Emek

(Röportaj) İzmir’de işten atılan Dost Cam işçileri direnişte

İzmir: Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Dost Cam Fabrikası’nda çalışan işçiler DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş Sendikası’nda örgütlenmelerinin ardından patron tarafından işten atıldılar. Arkadaşlarının işten atıldığını öğrenen diğer işçiler arkadaşlarının işe geri alınması talebiyle üretimi durdurdular. Patron ise üretimi durduran bütün işçileri işten çıkardı; işten atılan işçiler fabrika önünde direnişe başladılar.

Özgür Gelecek gazetesi olarak direnen işçileri ziyaret ettik ve işten atılan işçilerden Süleyman İssi ile röportaj gerçekleştirdik.

– Sendikada örgütlenmenizin hemen ardından işten atıldınız. Peki hangi ihtiyaçtan ötürü sendikada örgütlendiniz, aktarabilir misiniz?

– 12 yıldır Dost Cam Fabrikası’nda çalışmaktayım. Dost Cam’da çalıştığım ilk zamanlardan beri sorunlar birikiyordu. Şu zamana kadar yöneticilere söylememize rağmen hiçbir sorun çözülmedi. İşçilerin üzerinde baskı sürekli olarak arttı. Biz de bu baskılara karşı çareyi örgütlenmede bulduk.

İş güvencemizi sağlamamız açısından sendikadan başka çıkar yolumuz olmadığı işçi arkadaşlarla ortaklaştığımız noktaydı. Bu yola başlarken birbirimize söz verdik ve bir güven ortamı oluşturduk. Yeni işe alınan işçi olsun, eski işçi olsun farketmeden herhangi bir arkadaşın işten atılmasına karşı üretimi durduracağımızı bir ilke olarak edindik.

Örgütlenme faaliyetimiz başladıktan sonra birçok arkadaş örgütlendi ve bu durum yönetimi ve patronu rahatsız etti. Üzerimizdeki baskıyı gittikçe artırdılar. Gece vardiyasında çalışan 3 aylık bir arkadaşımız işten atıldı. Biz de bunun üzerine harekete geçtik ve üretimi durdurduk. İlk etapta yönetim böyle bir şeyle karşılaştığı için neye uğradığını şaşırdı. Bu süreçte üç talebimiz vardı: Birincisi, işten atılan işçi arkadaşımızın işe geri dönmesi; ikincisi, üretimi durdurduğumuzdan kaynaklı hiç bir işçinin işten atılmaması; üçüncüsü ise sendikal hakkımızın tanınması. Üç talebimize fabrika yönetimi kesinlikle yanaşmadı. Zaten üretimi durdurmamızın hemen ardından hepimizi işten attılar.

Bunun üzerine arkadaşlarla karar aldık ve fabrika önünde direnişe başladık.

– Fabrikadaki çalışma koşullarından biraz bahseder misiniz?

– Çalışma koşulları çok ağırdı. Kaldırdığımız camlar ağır olmakla beraber bedenimizi kesme ve yaralama tehlikesi taşıyordu. Hatta bunun sonunda ölüme kadar gidebilecek tehlikeler atlatıyorduk. İşimiz çok ağır olduğu için bedenimiz de yıpranıyordu. Boyun ve bel fıtığı oluyorduk. Bir de zorunlu mesaiye kalıyorduk.

Bizim sırtımızdan bu fabrikalar büyürken bizim yaşantımız, geleceğimiz büyümedi aksine karardı. Zaten işçileri birleştiren de bu gelecek kaygısı oldu.

– Son olarak okurlarımıza iletmek istediğiniz bir şey var mı?

– Bizim direnişimiz sonuna kadar devam edecek. Biz burada komitemizi ve yürütmemizi kurduk. Beraber toplantılar ve kararlar alıyoruz. Başka fabrikalardan işçi arkadaşlarımız, sendika temsilcisi arkadaşlarımız, kamu emekçileri, sağlık emekçileri de bize destek veriyor ve bizi güçlendiriyorlar.

Biz buradaki direnişi dışarıya anlatmak için bildiriler çıkardık. Bu bildirilerimizi Organize Sanayi’deki işçi arkadaşlara dağıtıyoruz. İşçileri bilgilendirmek ve onların desteğini kazanmak istiyoruz. Çünkü, bizim yaşadığımız sorunları yarın onlar yaşayacak. Belirleyici olan buradaki direnişimizdir, burada direnişteki arkadaşların da moralini yüksek tutacak olan en önemli etken ise kamuoyu yaratılmasıdır.

İki tane güç karşı karşıyadır. Bir tarafta biz işçiler ve dostları, diğer tarafta ise patronlar vardır. Burada bu iki güç çatışıyor. Hayatın her alanında da her zaman böyledir zaten, ezen ile ezilen dediğimiz kesimler bunlardır. Dediğim gibi bu direnişi kazanımla sonuçlandırana kadar sürdüreceğiz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu