GüncelManşet

Madenciler “Özelde öleceğimize meydanlarda ölürüz”

Devletin “zarar ettiğini” iddia ederek özelleştirmeye çalıştığı TTK için işlemler başlatıldı. Maden işçileri ise daha çok sömürüyü, daha çok ölümü getirecek olan özelleştirmeye karşı tepkisini meydanlarda gösteriyor. Bir süredir özelleştirilmesi gündemde olan Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nda hedefte ilk olarak Karadon Müessesesi var. İlk olarak Karadon’da uygulanmasına çalışılan özelleştirme girişimlerinin diğer müesseselerin de özelleştirme yolunu açacağı aşikar.

İlk olarak Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamalarıyla özelleştirme sinyali verildi. Daha sonra 16 Haziran’da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan TTK’ya bir yazı geldi. Yazıya göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TTK’ya bağlı Karadon Taş Kömürü İşletmesi’nin özelleştirme kapsam ve programına alınmasını talep ediyordu. Geçtiğimiz günlerde de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca TTK’ya gönderilen yazıda Karadon Müessesesi’nin envanterinin belirlenerek Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na gönderilmesi istendi. Bu yazı ile mevcut işletmeler arasında en verimlisi olarak bilinen Karadon Müessesesi’nin özelleştirme kapsamına alındığı kesinleşti.

Binlerce işçinin işsiz kalma tehlikesi

Özelleşmeyle beraber binlerce maden işçisi işsiz kalma, daha çok sömürü ve katliam tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Özel sektörde çok yapılan ve işçilerin en çok korktuğu şeylerin başında işten çıkarmalar geliyor. Şirket zarar ettiğini her düşündüğünde işçileri işten çıkartacaktır. Enerji Bakanı’nın “zarar ediyoruz” diyerek TTK’yı özelleştirmeye çalıştığını düşünürsek; özelleştikten sonra “zarar etmeye” devam etmesi durumunda şirketin madeni kapatıp gitmesi büyük olasılık ve en büyük tehlikelerdendir. Bu açıkça, binlerce maden işçisinin işsiz kalması anlamına geliyor.

Daha çok sömürü daha çok katliam

Özel şirketler kâr edebilmek için işçileri azami oranla çalıştırır. Deyim yerindeyse üç kişilik işi bir kişiye yaptırarak azami kâr elde etmeye çalışırlar. Bununla birlikte iş güvenliği ile ilgili hiçbir tedbir alınmayarak işçilerin canını hiçe sayarlar.

Örnek verecek olursak, ilk olarak akla yakın zamandaki Soma ve Ermenek katliamları geliyor. İkisinin de ortak yanı özel şirketlere ait maden ocakları olması. Bunlar yakın zamanda olanlar, ancak binlerce maden işçisi kamuya ait ocaklarda da katledildi. Zaten özel şirket de olsa bunun denetimini yapan devletin, sadece patronların çıkarlarını düşünmesi, işçilerin canını hiçe sayması, sorumluluğun devlette olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar Karadon’da yaşanan maden katliamlarının en büyüğü 2010 yılında 30 madencinin hayatını kaybettiği katliamdır. Bu da, taşeron şirketin işlettiği bölgede meydana geldi. Katliamın ardından işçiler taşerona karşı ayaklanırken bu başkaldırı Karadon içinde taşeron firmaların barınamamasını sağladı.

TTK’nın özelleştirilmesine karşı maden işçileri ayağa kalktı. Zonguldak’ta yaklaşık 5 bin maden işçisi, TTK’nın müesseselerinden en büyüğü olan 3 bin işçinin çalıştığı Karadon Müessese Müdürlüğü’nün özelleştirme kapsamına alınmasına karşı eylem yaptı. Haykırdıkları sloganlarla öfkelerini ve özelleştirmeye geçit vermeyeceklerini dile getiren işçileri, anlatan en iyi ifade ise taşıdıkları pankartta yazılanlardı.

“Soma’yı, Ermenek’i unutmadık! Özelde öleceğimize meydanlarda ölürüz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu