Kültür&Sanat

Hayatında gerçek silah görmemiş bir İtalyan gencin gözünden Kobanê: “Heval Marcello”

Kobanê’de 3 ay DAİŞ’e karşı savaşan Karim Franceschi’nin ‘Kobanê’de Bir İtalyan Savaşçı-Heval Marcello’ adlı kitabı yayınlandı. Franceschi kitapta, ilk atış, ilk çatışma, DAİŞ ile ilk karşılaşma, keskin nişancılık dönemi, kaybedilen arkadaşların bıraktığı acı, yetersizlikler, fedekarlıklar ve ödenen bedelleri anlatıyor

Kobanê savunmasına katılan İtalyan devrimci Karim Franceschi’nin kendi deneyimini anlattığı “Kobanê’de Bir İtalyan Savaşçı-Heval Marcello” adlı kitabı, Ceylan Yayınları tarafından “Heval Marcello” adıyla Türkçe yayımlandı. Kitapta Franceschi’nin, Kobanê savaşındaki deneyimi ile “İtalya’nın oğlu” anlamına gelen “Wuldtaliani”den “Heval Marcello”ya dönüşümünün de hikayesi yer alıyor. İtalya’da büyük ilgi çeken kitabın önsözünü, İtalyanca’ya da çevrilen “Devrimin Rojava Hali” ve “Dağın Kadın Hali” kitapları nedeniyle 6 yıl hapis cezasına çarptırılan gazeteci Arzu Demir yazdı. Kobanê savunması günlerinde İtalya’da “Rojava Calling” tarafından düzenlenen dayanışma kampanyası kapsamında Pirsûs’a (Suruç) gelen Karim Franceschi, ülkesine döndüğünde daha fazlasını yapmaya karar veriyor ve bu kez savaşmak için Rojava’ya dönüyor.

 

Elinde Noel çorabı

2015 yılının 9 Ocak günü İtalya’dan elinde bir Noel çorabı ve Kobanê’de işine yarayacağını düşündüğü eşyalarla doldurduğu sırt çantası ile yola çıkıyor. Çorabın üzerinde “İyi noeller” yazıyor. Neden yola çıktığını ise şu sözlerle yazıyor: “Şunu açıklığa kavuşturalım: deli falan değilim, bütün arzum Kobanê’deki çocuklara biraz şeker götürmek. Bana sokaklarda çok fazla sayıda anne babası, kardeşi olmayan, evsiz çocuk olduğunu söylediler. Kim bilir, şeker yemeyen kaç çocuk var. Kim bilir, hiçbir şey yemeyen kaç çocuk var. Çorabı kız kardeşim Jamila, ben yola çıkmadan üç gün önce vermişti. Hâlâ ağzına kadar şeker dolu olduğundan ve ben yiyecek israf etmeyi sevmediğim için, yanımda getirdim.”

 

Babasının istediği ismi seçiyor

Karim Franceschi, daha öncesinde hiç ateş etmemiş. Filmler veya fotoğraflar dışında hayatında gerçek bir silah dahi görmemiş. Ancak savaşmak üzere gittiği Rojava’da kendisini bekleyen tehlikelerin farkında. Halkların eşit ve özgür bir şekilde bir arada yaşadığı bir toplumsal sistemin temelini atan bu devrim, kilometrelerce ötede yaşayan Franceschi’ye de umut oluyor. Kobanê’ye ulaştığında kendisine bir isim bulması söylendiğinde, babasının istediği “Marcello” ismini seçiyor.

 

Heval uğruna savaşmak

O’nun için “heval” muhteşem bir sözcük. İlk olarak Suruç’ta duyduğu “heval” kelimesi için şunları yazıyor: “Heval, seninle aynı kaderi paylaşan kişi ve sende kendisini bulan kişi. Heval, uğruna savaşmak için iyi bir sebep. Birinin bana bu şekilde hitap etmesinden gurur duyarım.” İlk atış talimi, ilk atış, ilk çatışma, ilk nöbet, DAİŞ çeteleri ile ilk karşılaşma, DAİŞ’e teslim olmamak için elinde emniyeti açılmış el bombası ile küçük bir mevzide süren bekleyiş, keskin nişancılık dönemi, saatlerce hareket bile etmeden hedefi vurmak için geçen saatler, disiplinsizliklere gösterilen tepkiler, kaybedilen arkadaşların bıraktığı acı, yetersizlikler, fedekarlıklar, ödenen bedeller. Franceschi, tüm yalınlığı ve çıplaklığı ile yaşadıklarını anlatıyor.

 

3 ayın ardından Kobanê’ye döndü

Karim Franceschi, planladığı gibi 3 ay Kobanê savunmasında yer aldıktan sonra 9 Nisan 2015’te İtalya’ya döndü. Yaşadıklarını kitaplaştırmaya karar verdi Kitap, İtalyan okurun yoğun ilgisini çekti. Franceschi, onlarca panel, konferans, radyo-tv programında kendi deneyimi üzerinden Kobanê savunması ve Rojava Devrimi’ni anlattı. Ancak yeniden “Heval Marcello”nun hikayesinin başladığı yere döndü.

 

Canlanan zombi gibiler

Kobanê savunması bakımından kritik anlar da var kitapta. 28 Ocak’ta zaferin ilanından on gün kadar önce DAİŞ çetelerinin başlattığı yeni ve büyük bir saldırıya karşı verilen savunmada da yer alıyor. O günleri şöyle yazıyor: “Bugün 19 Ocak, üç gündür uyumuyorum. Çünkü üç gündür – sabah, öğlen, akşam ve gece – cepheye saldıran cihatçılara ateş ediyoruz. Her seferinde üç beş kişi de değiller on, yirmi militan birden geliyorlar. Toplu intihar eğilimindeki deliliğin ateşiyle canlanan zombiler gibiler. (ETHA)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu