Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan kanun taslağıyla bir takım değişiklikler geliyor. Yasalarda yapılan her değişikliğin kadınlarla ilgili ya da kadınları ilgilendirecek kısmına baktığımızda bu düzenlemelerin/değişikliklerin hiç de hayırlı olmadığını görmeye alışkın olmalıyız.
Söz konusu olan bu taslakta, şüpheliler ile savcılık arasında “pazarlık” yapılması usulüyle, cezanın belirlenmesine ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Kanun taslağıyla; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, nefret ve ayırımcılık, Cumhurbaşkanına hakaret gibi pek çok suçun yanı sıra; sarkıntılık, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz gibi cinsel saldırı suçları da pazarlık usulünün kapsamına girecek.
Taslağa göre 5 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlarda şüpheli suçunu kabul ederse cezanın 1 yıla indirilmesi, para cezasına çevrilmesi veya kamu hizmeti gibi yaptırımlar uygulanması mümkün olacak.
Pazarlık usulünün kapsamı
Pazarlık usulünün kapsamına yaralama, eziyet, sarkıntılık, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz, tehdit, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, nefret ve ayırımcılık, haberleşmenin engellenmesi, hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, hırsızlık, mala zarar verme, dolandırıcılık, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, çevrenin kirletilmesi, imar kirliliğine neden olma, bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti, belgede sahtecilik, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması, müstehcenlik ve Cumhurbaşkanına hakaret gibi çok sayıda suç girecek.
Örneğin bu kanun teklifiyle cinsel dokunulmazlığa karşı suçların basit yargılama usulüyle yargılanması (yani failin ben yaptım, pişmanım dediği zaman cezanın yarıya indirilebileceği-paraya çevrilebileceği vb) ya da uzlaşma kapsamına alınması (mağdur ile failin anlaşarak kovuşturmanın yapılmaması, suçun düşmesi) öneriliyor. Sarkıntılık, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz gibi cinsel saldırı suçları da bu düzenlemede yer alırken, örneğin bu yasa tasarısına göre 15 yaşını bitirmiş kız çocuğu 20-30 yaşında bir erkekle “cinsel ilişki” için “benim rızam var. Zorlama yok” derse uzlaşma masası kurulabilecek. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da kısaca bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi imzacı ülkelerin yasalarında ev içi-aile içi, evlilik bağı olsun-olmasın yakın ilişkide şiddeti-şiddet iddiasını uzlaşma kapsamı dışına çıkarılmasını şart koşuyor. Bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olmakla övünen TC, mevcut yasalarını İstanbul Sözleşmesine uygun hale getirileceğine; kadınlara ayrımcılığı artıracak değişikleriyle cinsiyetçi yanları pekiştiriliyor. 2006 yılında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar uzlaşma kapsamı dışına çıkarılmıştı. Bu kanun tasarısı, bu kazanılmış hakkı da ortadan kaldırarak yeniden cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçları uzlaşma kapsamına sokuyor.
