GüncelKültür&Sanat

SÖYLEŞİ- ESAS-DER| “Bilimi mahalleye götürüyoruz, çünkü bilim ve sanat herkes faydalanmalı!”

"Olanaklarımız var. Bunları farklı biçimlerde dayanışarak, mahallenin muhtarı ile bazen farklı bir kurumun çalışmasıyla, başka ilçelerden arkadaşlarımızın dayanışması ile bilimi ve sanatı o mahallere götürmeye çalışıyoruz. Esenyurt halkının da bu mücadeleye omuz vermesini bekliyoruz."

Esenyurt’ta çalışma yürüten ESAS-Der Başkanı Yusuf Sulu ve derneğin kurucusu ve hocası olan Ali Yıldırım ile biraraya gelerek, derneğin kuruluş süreci ve çalışmaları üzerine konuştuk. Dernek, Esenyurt’ta tiyatro, heykel, resim, müzik, gitar, bağlama, keman, piyano vb. alanlarda alternatif çalışmalar yapıyor.

 – Merhaba, bize dernekle ilgili bilgi verebilir misiniz? Kuruluş sürecinde nasıl bir çalışma yürüttünüz?

Yusuf Sulu: Derneğimizin adı, Esenyurt Alternatif Kültür Sanat Derneği (Esas-Der). 2019 Mart’ında kuruldu. Aslında çalışma çok daha önceden başlamıştı. Birbirini farklı disiplinlerden tanıyan insanlar olarak Esenyurt’ta bir şeyler yapılması gerektiği üzere fikir birliğine vardık. Hepimizin ortak kaygısı, esas derdi-tasası Esenyurt’taki koca binaların arasında, yoksulluğun ortasında kaybolmuş gençliği, kadınları, çocukları yani tüm kitleyi yozlaşmadan, yanlışlardan uzaklaştıracak bir ortam yaratmaktı. Esas-Der fikri buradan çıktı. Biraraya gelişlerimizde ortaya çıktı bu düşünce. Daha öncesinde de kente dair panel yaptık, kahvelere gidip sohbetler yaptık.

– Belediye bünyesinde mi derneğiniz yoksa bağımsız mı?

Sulu: Bağımsız, evet. Daha önceki yerimiz Tabela Meydanı’nda idi. Orada bina sahibi tadilat yapınca bir buçuk yıl sonra buraya geçtik. Belediye Kültür Merkezi’nin içersine geçtik. Esas-Der’e bağımsız bir dernek diyebiliriz. Tabela’da olduğumuz sürede de Nazım Hikmet ve Deniz Geçmişlerin anması burada Nazım Hikmet Parkı’nda oldu. Bu parkta simgelerin olması, Deniz Gezmişler adına daha önceden dikilmiş fidanların olması, Nazım Hikmet heykeli olmasından kaynaklı sokaktan talep bulmaya çalıştık. Alanımızı çok geniş tuttuk. Çocukların resim derslerinden tutun da etüt derslerine kadar hepsiyle, halkla haşir neşir olduk. Bu sürede tabi işin sanatsal boyutunu hocamız anlatacaktır. Derneğin kuruluşundan önce Şeyh Bedrettin oyunumuz vardı. Maddi olarak da biraz onun üzerinden şekillenmeye çalıştık. Bu oyunlarla derneğin kuruluşunu sağlamaya çalıştık. AKP döneminde de Belediyenin sahnelerinde Şeyh Bedrettin’i oynadık.

Çalışmalarınızın sokak ayağı da var değil mi?

Sulu: Evet. Sokak ayağı olmalı zaten. Biz kültür ve sanata iki ayaklı bakıyoruz. Birincisi işin sanatsal boyutunu örgütlemek ve nitelikli işler çıkarmak. Geçen dönem çocuk oyunlarımız sahnelendi sahnelerde. Ali hocamız yine sahne yönetmenliği yaptı. “Karagözün Rüyası” vb. oyunlar oynadık.

Şeyh Bedrettin sahnelendi. Öte yandan zaten fabrikalar bölgesi, sanayinin çok yoğun olduğu aynı zamanda çokça işçi direnişinin olduğu bir yer. Etkinliklerimiz ile gidip sahiplenmeye, destek olmaya çalışıyoruz. Kadınlarla ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Temel düsturumuz olan “Yozlaşmaya ve Yalnızlaşmaya Karşı Mücadele” şiarıyla mücadele yürütüyoruz.

 

“Dayanışma içinde olursak güçlü olabiliriz!”

– Sizinle de derneğin sanatsal bakışını, yaptığı çalışmaları ve nasıl tepkiler aldığını konuşalım.

Ali Yıldırım: Yola çıkış amacımız Esenyurt’ta emekten yana, demokrasiden yana, özgürlüklerden yana bir bakış açısı ile sanat yapmak. Bu alanda mücadele eden herkese alan açmak… Yani kim olursa olsun, “ben bu alanda mücadele etmek istiyorum, toplumun değişimine katkı sunmak istiyorum, değişime önderlik etmek istiyorum” diyen kim varsa herkese alan açmak istiyoruz. Zaten derneği kurduğumuzda çağrı da yaptık, “buyrun gelin arkadaşlar, burada bir iş yapacağız, gelin hep birlikte yapalım, sokaktan başlayalım” dedik. Esenyurt gerçekten yoksulluğun çok fazla olduğu bir yer, sokakta uyuşturucunun çok olduğu bir yer. Aslında bizler bu potansiyeli, bu dinamizmi devrimci mücadeleye dönüştürebiliriz. Bunu başarabiliriz, yapabiliriz. Bunun için sokaktaki insanlara ulaşmamız lazım.

Biz de çağrımızı bu temelde yaptık ve sanata bakış açımızı da bu doğrultuda yoğurduk. Ve de bugüne kadar geldik. Hemen hemen sanatın her dalı burada var. Tiyatro, bağlama, gitar, halk oyunları aklınıza ne geliyorsa… Kim ne talep ediyorsa, neye ihtiyaç duyuyorsa biz onlara sunmaya çalıştık. Hayata ve sanata bakış açımız bu. Önemli olan “Hayatı Sanatsallaştırmak”. Eğer gerçekten hayatımızı sanatsallaştırırsak, o sanatın bize vermiş olduğu dünyayı öğrenme perspektifini kavrarız. Bizim toplumumuzda eksik olan bu. Sadece sıradan insanlar değil, okumuş-yazmış, kendisine ben “şucuyum bucuyum” diyen arkadaşlarımızda da eksiklik var. Ve bu nedenle, bu bakış açısıyla yola çıktık, bugünlere kadar geldik. Başaralı mıyız? Pandemi dönemi girmemiş olsaydı daha görünür sonuçlar alabilirdik. Pandemi birçok şeyi baltaladı. Çok ciddi bir potansiyel yakalamıştık aslında.

– Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Vurgulamak istediğiniz ve  son olarak Esenyurt halkına çağrınız?

Sulu: Pandemi sürecinde boş durmadık. Farklı biçimlerde dayanışmaların içinde yer aldık. Örneğin sanatçılarla oluşturduğumuz “dezenfektan ekibi” içerisinde yer aldık, gıda dağıtımı içerisinde yer aldık, mahalledeki çalışmaların içerisinde yer almaya çalıştık. Mültecilerle ilgili Kent Konseyi’nde bulunuyoruz. Burada bir aktivist arkadaşımız Mülteci Meclisi örgütlenmesinde yer alıyor. Çocuk Meclisi oluşturduk.

Bu dönemi hazırlık dönemi olarak geçirdik ama boş da durmadık. Bilim Atölyesi kuruyoruz, orada çocukları bilimle, resimle tanıştırıyoruz. Biz İBB’den talepte bulunuyoruz, kütüphane geliyor, gezici kütüphane ile kitap dağıtıyoruz. Yani mümkün olduğu kadar yapıyoruz bunları. Esenyurt, 56 ilden büyük bir ilçe. Her mahallesi bir ilçe kadar neredeyse. Bütün zamanını orada harcarsan bile yeterli olmuyor. Mahalleler artık buraya gelmiyor çünkü biz oralara gitmeye başladık. Orada çocuklar sinemaya gitme şansı bulamıyor. Belki bazı semtlerdeki çocuklar şanslı olabilirler. Bilimsel malzemeleri görüp, onlarla deneyler yapmış olabilirler ama buranın çocukları maalesef daha malzemelerini bile görmemiştir. Çünkü buradaki okullarda sınıflar 65 kişilik. Burada eğitim bir garabet. Kent yaşamı da aynı.

Birkaç noktasındaki büyük park tamamen insanların gezip gidebileceği bir yer. Lakin çocuklar için örgütlenmiş bir park alanı bile yok. Bir çocuğun yaşayabileceği, bir insanın nefes alacağı, gençlerin dayanışma geliştireceği hiçbir alan yok. Biz burayı, buradaki faaliyetler üzerinden yapmaya çalışıyoruz. Bilimi mahalleye götürüyoruz. Biz bilimin ve sanatın belirli bir zümrenin ulaşabileceği, orada faydalanabileceği, kendi kişisel gelişimine katkı sunacağı bir olgu olarak görmüyoruz. Bilimin de, sanatın da yoksul çocukların, yoksulların ulaşabileceği düzeyde olması gerektiğini düşünüyoruz.

Olanaklarımız var. Bunları farklı biçimlerde dayanışarak, mahallenin muhtarı ile bazen farklı bir kurumun çalışmasıyla, başka ilçelerden arkadaşlarımızın dayanışması ile bilimi ve sanatı o mahallere götürmeye çalışıyoruz. Esenyurt halkının da bu mücadeleye omuz vermesini bekliyoruz. Pandemi sürecinde şunu çok iyi gördük ki; biz yoksullar ne kadar yalnızlaşırsak, ne kadar birbirimizden uzaklaşırsak, daha kötü duruma düşüyoruz. Bireysel bir kurtuluşun olmadığını aslında bu pandemi sürecinde gördük. Dayanışma içerisinde olursak güçlü olabiliriz. Ne merkezi hükümetler ne de yerel hükümetler bu tür süreçlerde halkın yanında olmuyor. Halk ancak kendi dayanışması ile yarasını sarıyor.

Biz bu bilinçle faaliyetlerimize devam edeceğiz. Bu yeni sezonda dediğimiz gibi oyunlarımız hazır. Sezon açılır açılmaz sahnelenmeye başlayacak. Esenyurt halkını gösterilerimizi izlemeye davet ediyoruz. Bu koca-yüksek binaların arasında kaybolup gençlerin ve halkın kültürünün kaybolmasına izin vermeyeceğiz.

Bunun için çabalayacağız. Bu mücadelede, dayanışmada herkesi yanımızda görmek istiyoruz. Çünkü bizim öyle alışılagelmiş bir durumumuz yok. Biz her disiplinden, her kesimden insanın, derdi dünyayı değiştirmek, dönüştürmek olan, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan herkesin bu zeminde buluşabileceğini düşünüyoruz. Yerelde bizim gibi derneklerin önemli olduğunu düşünüyoruz. Her alanda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Takip etmenizi tavsiye ediyoruz.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu