1968-69 yılına kadar…

İstanbul’daki Ermeni okullarının görevlileri,  her yıl Anadolu ve Kürdistan’ın illerine ve köylerine giderek Ermeni ailelerini araştırır ve onların çocuklarını İstanbul’daki Ermeni okullarında okutmaya götürürler. 1969 tarihinde Silopi’de Ermeni bir aşiretin olduğunu öğrendiklerinde onlara giderler ve onlarla bağ kurarlar. Varto aşireti, 1915’den sonra kendileri ve o güne kadar görüştükleri Şırnak Ermenileri’nin dışında Ermeni kalmadığını zannediyordu. 1915’ten sonra ilk kez 1969’da kendileri ve Şırnak Ermenileri dışında Ermenilerle karşılaştılar. Bu karşılaşma Varto aşiretinin ve çocuklarının durumunu  değiştirmiştir. Birkaç sene içerisinde çocuklarla beraber Varto aşireti Patrikhane ve Ermeni okullarının çabasıyla İstanbul’a götürülmüştür.

Nubar Yalım da bu dönem de İstanbul’a götürülmüş ve yaşıtlarıyla Ermeni okullarında okumaya başlamıştır.

Ermeni çocuklar bu okullarda kendi dillerini öğrenir, kendi kültürleriyle tanışırlar, ulusal ve sosyal yapılarıyla haşir neşir olurlar. Kısacası İstanbul’un -Anadolu’ya kıyasla-  ehven-i şer yapısı sonucu da olsa yine de Ermeni kimliğini iyice geliştirir.

Bu gelişmelerle beraber bulunduğu yer, mevcut dönem ve mevcut konjonktür vb. koşullar Nubar Yalım’ı başka kimliklerle tanışmasını da beraberinde getirir…

Nubar Yalım hızla devrimci düşüncelerle tanışır…

Proletarya Partisinin görüşleriyle kendisini geliştiren Nubar Yalım

İbrahim Kaypakkaya’nın ideolojik-politik temellerini attığı Proletarya Partisi (PP)’nin görüşleriyle tanışan ve kendisini hızla geliştiren Nubar Yalım, ilerleyen süreçte PP saflarında yer almıştır.

1977 1 Mayıs’ına katılan Nubar, devletin provokatif saldırısı sonucu yaralanmıştır fakat bu yaralanma onun kendini devrim mücadelesine daha fazla katmasını sağlamıştır.

Nubar Yalım 12 Eylül darbesi öncesinde yurt dışına gitmiş ve Hollanda’ya yerleşmiştir. Orada Türkiye’de tanıştığı PP’nin saflarına katılmıştır.

Özellikle 1980’de 12 Eylül darbesi yapıldığında Avrupa’da darbeye karşı verilen mücadele içerisinde Nubar daha da öne çıkmıştır.

12 Eylül darbesi Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiyeli devrimci ve demokrat kesimler tarafından tepki ve karşıt eylemlerle karşılanmıştır. Yürüyüşler, mitingler, toplantılar, basın ve yayın kuruluşları üzerinden 12 Eylül Cuntası’na karşı aktif tavır alınmıştır. Askeri faşist yönetim kınanmış, mahkum edilmiş ve lağvedilmesi için devrimci ve demokratik kuruluşlar harekete geçmiştir. Nubar Yalım, Hollanda’daki faaliyetlerin başını çeken yoldaşlardan biridir. Kendisini hızla geliştiren ve Hollandalı demokratik kuruluşlarla bağ kuran yoldaş faşizmin teşhirinde faal rol üstlenmiştir.

Tüm bu gelişmeler Türkiye cuntasının dikkatini çeker. Ayrıca dönemin konjonktüründe Ermeni soykırımının uluslararası boyutlarda giderek gündeme oturması, Ermeni olan Nubar Yoldaşı TC Devleti’nin hedef listesinde daha fazla öne çıkarır.

Nitekim 12 Eylül döneminin Cumhurbaşkanlığı ve MİT bünyesinde çeşitli Avrupa ülkelerinde Ermeni kurum ve kişiler hedef alınır. İlk hedef alınan Ermeni asıllı devrimci Nubar Yalım olur. 1987’de hazırlanan MİT raporunda bu itiraf edilir. Dönemin MİT görevlilerinden Mehmet Eymür daha sonraları bunu anılarında belirtir:

 “Köşk  Hiram (Abas) Bey’i (üst düzey MİT sorumlusu-yn) çağırarak ‘kan davası’ konusunda görevlendirdi. Hiram Bey kolları sıvadı. Bunun üzerine MİT görevlileriyle birlikte ‘Büyük Reis’ Abdullah Çatlı üzerinden ülkücüler harekete geçirilebilirdi…

 Ermeni terörüne karşı 12 Eylül’den sonra arayışların başladığı tarihten Hiram Abas, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve bir kısım ülkücüyü organize etmiştir. Bu çalışmalar o tarihte Cumhurbaşkanlığı (dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren’dir-yn.) bünyesinde yürütülmüştü. Fakat muhtemelen ve menfi bir gelişme olması ihtimaline binaen çalışmalar MİT’e devredilmiştir.”

Nubar Yalım devletin hedefi olmuştur. O unutulmayacaktır.

Nasıl ki; 24 Nisan 1915 tarihinde 20 Hınçak Partisi üyesi tutuklanmış ve 15 Haziran’da idam edilmişlerse; Nubar Yalım Yoldaş da Ermeni bir devrimci olarak katledilir!.. Nubar Yalım ve Armenak Bakır, Manuel Demir, Hayrabet Honca, Nubar Ozanyan, Garbis Altınoğlu’nun 100 yıl öncesi idam edilen Hınçaklarla ortak yanlarını Ermeni olmaları oluşturmaktadır.

Bu vesileyle Nubar Yalım Yoldaşı bir kez daha anıyoruz!..

O ölümü göze aldığı saflardaki mücadelenin eninde sonunda zafere ulaşacağına olan inançla hareket etmiştir… Onun inancı mutlaka gerçekleşecektir.

Bu vesileyle Yoldaş Nubar Yalım’ı ve tüm devrim şehitlerini bir kez daha selamlıyor, anılarını devrettikleri mücadelede rehber ediniyoruz!…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu