İktidarın en son üniversiteleri parçalamaya dair düzenlediği yasa tasarısına dair Eğitim-Sen bir açıklama yaparak, “Tek adam yönetiminin yönlendirebileceği, kontrol edebileceği kurumlar değil. Tarihsel kökenleri olan İstanbul Üniversitesi dediğimiz zaman asırlık diyebileceğimiz kurumları bu şekilde yönlendirmek mümkün değil”
H.Merkezi. İstanbul, Gazi ve İnönü üniversitelerinin de aralarında olduğu 10 üniversitenin bölünüp, 15 yeni üniversite kurmayı planlayan tasarıya ilişkin konuşan Eğitim – Sen 6 No’lu Üniversiteler İstanbul Şubesi Başkanı Görkem Doğan, “Hükümet üniversiteleri bölüp yönetmek istiyor” dedi.
Hükümet, 15 tane yeni üniversite kurulmasının öngörüldüğü Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı Meclis’e sundu. Bu tasarı ile İstanbul, Gazi, Selçuk, Dumlupınar, İnönü, Sakarya, Mersin, Erciyes, Karadeniz Teknik ve Kahramanmaraş Sütçü İmam üniversiteleri bölünecek ve yeni üniversiteler kurulacak. Bu tasarıya ilişkin konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 6 No’lu Üniversiteler İstanbul Şubesi Başkanı Görkem Doğan, bu tasarıyla hükümetin köklü üniversiteleri yönetmeyi amaçladığını söyledi.
Tasarı ile Türkiye’de bulunan kimi köklü üniversitelerin bölüneceğini gördüklerini dile getiren Doğan, “İstanbul Üniversitesi bu köklü üniversitelerden. Ama tabi sadece onunla sınırlı değil. Malatya İnönü Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi de köklü kurumlardan. Bunların da bölüneceğini görüyoruz. Şimdi bunun pedagojik olarak bir anlamı yok. Üniversite daha ufak olduğunda daha iyi bir üniversitedir diye bir şey yok” diye konuştu.
“Mesele kontrol etmek istemektir”
Doğan, şöyle devam etti: “Tek adam yönetiminin yönlendirebileceği, kontrol edebileceği kurumlar değil. Tarihsel kökenleri olan İstanbul Üniversitesi dediğimiz zaman asırlık diyebileceğimiz kurumları bu şekilde yönlendirmek mümkün değil. Ama böyle bölüp parçalayıp, ufalttığınız zaman yönetmek mümkün oluyor. Bunu ilk defa yapmıyorlar. Türkiye’deki pek çok köklü eğitim kurumu, proje okullar vs. diyerek İstanbul Erkek Lisesi, Caloğlu Anadolu Lisesi gibi okullar benzer kaderleri paylaşmışlardı. Bu defa da sıra İstanbul Üniversitesine, Konya Selçuk Üniversitesi, Malatya İnönü Üniversitesine gelmiş görünen o. İstanbul’da zaten 9 tane kamu üniversitesi var. Bir onuncusunun kurulmasıyla aşılabilecek bir sorun yok” dedi.
Doğan, “Mesele kontrol etme meselesidir. Tek adam rejiminin anlamı Türkiye’de hiçbir kurumsal hafızanın olmaması, her şeyin tek adamın keyfine göre olmasıdır. Zaten siyaset bilimi teorisinde de keyfi yönetim deriz buna. Fakat kurumların tarihselliği onlara bazı kuvvetler kazandırır. Siz bu tarihselliği aştığınız zaman keyfi yönetme daha uygun hala getirirsiniz” diye ifade etti. Tasarıya karşı bir dizi eylem etkinlik yapmayı planladıklarını sözlerine ekleyen Doğan, “Raşit Tükel hocamızın kendisi de İstanbul Üniversitesi mensubu, bu haliyle kendisi de İbni Sina’ya geçmiş olacak. Onlarla birlikte bir program yapmak niyetindeyiz. Genel Merkez bir açıklama hazırlıyor. Meclis’teki muhalif parti olan CHP ve HDP’ye ulaşacağız. Ve elimizden geleni yapacağız. Bunun yanlış olduğunu kamuoyuna anlatacağız” dedi.
