İstanbul: Halkların Demokratik Partisi (HDP) bileşenleri AKP iktidarının Sur’daki yağma-talan, işgal ve yıkımına ilişkin açıklama yaptı.
“Yıkım ve kültürel soykırıma hayır Sur için adalet” pankartının asıldığı HDP İstanbul İl binasında ESP, Devrimci Parti, DBP, SODAP, SYKP, Yeşiller ve Sol Gelecek tarafından AKP iktidarının Sur’daki yağma-talan yıkımına karşın basın toplantısı düzenledi.
HDP İstanbul İl binasında düzenlen basın toplantısına, ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, DBP İstanbul İl Başkanı Hülya Aydoğdu, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü ve SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya katıldı.
“Hedef, Kürt halkının iradesini kırmak”
Açıklamada ilk sözü alan SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, başta Sur olmak üzere Kürdistan’ın şehirlerinde devlet tarafından Kürt Özgürlük Hareketi’nin (KÖH) ve Kürt halkının iradesini kırmak amaçlı yıkımların yapıldığını söyledi. İki hafta önce HDK heyetiyle Sur’a gittiklerini kaydeden Kaya, Sur’da devletin yıllardır sürdürdüğü katliamcı, işgalci yıkımına karşı hedeflediklerini şöyle aktardı: Devletin intikamcı bir anlayışla kenti yerle bir ettiğini belirten Kaya, 45 bin kişinin geriye dönmemek üzere göç ettirildiğini söyledi. Diyarbakır’da devlet ne yapmak istiyor sorusunun cevabına, devletin Kürt halkına intikamcı yaklaştığına işaret ederek, hedefinin Kürt halkının iradesini kırmak olduğunu söyledi.
Kaya, 7 binlik yıllık Sur kenti hafızasızlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekerek, dayanışmacı kültürün ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini belirtti. Kaya, “Sur kenti rant alanı olarak kullanılıyor. Tarihi Sur kenti bir karakol kentine dönüştürülmeye çalışılıyor.” dedi.
Sur’u dünya kamuoyuna taşımak gerekli
Ardından sözü ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi aldı. Çelebi, Sur’un siyasal yapısının yok edilmek istendiğine dikkat çekerek, “Elbette bu saldırıları AKP’nin tam da Kürt halkına dönük topyekun saldırı politikasının bir parçası olarak görmek gerekiyor, devlet Kürdistan’da saldırı konseptini Sur’da çok daha özgün bir politikayla yürütmeye çalışıyor, insansızlaştırılmaya çalışıyor. Sur’un o direnişini gerçek anlamda hafızalardan silmeye çalışıyor.” dedi.
Özyönetim direnişlerini en fazla olduğu, Sur’un destanlara yazıldığı bir yer olduğunu kaydeden Çelebi, “Bizim burada özellikle devletin Sur’a dönük saldırılarına karşı Batı’da Türkiyeli emekçileriler olarak bu saldırılara karşı bizim daha fazla sahiplenmemiz Sur’u tüm Türkiye’deki halkların gündemine koymamız gerekiyor. Sur halkının ihtiyaçlarını maddi, manevi tüm desteği bizim de Batı’da daha fazla kitlelere anlatmak, destek sunmak onların sesi soluğu olmaya ihtiyaç var.” dedi. Sur’u uluslararası boyuta da dünya kamuoyuna taşınması gerektiğini ifade eden Çelebi, “Sur’un acılarını güzel yanlarını direnişini bütün dünya halklarına anlatmak, desteklemek gerek.” dedi.
“Onların bedelleri bizim de beldelimizdir”
Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü de söz alarak, Sur, özyönetim direnişlerinin merkezlerinden biriydi ve burada yapılmaya çalışılan insanların toplumsal hafızasını yok etmek olduğuna dikkat çekti. Burayı değiştirmek, toplumsal hafızayı bir yönüyle parçalamak, kayıp dışı hale getirmek anlamına geldiğini söyleyen Göllü, Sur’da aslında ortaya çıkan değişiklik bu direniş alanındaki rant ilişkisiyle birlikte izlenimi yok etmektir, bununla birlikte hem ranta açmak hem de bir daha benzer bir direniş ve toplumsal dayanışma ağına döndürmemek olduğunu söyledi.
Göllü, “Hem bir savaş politikası var aynı zamanda sermayenin bu alanı talan etmesi. Devrimciler, sosyalistler ve demokrasi güçleri olarak dayanışma içinde olmalıyız. Onların bedelleri bizimde bedelimizidir.” dedi.
“Ortak hafıza ve dayanışma kültürü ortadan kaldırılmak isteniyor”
Göllü’nün ardından DBP İl Eş Başkanı Hülya Aydoğdu’da söz alarak, bugün Sur’da yapılmak istenenin aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin var olan politikalarının bir devamı olduğunu kaydetti. Aydoğdu, Kürdistan’da özellikle Sur ama genelde özyönetim alanları Silopi, Cizre, Nusaybin’de şehirlerin tamamı yıkılmış durumda olduğunu söyleyerek bugün sadece geriye kalan kısmı için yani oturulabilen yerler için bir şeyler yapılabileceğini söyledi. Hem ortak hafıza hem de yaratılan dayanışma kültürünün ortadan kaldırılmak istendiğine dikkat çeken Aydoğdu, sermayeye peşkeş çekilmek istenmesinin yanı sıra UNESCO tarafından tarihsel miras olarak kabul edilmiş korunması gereken bir yer olduğuna işaret etti. Aydoğdu, “Sur’da yürütmediğimiz mücadele diğer alanlara da yansıyacaktır. Kürdistan sömürgeci ve talancı politikalar karşı “dur” diyebileceğimiz bir yer.” dedi.
