Güncel

Cumartesi Anneleri | “Mehmet Ertak için adalet”

Cumartesi Anneleri eyleminde ilk olarak konuşan i Emine Ertak, “Hiç değilse kemiklerini istiyoruz. Devlet ona dair bize bir şey göstersin. Çocuklarımız bir mezarımız olsun ‘babamız artık buradadır’ demek istiyor. Mehmet’i aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Talebimiz adalet yerini bulsun, eşimin bir mezarı olsun” dedi.

Ardından  konuşan Mehmet’in oğlu Servet Ertak da 1992 yılında Şırnak’ta başlayan olaylardan sonra babasının gözaltına alındığını ve bu durumun üç akrabasının gözü önünde gerçekleştiğini aktardı.

Tüm bilgi, belge ve görgü tanıklarına rağmen resmi makamların Mehmet’in gözaltına alınmasını inkar ettiğini dile getiren Servet, “Ailemin tüm girişimlerine rağmen bir bilgi edinemedik. Tüm işkencecilerin yargılanması en büyük talebimizdir. Adalet ve hakikat arayışımız son bulmayacaktır. Bu bizle gerçekleşmese bile ardıllarımız bu mücadeleyi sürdürecektir” ifadelerini kullandı.

Bu haftaki basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanları’ndan Kıvanç Sert ise Türkiye’de; devletin polisinin vatandaşa yönelik işkence, öldürme, gözaltında kaybetme gibi uygulamaları söz konusu olduğunda idari ve yargı mekanizmalarının işetilmediğine işaret etti.

AİHM’in mahkumiyet kararı verdiği iç hukukta ise mahkemeye taşınamayan, sonuçsuz bırakılan Mehmet Ertak dosyası ile bir kez daha kamuoyuna seslendiklerini belirten Kıvanç, Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde “sorgu elemanı” olarak çalışan JİTEM personeli Murat İpek’in 1997 yılında kamuoyuna da yansıyan itiraflarında, “Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan’ın emriyle öldürüp gömdük” dediğini hatırlattı.

JİTEM elemanlarının yaptıkları tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyleyen Kıvanç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm başvuruları sonuçsuz bırakılan aile, AİHM’e başvurdu. Mehmet Ertak’ın ailesini AİHM’de savunmaya hazırlanan Avukat Tahir Elçi’nin bürosu polis tarafından basıldı. Dava dosyalarına el konuldu, gözaltına alınan Tahir Elçi kötü muamele ve işkenceye maruz kaldı. Tüm tehdit ve baskılara rağmen dava, AİHM’e taşındı.

AİHM, mevcut delillerin Mehmet Ertak’ın gözaltına alınıp işkence sonucu ölmüş olduğuna hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar yeterli olduğu sonucuna vardı. Mehmet Ertak’ın ölümünden hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet görevlilerinin neden olduğu kararını vererek Türkiye’yi yaşam hakkını ihlalden oy birliği ile mahkûm etti.”

“Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Ertak için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” diyen Kıvanç, 156 haftadır hukuksuz bir biçimde kendilerine kapatılan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceklerini de sözlerine ekledi.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu