DünyaGüncel

ORTAK ANMA ÇAĞRISI | “Katledilişinin 51. Yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’yı Anıyoruz!”

"O Ve Tüm Ölümsüzlerimiz Sadece Direnmenin Değil, Tek Başına Da Olsa Dövüşmenin Ve Kazanmanın Silahlarıdır!" diyen Partizan ve Sınıf Teorisi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yapacakları ortak anma için çağrı yaptı.

Partizan ve Sınıf Teorisi, Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’yı katledilişinin 51’inci yıldönümünde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ortak anmalarla anacaklarını duyurdu.

Ortak anmalara ilişkin ‘Gece Tertip Komitesi’ imzalı anmalara katılım çağrısı yapan bir açıklama yayımlandı.

Açıklamada, “İşçiler, emekçiler, devrimciler, göçmenler, yoldaşlar; Komünist önderimiz İbrahim Kaypakkaya’nın faşist Türk egemen sistemince işkencede katledilmesinin üzerinden 51 yıl geçti. Coğrafyamız emekçilerine ve ezilen mazlum ulus ve azınlıklara; bağımsızlık, devrim ve sosyalizm mücadelesinde görüşleri karanlıklar içinde bir meşale gibi aydınlık olup yol gösteren komünist önder İbrahim Kaypakkaya, sömürü ve zulüm saltanatını temsil eden sınıf düşmanlarımıza korku olmaya devam ediyor. Çünkü onun görüşleri, dün olduğu gibi bugün de sömürülen ve ezilen halklarımızın elinde sadece direnmeyi değil, savaşmanın ve kazanmanın silahı olarak yol gösteriyor” denildi.

‘Kaypakkaya’nın ‘72 Manifestosu’

“Kaypakkaya yoldaşın ‘72 Manifestosu, devrimci diyalektikle ilerleyen komünist yürüyüşte rehberimizdir!” ifadesinin vurgulandığı açıklama şöyle devam etti:

“KAYPAKKAYA yoldaş, proleter öncünün komünist nitelikteki kuruluşunda tayin edici rolle oynadığı kurucu önder misyonuyla, Partilerimiz için tartışmasız bir öneme, ölçülemez derinlikte bir anlama ve büyük bir tarihsel rehberliğe sahiptir. Onun ideolojik, siyasi, teorik-pratik mirasını tereddüt etmeden alıyor, sahipleniyoruz. Fakat KAYPAKKAYA yoldaş sadece kurucusu olduğu Proletarya Partisi için değil, coğrafyamız sınıflar mücadelesi ve devrimci hareket tarihi açısından da aynı anlam ve değere sahiptir. Onun mirası coğrafyamızın bütün devrim ve komünizm mücadelesinin hazinesidir.

Çünkü; komünist önder İbrahim Kaypakkaya, ifadesini komünist teori, ideoloji, yöntem ve bilimsel felsefede bulan komünist niteliğiyle, burjuva medeniyetçi paradigmadan ve onun resmi tarih anlayışı, felsefesi, çizgisi ve siyasetinden köklü kopuşu sağlayarak, Mustafa Suphi TKP’sinin devrimci mirasını omuzladı. O bu komünist kopuşla 50 yıllık pasifizmin, parlamentarizmin, legalizmin, reformizmin, sosyal şovenizmin, Kemalizm kuyrukçuluğunun ve türlü modern revizyonist akımların revaçta olduğu bir dönemde, yeniden komünizm bayrağını, Suphi TKP’si kısa dönemi sonrası coğrafyamızda proletarya ve emekçi halkların kurtuluş bayrağı olarak göndere çekti. Kaypakkaya yoldaşın, komünist mücadele çığırının açılmasında yaptığı bu tarihsel çıkışı, onu uluslararası proletaryanın coğrafyamızdaki temsilcisi olarak anlamlandırır ve devrimci hareketin ortak değeri haline getirir.”

KAYPAKKAYA yoldaşın komünist ilkelerle billurlaşmış stratejik doğrultusu komünist toplum yürüyüşümüze bağlı devrimimizde yaşamsal anahtardır. Komünizmin evrensel ilkeleriyle karakterize olmuş bu doğrultu komünist olmakla birlikte evrenseldir, devrimimiz için de vazgeçilmezdir.

Çünkü Kaypakkaya, Marks-Engels-Lenin-Stalin-Mao çizgisinde, komünist ilerleme bilincidir. Diyalektik-tarihsel materyalizmin somut durum ve nedenlerinin tahlili üzerinden, geleceğin toplumsal dinamiklerini, her verili tarihsel koşulda yeniden ve yeniden, stratejik araçlarla kalıba dökme felsefesidir. Bu anlamıyla, KAYPAKKAYA yoldaşın komünist niteliği, onun, 1- Devrimin silahlı mücadele ve devrimci zor yoluyla gerçekleşebileceği tezini zorunlu bir ilke olarak benimsemesi/öngörmesinden, 2- Devrimin proletarya partisi önderliğinde gelişmesi/KP’nin devrime önderlik yapmasının zorunlu bir ilke olduğunu savunması, 3- Bu devrimlerin kuracağı iktidar ve devletlerin komünist toplum hedefiyle ele alınması, kurulacak iktidarların proleter iktidar özünde olması veya doğrudan proletarya devleti olması tezini ilke olarak savunmasından, 4- MLM ideolojiyi benimsemesi/evrensel siyasi çizgisi ve buna uygun olarak, (“ürünüyüz” dediği) Proleter Kültür Devrim(ler)ini benimsemesinden ileri gelmektedir esasta. Bu komünist nitelik dün olduğu gibi, bugün de tüm güncelliğiyle kavgamızda yol göstermektedir.”

“Kaypakkaya ve Tüm Ölümsüzleşenlerimizi Devrimin Güncel Görevlerine Sahip Çıkarak Analım!”

Açıklamda ortak devrimci mücadeleyi büyütme ve geliştirme perspektifinden Kaypakkaya’yı andıklarını kaydeden Partizan ve Sınıf Teorisi, düzenledikleri gecelere tüm emekçileri, devrimci ve halkı katılmaya çağırarak, şu ifadelere yer verdi:

“İşçiler, Emekçiler, Tüm Ezilenler, Devrimci Dostlar, Yoldaşlar; İçinde geçtiğimiz tarihsel süreç itibarıyla kollarını bir ahtapot gibi dünyanın dört bir yanına saran emperyalist-kapitalist dünya gericiliğinin insan ve doğayı yok edişine dönük yaşanan barbarlık tehdidi, emperyalist bloklar arasında süren hegemonya çatışmalarıyla, savaş, işgal ve ilhaklar tarzında boyutlanarak sürmektedir. Emperyalist kapitalist sömürü ve kâr hırsı dünyayı yeni bir paylaşım savaşının eşiğine getirmiş durumdadır. Başta emperyalist devletler olmak üzere tüm gerici devletler silahlanmaya devasa büyüklükte bütçeler ayırırken, bunun maliyetini işçi ve emekçilere yükleyerek yoksullaşma katbekat artmaktadır. Yine Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde ırkçı faşist partiler hükümetlere getirilirken, ırkçılık ve iç faşistleşme geliştirilmekte, çıkarılan yeni baskı yasalarıyla devrimci, demokratik ve ilerici güçler tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Yine coğrafyamızda büyük katliam ve kıyımlarla, kapsamlı sömürü ve baskılarla hüküm süren AKP-MHP faşist bloğunun Erdoğan liderliğindeki tekçi-ırkçı açık faşizm sultası, emekçi halkın üzerine karabasan gibi çöken vahşi zulmüyle kanlı iktidarını sürdürmektedir. Gerek dünyada ve gerekse de coğrafyamızdaki bu kapsamlı baskı koşulları, savaş ve ilhak hali, ezilenlerin dünyasında yeni bir öfkeye dönüşmüş, kitlelerin sistemle hesaplaşması eylemleriyle, devrimci savaş için önemli bir dinamik oluşturmuştur. Kuşkusuz bu tarihsel kesit, başta komünist ve devrimci güçler olmak üzere tüm sınıf dinamiklerine ağır sorumluk ve görevler yüklemektedir.

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede katledilişinin 51. ölümsüzlük yılında, onu ve tüm ölümsüzlerimizi bu devrimci görev ve sorumluluklarımızın bilinciyle anıyor, onların ideallerini gerçekleştirme, devrim ve sosyalizm mücadelesini daha ileri mevzilere taşıma kararlılığını bir kez daha ilan ediyoruz. Bu vesilesiyle ortak devrimci mücadeleyi büyütme ve geliştirme perspektifinden bakarak düzenlediğimiz gecelere tüm emekçileri, devrimci dostlarımızı ve halkımızı katılmaya çağırıyoruz.”

Anma programları

Programları beli olan ülkelerin anma programları için görselleri takip edebilirsiniz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu