EmekGüncel

HDK Emek Meclisi: Bu bütçe yoksulların, işçilerin bütçesi değil

HDK Emek Meclisi Kadıköy'de yaptığı eylemle hazırlanan bütçe görüşmeleri ve asgari ücret görüşmelerini eleştirerek, işçi ve emekçileri mücadeleye çağırdı

HDK Emek Meclisi, 2021 bütçesi ve asgari ücret görüşmelerine ilişkin Kadıköy’de eylem gerçekleştirdi. Eylemde, hazırlanan bütçenin işçi ve emekçiler için değil sermaye için hazırlandığı vurgulanırken, asgari ücretin de vergilerden muaf net 4 bin TL olması gerektiği vurgulandı.

Eyleme aralarında Partizan ve Yeni Demokrat Gençlik’in de bulunduğu çok sayıda kurum da katıldı. “Sermayeye değil emekçiye bütçe. Herkese insanca yaşanabilir ücret” pankartı açılan açıklamada “ Sermayeye değil emekçiye bütçe” ve ” Savaşa değil emekçiye bütçe” sloganları atıldı.

Eylemde ilk olarak HDP milletvekili Musa Piroğlu konuştu. Piroğlu, mecliste iki bütçenin konuşulduğunu belirterek, konuşulan bütçenin emekçilerin değil sermayenin bütçesi olduğunu söyledi.

İşçinin emekçinin parasının saraya gittiğini ifade eden Piroğlu, “Biz işe gitmek için her sabah salgın kokan metrobüsleri kullanırken sarayın günlük masrafı milyonlarca insanın aylık bütçesine mal oluyor. Sadece saraya değil savaşa harcanıyor. Biz savaşa ses çıkartmadıkça bunun parasını ödemeye devam ediyoruz. Bizim boğazımıza sarılan el Kürt halkına zulüm olarak dönüyor. Diyarbakır’a atanan Kayyım, İstanbul’da belediyenin ucuz ekmek satmasına karşı çıkıyor. Biz bizim olmayan bir savaşın faturasını ödemeye devam ediyoruz. Savaştan, damat ve savaş baronları zengin oluyor. Maliyetini işsizlik sefalet olarak biz ödüyoruz. Bugün yapmaya çalıştıkları bütçe halkın servetini yandaş şirketlere, savaşa ve patronlara aktarılmasından başka anlama gelmiyor” dedi.

Konuşmasının devamında, Esenyurt’ta işportacı bir çocuğa zulm ederken ‘bu devleti tanıyacaksınız’ diyen zabıtayı hatırlatan Piroğlu, ‘Biz zaten bu devleti tanıyoruz’ diyerek şunları söyledi:

Türkiye halklarına, işçi sınıfına, yoksullara, bizim boğazımıza sarılan el; Kürt halkına zulüm olarak dönüyor. Diyarbakıra atanan kayyum İstanbul’da halk ekmeğin ucuz satılmasının önünün kesilmesi  olarak karşımıza çıkıyor. Savaştan dünür, damat zengin oluyor biz açlığa mahkum oluyoruz. İşçinin, halkın çoğunluğunu seçtiği iktidar bu çoğunluğa karşı bütçe harcıyor. Ama onlar bir avuç, biz milyonlarız. Kazanmak için biraraya gelmeliyiz.

Musa Piroğlu’nun ardından HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu konuştu. Uğurlu da hazırlanan bütçenin ne kadınların, ne işçilerin, ne de gençlerin bütçesi olmayacağını ifade etti. Hazırlanan bütçenin ‘zenginlerin bütçesi olduğunu ifade eden Uğurlu, buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi.

Ardından söz alan HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu ise görüşülen bütçelerinin iktidar bloğunun parlamentoda fazla olmasından dolayı parlamentodan geçeceğini ifade ederek, geçecek bütçenin kadınların, emekçilerin değil zenginlerin bütçesi olduğunu dile getirdi

Son olarak Erdoğan’ın söylediği ‘acı reçete’ söylemine atıf yapan Uğurlu, dayatılan bu reçeteye karşı örgütlenilmesi gerektiğini vurgulayarak “Korkmayın korkacak neyimiz kaldı. Açız açlıktan ölüyoruz. Örgütlenmekten başka da çaremiz yok” dedi.

Bütçeyi ve kaynağı yaratanın emekçilerin üretkenliği olduğunu belirten HDK Emek Meclisi üyesi Ercan Tilmaş, “Hazineye akan doğrudan vergilerin üçte ikisi de yine bordrolu çalışanlardan kesilmektedir. Dolaylı vergiler ise aldığımız ekmekten tuza sabundan bebek mamasına, kullandığımız elektriğe telefona kadar, tükettiğimiz her kalemde ÖTV ve KDV denilerek yeniden tahsil edilmektedir. Pırlantadan tekneden yattan kürke kadar lüks mallarda ÖTV sıfırlanırken, dolaylı vergi yükü de temel tüketim ürünlerine yıkılmaktadır” diye belirtti.

Asgari ücret, vergiden muaf tutulmalı ve net 4 bin lira olmalıdır

Bütçenin ardından asgari ücretin de düşük bir artışla geçiştirilmeye çalışıldığının altını çizen Tilmaş, “Bugün 9 milyona yakın işçi asgari ücret alıyor. Kayıt dışı çalışanlarla birlikte asgari ücretle yaşamak zorunda kalanların çok daha fazla olduğu ortadadır. Asgari ücreti belirleyen 15 kişilik komisyonda işçi kesimini temsilen sadece 5 kişi yer alıyor. Kalan 10 kişi, siyasi iktidarın ve sermayenin temsilcileri. Böylesi bir danışıklı dövüşten emekçilerden yana bir sonuç çıkması beklenemez. Milyonlarca emekçi mutfak masrafını dahi karşılamayan bir ücretle yaşayamaz, ancak sürünür” ifadelerine yer verdi. Son 6 yılda savaş harcamaları için ayrılan payın 4 kat arttırıldığına işaret eden Tilmaş, Kürt sorunu başta olmak üzere bütün bölgesel krizlerin barışçıl politikalarla çözülmesi gerektiğini ve kaynakların savaşa değil eğitim, sağlık, toplu taşıma gibi temel hizmetlerin parasız verilmesine harcanması gerektiğini söyledi. Asgari ücretin sefalet ücreti düzeyinde olduğunu ve temel ihtiyaçları bile karşılamaktan uzak olduğuna işaret eden Tilmaş, “Bugün açlık sınırı 2500 TL ve yoksulluk sınırı 8.200 TL civarındadır. Asgari ücret, işçinin ailesiyle birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmelidir. Asgari ücret, vergiden muaf tutulmalı ve net 4 bin lira olmalıdır” şeklinde konuştu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu