Güncel

Muslim: Efrîn’de de hezimete uğrayacaklar

Türkiye’nin saldırı planının son aşamasının Efrîn olduğunu belirten PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, “Saldırırsa hezimete uğrayacak. Nasıl Kobanê’de DAİŞ yenilmiş ve sonları getirilmişse, Efrîn’de de Türk saldırganlığının sonu getirilecektir” dedi.

Efrîn ve Şehba bölgesine saldırıların artması ardından Demokratik Kuzey Suriye Federasyonu Kurucu Meclisi’nin üçüncü toplantısında alınan karar ile Şehba Kantonu’nun kuruluşu ilan edildi. Yeni Özgür Politika Gazetesi’ne konuşan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Muslim, Türk devletinin saldırılarının son aşamasının Efrîn’e yönelik olduğunu ifade ederek, hazırlıklı olduklarını ifade etti. Muslim, “DAİŞ araçlarıydı, nasıl Kobanê’de kaybettiyse Efrîn’de de hezimete uğrayacaklar. Bundan hiçbir şüphemiz yoktur” dedi. Muslim, Cenevre görüşmelerine ilişkin ise 15 Ağustos’ta Riyad’da yapılacak toplantıyı hatırlatarak, “Eğer bir çözüm söz konusu olacaksa bizim toplantıda muhakkak bulunmamız gerekiyor” dedi. Salih Muslim’in Yeni Özgür Politika’nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

 

Rojava’da Cizîrê, Kobanê ve Efrîn ardından Şehba kantonunun ilanı gerçekleşti. Bu ilana götüren nedenler ve koşullar nedir?

Tükiye’nin bir planı vardı. O plan sırasıyla, Kürt halkını yok etmek, hatta bunu tümden ortadan kaldırmak en azından bu demografik yapıyı değiştirmekti; Şengal’den, Kerkük ve Efrîn’den başlamak üzere. Kobanê, Cizîre, Serêkaniyê olmak üzere Suriye meselesi başlar başlamaz bu planı devreye soktu. Efrîn ve Serêkaniyê’yi sona bırakmıştı. Şimdi değişti, Şengal’de başaramadı, Musul’da, Kerkükte başaramadı, Kobanê’de kullandığı tüm araçlar hezimete uğradı. Şuan planlarının son aşaması girdi. Son aşama Efrîn meselesidir. Şimdi Şehba’da biraz çabaladı, bazı yerleri işgal etti, 2 bin kilometrekarelik bir alanı. Ondan sonra Efrîn’e yönelmek istiyor. Biz de buna karşı çıkıyoruz. Diğer yerlerde, nasıl kullandığı araçlar boşa çıktıysa, burada da muhakkak boşa çıkacaktır.

Dengeleri ne dereceye kadar biliyorlar bilmiyorum ama biz direniyoruz ve halkımıza dayanıyoruz. Halkımızı örgütlemişiz. Efrîn’de de başaramayacak. DAİŞ araçlarıydı, nasıl Kobanê’de kaybettiyse Efrîn’de de hezimete uğrayacak. Bundan hiçbir şüphemiz yok. Direnmek gerekiyor. Biz de olması gerekeni yapıyoruz. Hazırlıklıyız. Kobanê’de DAİŞ nasıl yenilmiş ve sonları getirilmişse, Efrîn’de de Türk düşmanlığı veya Türk saldırganlığının sonu getirilecektir.

 

Saldırılara karşı hazırlık düzeyi nedir?

Halkımız örgütlüdür, kendisini koruyabilecek ve savunabilecek durumdadır. Koşullar Türkiye’nin aleyhinedir. Orada da hezimete uğrayacaktır. Bir girişimde bulunursa ki bulunuyor. Halen sınırdaki adamları üzerinden günlük olarak saldırılar, top atışları yapıyor. Şehba’da örgütlediği Sultan Murat, Sultan Muhammet Rıfat, Sultan Süleyman gibi bazı paralı askerler, çete örgütleri var. Onları destekliyorlar. Ama oradaki halk direniyor. Oradaki örgütler çoğu Ceyş-ûl Sûwar, Cebet-ûl Ahrar gibi yerel güçlerdir. Bunlar kendi topraklarını savunuyor.

 

Türkiye’deki yeni komuta kademesinin YPG’ye karşı savaşa hazırlandığı belirtiliyor? Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan da birkaç gün önce Fırat Kalkanı işgal hareketinin ‘yeni hamlelerle’ süreceğini söyledi. Bu ne anlama geliyor. Yeni plan nedir?

Bunlar tehdit. Türkiye’ye bir ‘sultan’ getirmişler! Zaten bu ‘sultan’ 2002’den beri Türkiye’nin tek adamı. Tüm yetkileri eline geçirmiş. YAŞ meselesi gibi değişikler de Sultan’ın, tek adamın elini güçlendiriyor. Bu Türkiye için bir kaostur. Bir çıkmaza sokuyor Türkiye’yi. Demokrasi ve insanlık ölçülerinden bu kadar uzaklaşmak Türkiye için iyi bir gidiş değil. Bunların sonuçlarını görüyoruz. Dünyada kimse ciddiye almıyor. Bu şekilde kendi içinde bir barışı sağlayamazsa, Kürt sorununu çözemezse, saldırganlığı sürüp gider.

Ama biz kendi payımıza düşeni söylüyoruz: Gerçekten bize saldırmaya kalkarsa mutlaka hezimete uğrayacak. Direneceğiz. Biz hiçbir zaman bu tür tehditlerden korkmayız. Bu tür tehditlere karşı ne gerekiyorsa yapacağız.

Halkımıza çağrımız şudur: Spekülasyonlara kulak asılmasın. Halkımız örgütlüdür, başarı da bizim olacaktır. Askeri ve politik olarak nereye geldiğini iyi biliyor. Halkımız kendisine güvensin. Diğer halklarla kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz. Bu bizim ilkemizdir. Kürtlerin kazanımları, tüm halkların ve oluşumlarındır. Bundan emin olmalarını istiyoruz.

 

PYD’nin Cenevre görüşmelerine katılması yönünde Rusya’nın ısrarcı olduğu belirtiliyor. Geçen hafta Filipinlerdeki zirvede Lavrov’un bu talebini Türkiye’ye ilettiği belirtiliyor. Cenevre görüşmeleri bundan sonra sizsiz mi yoksa sizinle mi devam edecek?

Biz daha baştan söyledik, Cenevre görüşmeleri Suriye’ye gerçekten bir barış getirecekse o zaman tüm güçlerin masada bulunması gerekiyor. Şimdi bunlar bizim katılmamızı istemedi, demek ki barışı ya da en azından çözümü istemiyorlar. Gerçekten bir barış ve çözüm arıyorlarsa, etkili tarafların bulunması gerekiyor hem politik hem askeri alanda. En son Riyad’da Suriye Koalisyonu’nun toplantısı vardı. Ayın 15’inde yine toplanacaklar. Yeni kararlar alacaklar, bu toplantıda gerçekten çözüm isteyenler Kürtlerin de katılması istiyor. ‘Demokratik yapı veya Kuzey Suriye Güçleri ile Suriye Meclisi bulunsun’ diyorlar. Eğer bir çözüm söz konusu olacaksa bizim toplantıda muhakkak bulunmamız gerekiyor. Suriye’nin barışı bizden uzak olamaz, bu imkansızdır. O nedenle katılanları gözden geçiriyorlar. Bir hamle yapıyorlar, olmuyor; tekrar deneme, yanılma meselesi gibi. Eğer koalisyon ciddi bir iş yapmak istiyorsa toplantıda bizim de olmamız gerekecek. Muhakkak çözüm istiyorlarsa biz orada olacağız.

 

Kanton ilanı, siyasi, toplumsal, ekonomi ve savunma alanında ne tür sonuçlar ortaya çıkarır?

Şehba’da daha önceden çoğunluğu Kürt olmak üzere Arap ve Türkmenler de vardı. Yüzyıllarca nasıl bu halkları birbirlerine karşı kullanmışlarsa, bu son bulacak. Minbic’te, Girê Spî’de (Tel Abyad) olduğu gibi Şehba da demokratik modelin parçası olacaktır. Örgütlü bir halk olacak ve örgütlü bir halk olduktan sonra, kendini savunabilecek.

                 

Uluslararası ve bölgesel güçlerin kantonlar karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kantonlar Ortadoğu çapında, bir model olacak. Ama olmayan ve hayali bir model değil, gerçek. Avrupa’da nasıl yaşanıyorsa Ortadoğu’da da olacak. Püf noktası, Ortadoğu’da olmasıdır. Kantonların sosyal komünlerini kuruyoruz. Şu an bu sosyal komünler Belçika gibi yerlerde var. Ortadoğu’da olunca herkes şaşırıyor, sanki yeni bir şeymiş gibi. Halbuki öyle değil. Kooperatiflerden bahsediyoruz. İspanya’da Katalanlar’da görüyoruz ki, en başarılı ekonomi modeli kooperatiflerdir. Neden bizde olmasın? Biz de bunu uygulamaya çalışıyoruz. Hem başkasının tecrübesinden faydalanıyoruz hem de Ortadoğu’da bir ilk oluyor. Bu istikrarı da beraberinde getirecek.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu