Güncel

Cumartesi Anneleri 745’inci Hafta | ‘İki Yaşındaki Kızım Odalarda Babasını Arıyor’

Cıumartesi Anneleri’nin 745’inci hafta eyleminde, Ankara’da Şubat ayı içerisinde sivil polislerce alıkonulan ve o tarihten itibaren haber alınamayan 6 kişinin akıbeti soruldu. Burada konuşan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu: “Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray’ı yasaklayan kimse, bu kayıp vakalarının sorumluları da odur” dedi.

İstanbul: Cumartesi Anneleri’nin 745’inci hafta eylemi, 46 haftalık Galatasaray engellemesinden dolayı İHD İstanbul Şubesi önünde yapıldı. Bu haftaki eylem Ankara’da Şubat ayı içerisinde gözaltına alınıp, kendilerinden bir daha haber alınamayan Özgür Kaya, Mustafa Yılmaz, Erkan Irmak, Salim Zeybek, Gökhan Türkmen ve Yasin Ugan için yapıldı. Eyleme HDP milletvekili Ali Kenanoğlu ile CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da destek verdi.

‘Adalet Bakanlığı’na etkin soruşturma yapılması çağrısında bulunuyoruz’

Eylemde basın metnini İHD İstanbul Şube üyesi Sebla Arcan okudu. “Gizli gözaltı, gözaltında kaybetmenin ve işkencenin yatağıdır. Asla kabul edilemez. Zorla kaçırma ve kaçırılan kişinin akıbetini gizleme gözaltında kaybetmenin ilk adımıdır. Asla kabul edilemez. Bu iddialar karşısında susmak, hukukun gereğini yapmamak suçtur” dedi.

7 ve 21 Şubat 2019 tarihleri arasında kaçırılan Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’ten ailelerinin tüm çabalarına rağmen haber alınamadığını kaydeden Arcan, “Bu kişiler, aynı tip Transporter araçlarla ve tanık beyanlarına göre kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan kişiler tarafından zorla kaçırılmışlardır” diye aktardı.

Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’in ailelerinin tüm mercilere başvurmalarına rağmen hiçbir bilgiye ulaşamadıklarını belirten Arcan, şunları söyledi:

“Adalet Bakanı Gül’e; Şubat ayından bu yana nerede oldukları bilinmeyen Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’in kaçırılma vakalarının etkin bir biçimde ve maddi gerçeği açığa çıkartacak şekilde soruşturulmasını sağlama çağrısında bulunuyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a; Söz konusu kaçırılma vakaları hakkında, acil ve etkin soruşturma yürütülerek, kayıp kişilerin nerede bulunduğunun tespit edilmesini ve eğer bu kişiler kayıt dışı gözaltında tutuluyorlarsa, ailelerinin bilgilendirilmelerini ve derhal adli makamların karşısına çıkarılmalarını sağlama çağrısında bulunuyoruz.”

Bu haftaki eylemde gözaltında kayıpların aileleri de katılarak konuşma yaptılar. İlk olarak kayıplardan Özgür Kaya’nın eşinin annesi; “Özgür Kaya benim damadım. Tanıdığım insanlardan en iyisi. Bu yaşananları hiç hak etmediğini düşünüyorum. Sadece Özgür Kaya yaşamıyor. Torunlarımın yanındayım, “Anneanne babamız artık gelsin, bu hafta gelsin, bu yaz gelsin” diyorlar. Annesi uyanmadan yanıma geliyor, ikiz onlar. Büyük kızım zaten hiç ağzını açmıyor. Yani Özgür Kaya’yı götürdüler ama bizi de bizden götürdüler, yani yaşamıyoruz. Çocuğum sürekli uyuyor, günlerini uyuyarak geçiriyor”

‘Gözümü kapadığımda eşim gözümün önüne geliyor’

Yasin Ugan’ın eşi de 144 gündür Ugan hakkında hiçbir bilgi alamadıklarını belirterek; “13 Şubat’tan beri bugün 144. gün. Ama bize asırlar gibi geldi. Gecemiz gündüzümüz birirne karşıtı. Üç çoğum var. Küçüğü anlamıyor ama büyükleri babalarının akıbetini merak ediyorlar. Her kapı çalışınca heyecanlanıp boyunları bükük geri dönüyorlar. Eşim nereye ötürülmüş niye götürülmüş bulunmasını istiyorum. Her işkence haberlerini okuduğumda gözümü kapadığımda eşim geliyor gözümün önüne. Devletten başka kime gidelim.” dedi.

Erkan Irmak’ın eşi ise, eşinin kaybedildiğinden beri uyuyamadığını belirterek; “16 Şubat gecesinden beri haber alamadım. Üç erkek çocuğumuz var. Babamıza en çok ihtiyacımız olduğu anda babamız yok. Çocuklar büyük. ‘Babamız nerede?’ diye soruyorlar sürekli. ‘Gelecek’ demekten başka bir cevap veremiyorum. Suçluysa kanun önünde ceza verilsin, suçsuzsa onu götürenler yargılansın. Sürekli camdayım, uyuyamıyorum artık. Özellikle yetkililerden bir haber bekliyorum.” diye belirtti.

‘İnsanları sadece acılar birleştirmesin, sevinçler de birleştirsin’

Mustafa Yılmaz’ın eşi ise yaptıkları her başvurunun sonuçsuz kaldığını, İnsan Hakları Derneği’nin kendilerine el uzattığını belirtti; “Eşimden 138 gündür haber alamıyorum. Kendi imkanlarımla dedektiflik yaptım. Kamera kaydı buldum mobese görüntüsü verdim. Ama emniyet etkili bir soruşturma yürütmedi. Benim endişem daha da artıyor. İki yaşında bir kızım var. Odalarda babasını arıyor. Ben ağlamaya başlayınca ‘babadan dolayı ağlıyorsun anne’ deyip gözyaşlarımı siliyor. Bunlar hiçbir aileye yaşatılmamalı.   Eşim kendini sivil polis olarak tanıtan kişiler tarafından gözümüzün önünde kaçırıldı. Bu eli devletten beklerdim. Ama bana bu eli önce İnsan Hakları Derneği açtı. Biz çocuklarımız kaybolduğunda ‘önce polis amcana git’ derdik her zaman. Benim ve çocuklarımın güveni sarsıldı. Ben ‘herhangi bir şey olunca polise git’ nasıl diyeceğim.

Bütün resmi adımları attık, delillerle konuştuk hep. Önce savcılığa sunduk delilleri sonra sosyal medyada paylaştık. Ama bu kadar hukuka bağlı kalmaya çalışan insanlara yapılan bu şey yanlış. Bunları hiçbiri hak etmedi. Her bir kayıp için onları o kadar iyi anlıyorum ki. Herkes bir şekilde şartları zorladı farklı şehirlerden geldik. Gözümüz kulağımız kapıda pencerede. Kimse yaşamasın bunu anlatması çok zor. İçişleri ve adalet bakanlıklarının gereğini yapmalarını istiyoruz. İnsan Hakları Derneği’nin ‘yanınızdayız’ demesi bize çok güç verdi. Sadece acılar birleştirmesin insanları sevinçler de birleştirsin.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu