İstanbul: 3 Aralık 1994’te MGK ve dönemin başbakanı Tansu Çiller tarafından tehlike olarak görülen Özgür Ülke gazetesinin İstanbul-Kadırga’da bulunan merkez binasının bombalanmasının üzerinden tam 20 yıl geçti. Bugün hala devletin, özgür basın üzerindeki kirli politikaları 20 yıl önce olduğu gibi devam ediyor. Gazeteciler hala sokak ortasında katlediliyor, tutuklanıyor ve yayın yasaklarıyla yoğun bir sansüre maruz kalıyorlar.
Özgür Ülke gazetesine yapılan bu saldırıyı unutmamak için bugün (3 Aralık) Kadırga’da bombalanan eski merkez binasının önüne bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasını okuyan Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin devletin kendi adına cinayet işleyen cellâtlarını yargılamayacağının farkında olunduğunun vurgusunu yaptı.
“Türkiye en büyük gazeteci hapishanesi…”
“81 şehit ve binlerce gözaltı, tutuklama, tehdit, şantaj ve sansüre rağmen özgür basın geleneği her geçen gün daha da güçlenerek yoluna devam etmektedir. Katliam emrini verenler de bugün katliam ve cinayetten ibaret olan sicillerinden dolayı insanlık vicdanında mahkûm olmuşlardır” diyen Keskin, sözlerine “Özgür basın geleneği dün nasıl baskılara karşı durduğu ve gerçekleri yazdığı için katliam ve baskılarla yüz yüze kaldıysa, bu günde aynı uygulamalarla yüz yüzedir. Daha bir ay önce Kadri Bağdu, sokak ortasında infaz edilirken, Bişar Durgut 8 yerinden bıçaklandı. Hala 23 gazeteci mesleki çalışmalarından dolayı cezaevinde tutulmaktadır” diyerek devam etti.
Basın özgürlüğü yönünde dünya ölçeğinde bozuk bir sicile sahip olan Türkiye’nin, AKP döneminde de dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olma unvanını aldığını söyleyen Keskin, “Daha yaşanılır ve demokratik bir ülke için basın özgürlüğü elzem bir ihtiyaçtır. Dün bu uğurda toprağa düşenleri Ersin Yıldız şahsında minnetle anarken, bombalamayı yapan malum odakları da nefretle kınıyoruz ve bugün KCK basın komitesi’ adı altında tüm çalışanları tutuklandığında halkların sesi olmaya devam ettiyse, bugün de Apê Musaların, Gurbeteli Ersözlerin, Deniz Fıratların, Kadri Bağduların ve Ersin Yıldızların mücadele ve direniş ruhuyla gerçekleri yazmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
