Kültür&Sanat

Roboski’nin üzerinden 7 yıl geçti; Bîra Mı Têtın (Hatırlıyorum)

Cezayir Toplantı Salonun’da, İnsan Hakları Derneği(İHD) İstanbul Şubesi tarafından “Roboski Katliamının ardından 7 yıl geçti adalet arayışı devam ediyor” şiarıyla bir etkinlik gerçekleştirdi.

İstanbul:  Bîra Mı Têtın (Hatırlıyorum) belgeseli gösteriminden önce saygı duruşu yapıldı ve İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri kısa bir konuşma yaparak, bugünün en önemli ihtiyacın adaletin sağlanması olduğunu dile getirerek, adalet arayışı mücadelesinin devam edeceğini sözlerine ekledi. Yoleri Roboski katliamın davasının takipçisi olan Tahir Elçi’yi de andı.

Belgesel gösteriminin ardından belgeselin yönetmeni Selim Yıldız ve Hukukçu ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi üyelerinden  Hukukçu Melis Gebes  ile söyleşi yapıldı.

Bîra Mı Têtın  (Hatırlıyorum)  filminde  Selim Yıldız Roboski’ de katliamında yaşamını 16 yaşında yitiren Şıvan Encü’nün kardeşi Sinan Encü üzerinden Roboski’de yaşananlar ve esas olarak ise Roboski katliamının ardından devam eden gündelik hayatı konu almış.

Roboski köyünde devletin yapay sınırının  hayatlarına sınır koyamadığı  bir kez daha açığa çıkan bir gerçeklik.  Belgeselde  yapay sınırlara hapsedilmek istenen sınır çizgisini halk gündelik hayatında  ve ihtiyaçlarını o çizginin öte tarafından sağlarken tanımadıklarına vurgu yapılıyor.  Sinan da abisinden sonra sınır ticareti yapmaya devam ediyor.

Evin tüm geçimi üzerine kalan ve  daha 12 yaşında olmasına rağmen diğer akranları gibi büyük sorumluluklar altına girmek zorunda kalmış Sinan.  Sinan daha çocuk yaşında ölüm ile burun buruna kilometrelerce yol yürüyerek Irak’a geçmekte,  saatlerce süren bu yolculuktan döndükten sonra tekrar diğer gün katırları hazırlayarak yola çıkmaktadır. Ancak Sinan’ın büyük sorumluluklarına rağmen bir yanı hala çocuk doğal olarak. Eve gelince mahallede çocuklarla top oynamaya devam ediyor. Ancak bu süre oldukça kısa, belgeselde de görülen Roboskililer  için sınır hayatlarını belki bölemiyor çünkü ısrarla dahası mecbur olarak sınır çizgisi aşılarak ihtiyaçlar gideriliyor. Ancak Sinan gibi çocuk yaşta çalışan Roboskili çocukların oyun dünyaları o sınır çizgisi ile ikiye  ayrılmış  oluyor. Oyun çağında bir tarafları hep eksik gibi…

Sinan’ın üzerinden anlatılan ve diğer belgeselden farklı olarak Roboski’de hayatın, isyanın yaşamın iç içe ve devam ettiğine odaklanıyor olması önemli.

Belgesel, Sinan’ın annesinin Sinan’a Şıvan’ını kaybettikten sonra daha fazla sarılması ve sınır yolculuğu sırasında Sinan’ın korunmasına dair telefonda çok dikkatli olunmasına dair  sözleriyle sona eriyor. Tam bu sıra duygusal dakikalar yaşanırken belgeselin yönetmeni Selim Yıldız’ın  söze girmesiyle Sinan’ın kısa bir süre önce bir trafik kazasında  yaşamını yitirdiğini öğreniyoruz…

Selim Yıldız film fikrinin katliamdan 3 sene sonra uzun süredir çocuklarla yaptığı fotoğraf atölyeleri sırasında ortaya çıktığını belirtiyor. Selim Yıldız, Sinan ile hikayesi oldukça samimi bir dille  uzun uzun bizlere aktardıktan sonra sözü Melis Gebes’e bıraktı.  Söz alan Hukukçu Melis Gebes, çalışmış olduğu Hafıza  Merkezi’nin , hafızanın güçlendirilmesi için mücadele  eden bir insan hakları örgütü olduğunu söyleyerek derneği tanıtarak söze başladı.

Ardından ağır İnsan Hakları İhlali kavramını açıkladı ve Uluslararası hukuk terminolojisinde karşılığını ele aldı. Dünya ‘da ilk defa ikinci dünya savaşı sonrasında kazanan devletler tarafından Almanya’ da Nürnberg Uluslararası Askeri  Ceza Mahkemesi  kurulduğunu bunun ilkler arasında yer aldığını Nazi savaş suçlularının yargılandığını söyleyerek devam etti.

Gebes’ in konuşmasının ardından Yoleri adalete erişmenin çok zor olduğunu dile getirerek, “Bizim çok daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor. Unutmamak, unutturmamak çok değerli ve kıymetli hafızalarımızdan silinmemesini  sağlamak gerekli” dedi. Etkinlik soru cevap ile sona erdi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu