Güncel

Cizre’nin çocuk kokan toprakları

Yanmış bir ülkenin

Küle dönmüş şehri

Anka kuşları gibi hep yeniden…

Cizre…

Önce sert yolların, meydan okuyan korkusuzca yazılmış duvarların karşıladığı bir şehir. Sınırlara meydan okurcasına. Alınlar hep dimdik…

Roboski katliamı ve Kobanê direnişi için defalarca gittiğim ve bir daha hiç geri dönmek istemediğim Kürdistan’ın yolları…

Her sokakta onlarca çocuk çocukluk halleriyle gözleri pırıl pırıl her biri güneşin çocuğu …

Ziyaret sebebim çocuğu katledilen aileleri görmek, acılarına dokunup biraz da olsa yanlarında olduğumu bilmelerini istemek.

Nihat Kazanhan “şehit namırın” yazılı duvarlardan gözümü alamıyorum. Yüreğim acıyor.

Cizre’nin sokakları 12 yaşında 18 yaşında 14 yaşında çocukların ölümüne tanık.

Önce HDP İl Başkanlığına gidiyoruz. Kapıda gideceğimizin haberini alan arkadaşlar ve eş başkan bekliyor. Birden binaya bakınca gözümün önüne özel timlerin bir baskın sırasında kadın arkadaşları saçlarından yerlerde metrelerce sürükleyip panzere bindirmeleri yerde tekmelemeleri geliyor. Bir anda öfkeden boğulacak gibi hissediyorum. Binadan içeri giriyoruz.Liseli yıllarıma damga vuran Orhan Doğan’ın fotoğrafı altında dostların çayını içiyoruz.

Aklımdan geçen kim bilir Kürdistan toprağında daha ne acılar gizli…

Eşbaşkanımızın eşliğinde önce 18 yasında vurulan Yasin Özer’in ailesini ziyaret ediyoruz. Birbirimizin konuştuğu dili anlamasak da, acının ortaklaştırdığı yürek diliyle birbirimize sarılıyoruz. Tekrar geleceğimizi söyleyip dertleştikten sonra ayrılıyoruz. Dışarı çıktığımda onlarca çocuk, genç bize eşlik ediyor. Çocuklar elimi hiç bırakmıyor ve güç alıyorum bir kez daha onlardan. Nihat’ın evini soruyorum hepsi yardımcı olmak istiyor ama önce 12 yasında Nihat Kazanhan’ın vurulduğu yeri gösteriyorlar. Kanım çekiliyor sanki.

Annelik hislerim beni alaşağı ediyor çocuklara karsı güçlü durmaya çalışıyorum.

Nihat’ın evine gittiğimizde gencecik yüzü solmuş soluk bir mavi yazma içinde bir anne ve üç çocuk karşılıyor.

Nerden ve ne için orada olduğumuzu öğrendikten sonra annenin kolları boynumda kenetleniyor. Ağlıyoruz sessizce. Dertleşiyoruz Kürtçe ve Türkçe bilen dostların eşliğinde.

Bir Ö-G Okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu