Güncel

Devrimci Komünarlar Partisi: Şimdi cesaret, özgüven ve cüret zamanı

H. Merkezi: T.C ordusunun Efrin’e yönelik işgal saldırısına karşı tepkiler devam ediyor. Devrimci Komünarlar Partisi yaptığı açıklamada, işgale karşı tüm sosyalist kesimlere mücadeleyi büyütme çağrısı Yaparken, Efrin direnişinin tüm halkların mücadelesi olduğunu, söyledi.

Şimdi cesaret, özgüven ve cüret zamanı. Şimdi her alanı, devrimci direniş alanına çevirme zamanı” Devrimci Komünarlar Partisi, açıklamasında, “Efrîn’e yönelen ilhak savaşı toplumun her kesimini, her sol çevre ve yapıları sınayan bir momenttir. Bir aynadır” denilerek, Efrîn’in kazanılmış bir devrim sathı olduğu, bu devrimin kalıcı olmasının, Türk devlet çetelerinin Erdoğan üzerinden sürdürdüğü ilhak savaşını Türkiye içinde boşa düşürmek anlamına geldiği belirtildi.

Devrimci Komünarlar partisinin açıklaması şöyle;

Türkiye’nin başında tıp biliminin anlayacağı cinsten pisikyatrik vaka bir adam yok. Önceden tasarımı yapılmış, devlet çetelerinin her ihtiyacına göre dizayn edilen kullanışlı bir çete başı diktatör var. Burjuvalardan, bankacılardan, gerici tarikatlardan, Perinçek’e, CHP’ye kadar savaş ve çıkar ortaklığının ortak temsili var. Siyasetin şiddet olarak kurgulanışı “hasta bir adam”ın bağırıp, çağırıp, tehditler savurmasıyla sınırlı değil. Bir şiddet aracı olarak siyasetin kurgulanışıyla ilgilidir. Bu yüzden Erdoğan kollektif bir temsildir. Devletin ve kapitalist çıkar ilişkilerinin son ortak temsili…

 

Efrîn’de sürmekte olan işgal ve ilhak savaşı yalnızca ; Erdoğan’la Kürt devrimci direniş güçleri arasında bir savaş değildir. Bu savaş bir temsil savaşıdır. Erdoğan yalnızca Türkiye tarafında çözülmekte olan devlet sınıflarını temsilen savaşmıyor, aynı zamanda bütün dünya ve Ortadoğu gerici rejimleri adına da savaşıyor. Bu savaş başka bakımlardan da bir temsil savaşıdır. Rojava’da başlayan demokratik bir toplum inşası, sadece Türk egemen sınıflarının rejimini tehdit etmiyor, aynı zamanda başarılı bir proje olarak bölge rejimlerini de tehdit ediyor. Çünkü Rojava devrimi her geçen gün bölge halklarına esin kaynağı oluyor.

 

Efrîn savaşı bunlarla sınırlı değil! Efrîn savaşı aynı zamanda kuzey Kürdistan’da sürmekte olan savaşın bir devamıdır. Kürtleri sömürgeleştirme savaşının bir parçası ve davamımdır. Bu yüzden Efrîn’de verilen devrimci direniş savaşı bir devrimci sathı koruma savaştır. Bu bakımdan “savaşa hayır” demek, savaşan güçlerin karakterini aynılaştırmaktır. Devrimle, karşı devrimci güçler arasında bile, isteye ayrım yapmama çabasıdır. Edoğan’da ruhunu ve temsilini bulan fetih savaşını görmemektir. Böyle bir “köpük” siyaseti demokratik bir siyaset olmaz. Savaş karşıtlığı buradan kurulamaz…

 

Erdoğan ve arkasındaki devlet çetelerinin devrimi boğma girişimi orta sınıfın “mağdur”luk ve “vicdan” siyasetine bırakılmayacak kadar keskin ve gerçektir. “savaşa hayır” demek Türkiye’de devrim istemiyoruz demektir. Türkiye halklarının özgürleşmesini istemiyoruz demektir. Efrîn kazanılmış bir devrim sathıdır. Bu devrimin kalıcı olması; Türk devlet çetelerinin Erdoğan üzerinden sürdürdüğü ilhak savaşını Türkiye içinde boşa düşürmektir. Efrîn’i savunmak bir devrimi savunmaktır..

 

Efrîn’de devrimci bir durum var. Devrimci bir toplumsallığın inşası var. Bölge halklarının yüz yıllardır yaşayamadığı barış ve özgürlük içinde yaşama çabası ve inşası var. Efrîn devletin olmadığı ve halkın kendini yönettiği özgür bir alandır. Efrîn’de devrim var! Erdoğan’da temsilini bulan devlet çetelerinin ilhak girişimi, özgürce yaşama arzusunu sınırın öbür tarafına geçmesini engelleme ve boğma girişimidir. Türkiye demokratlarına ilericilerine, sosyalistlerine düşen görev; “savaşa hayır” demek değil, Efrîn’de başlayan devrimci cüret ve dalgayı Türkiye’nin içine taşımaktır. Efrîn’i bir “toprak parçası” olarak “mağdur”luk üzerinden değil, devrim olarak sahiplenmektir, devrimden yana olmaktır. “Ortaya konuşmak “ orta sınıf vicdanı üzerinden “meşru” siyaset kurgulamak, mağdurluk söylemleri üzerinden itibar devşirmek kimseyi devrimci yapmaz, tersine burjuva liberal ahlakın parçası ve payandası kılar. O burjuva liberal ahlak ki, yeryüzünde bütün kapitalist fetih ve sömürünün, serbest piyasanın aklı ve ruhudur. Bu akıldan kopmak için Efrîn’e bir devrim ve özgürleşme eylemi olarak bakmak gereklidir.

 

Efrîn’e yönelen ilhak savaşı toplumun her kesimini, her sol çevre ve yapıları sınayan bir momenttir. Bir aynadır.

 

Efrîn kaybederse bir devrimci satıh kaybetmiş olur. Bu satıh yeniden kazanılır. Efrîn’de özgür bir hayatı kuran güçler buna muktedirdir! Ama devlet çeteleri Efrîn üzerinden toplumun tüm kesimlerini teslim alır ve fetih ederse herkesi suç ortağı kılar. Türkiye’yi bir savaş toplumuna dönüştürür. Türkiyeli sosyalistler, sürmekte olan ilhak savaşını anlamak zorundadır. Devrimci cesaret ve organize olma deneyimlerine dönmek zorundadır. Türkiyeli devrimciler; ilhak savaşına karşı, devrimci savaş bayrağını ellerine almalı ve görevlerini örgütlemelidir. Bunu başarabilecek deneyim ve birikim vardır. Bu bir tercih sorunudur. Devrimci mücadele “makro siyaset” sorunu değil, gazeteci edasıyla “analizler yapma” sorunu değildir, savaşma ve kavga edebilme yeteneğini kullanabilme eylemidir. Buna cüret edebilme cesaretini ortaya koyma girişimidir.

 

Biz Devrimci Komünarlar Partisi olarak Efrin devrimini satıhda savunuyoruz. Savaşçılarımız yaralanıyor ve şehit düşüyor. Türkiye’nin bütün kentlerinde hazırlıklarımızla, olanaklarımızla ilhak savaşına karşı “Direniş Birlikleri”nin oluşması için tüm desteğimizi vereceğiz. Tüm sosyalist ve devrimci çevreleri her alanda Devrimci Direniş Birlikleri oluşturmaya çağırıyoruz. Hemen direniş hatlarımızı kurmazsak, hegomonik olarak kurgulanmış siyaset üzerinden kendimize bakmaya devam edersek, liberal akıntıya kapılırsak, tarih devrimci -sosyalist olduğunu iddia eden çevreleri de çöpe çevirecektir.

 

Şimdi cesaret, özgüven ve cüret zamanı. Şimdi her alanı, devrimci direniş alanına çevirme zamanı. Şimdi zaman; devrimi Türkiye’ye çağırma zamanı. Şimdi zaman; Devlet çetesinin ilhak savaşını devrimci bir savaşla karşılama zamanı.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu