Kadınlardan Kadıköy’de eylem: Artık yeter diyoruz!

AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’ni askıya alma çalışmaları sürecinde kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz vakalarında erkek yargının sessizliğine dikkat çeken kadınlar, yaşananlara karşı mücadeleyi yükseleceklerini vurguladılar.

Kadıköy Süreyya Operası önünde biraraya gelen ve aralarında Yeni Demokrat Kadın’ında bulunduğu kadınlar, faillerin korunması ve aklanmaya çalışılmasına karşın sokakları terk etmeyeceklerini vurguladılar.

‘Erkekleri aklama, yargıla İstanbul Sözleşmesi’ni uygula’yazılı pankartı taşıyan kadınlar tarafından eylemde sık sık ‘Jin, Jiyan, Azadî’, ‘Kadın dayanışması yaşatır’ sloganları atıldı. İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için önemine de dikkat çekilerek sözleşmeden çıkılmasına karşı mücadele edeceklerini de vurguladılar.

Eylemde basın metnini Ceylan Çağrı okudu. Çağrı, Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan 17 yaşındaki İ.E.’nin intihar ettiğini ve hastanede hayatını kaybettiğini, Gülistan Doku’nun aylardır kayıp olduğunu ve faili Zainal Abarakov’un korunduğunu hatırlattı.
Doku’nun bulunması için çalışmaların durdurulduğunu da anımsatan Çağrı, “Gülistan Doku’ya ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz” diye belirtti.

“Devlet yetkililerinin ya da yakınlarının fail olduğu sayısız vakada, Musa Orhan gibi sayısız fail için ancak sosyal medyadan yükselen tepkiler ve kadınların mücadelesiyle yakalama kararı çıkarılıyor. Zaynal Abakarov gibi sayısız şüpheli yargılanmadan, ceza almadan aramızda dolaşabiliyor” diyen Çağrı, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmaması dışında tartışmaya açılmasının bile şiddeti artırdığına dikkat çekti.

Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!

Son olarak erkek devletin tüm bu failleri aklama çabalarına karşın sokakları da, meydanları da terk etmeyeceklerini vurgulayan Çağrı açıklamasını şöyle sonlandırdı:

“Bizim bugün buraya sığdıramadığımız; şiddete, istismara uğrayan ve katledilen kadınlar, çocuklar, LGBTİ+’lar, sayısız vaka söz konusu. Failler korunurken, aklanırken biz kadınlara, LGBTİ+’lara haklarımıza ve hayatlarımıza saldırı ise aralıksız devam ediyor. Bir yandan İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açarken, maddelerinin yeniden yazılması konuşulurken sokaklarda yaşam hakları için bir araya gelen, broşür dağıtan kadınlar engellenmeye çalışılıyor. Bu süreçte de kadınlar İstanbul’da, İzmir’de defalarca gözaltına alındı, kadınlar polis şiddetine maruz kaldı ve polis şiddeti devam ediyor. Ancak bütün baskılara rağmen sokakları terk etmedik, etmeyeceğiz.

“Evde, sokakta, kampüslerde, iş yerlerinde; erkek şiddetinin münferit olmadığını çok iyi biliyoruz; cezasızlığın bir devlet politikası olduğunu çok iyi biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni tartıştıranların; yargıya ‘Erkekleri korumaya, aklamaya devam edin’ dediğini, ‘Eşit değilsiniz’ diyerek bizi baskıya, şiddete açık hale getirdiklerini çok iyi biliyoruz, çünkü sonuçlarını yaşıyoruz. Yargısıyla, polisiyle, medyasıyla bu iktidarın erkek egemenliğini güçlendirdiğini ve bunun için çabaladığını görüyoruz.

Ancak bizler daha önce de söylemiştik; bu mücadele hayatlarımız için ve mücadelemizin geri dönüşü yok. Eşit, özgür ve şiddetsiz bir dünyayı birlikte kuracağız.”