GüncelManşet

ÇEVİRİ | Suriye için çözüm yolda: Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu*

Suriye’nin kuzeyindeki Rojava da dahil çeşitli bölgelerden 151 delege 17 Mart 2016’da Kuzey Suriye-Rojava Federasyonu’nu deklare etmeleri, bölge gericileri ve uluslararası devletler tarafından hemen hemen tamamen negatif bir şekilde karşılanmıştı. Suriye muhalif gruplarının çoğunluğu da bu oluşumu reddetmiş veya gönülsüz bir şekilde pozitif açıklamalar yapmıştı. Her şeye karşın, bu yeni kurumun arkasında duran delegeler, örgütler ve toplumsal tabakalar işe koyulmuş ve uzun bir sürenin ardından hazırlanan Toplumsal Sözleşmeyi onaylamıştı.

Yeni adı “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu” olan yeni politik yapının konseyinin eşbaşkanı Hediye Yusuf ile bu inisiyatifin arkasındaki süreci konuştuk. İlk olarak, Kobanê, Afrîn ve Cizîrê olmak üzere 2014 yılından bu yana yürürlükte olan halihazırda üç Demokratik Özerk Yönetim (DÖY) olmasına rağmen bu projenin neden yaşama geçirildiğini öğrenmek istedik. Yusuf, Rojava (Kürtçe “Güney” = Güney Kürdistan) ve tüm Kuzey Suriye’deki gelişmeleri kısaca tasvir ederek  bazı detaylara girdi. Bu süreç, esasta komünlerden ve halk konseylerinden oluşan Batı Kürdistan Halk Meclisi’ni ve onun altyapısını kuran Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM)’le başlamıştı.

Radikal demokratik yapı, toplumun kendi kendini örgütlemesine yönelik ilk adımları attı ve 2012 yazında Rojava özgürleştirildiğinde devrim başladı. Toplumun daha büyük bölümünü de içerecek şekilde DAA’lar oluştu ve toplumun birçok kesimini (etnik-dini olduğu kadar politik örgütlenmeleri) birleştirdi. Bu muazzam bir meydan okuma olarak görüldü, çünkü dünya daha önce bununla kıyaslanabilir bir örnek görmemişti: Bir taraftan ulus devletin reddedilmesi ve diğer taraftan TEV-DEM tarafından köylerde, sokaklarda ve ilçelerde inşa edilen radikal demokratik komünlerin ve halk meclislerinin varlığını bütünleştiren böyle bir çeşitliliği kapsayan bir siyasi yapının oluşturulması.

DÖY, çalışmalarını yavaş yavaş geliştirmesine rağmen, zaman geçtikçe, aralarında kendi faaliyetlerini koordine etmede yeterince etkili olmadığını gördüler. Üç kantonun koordinasyonu, ortaya çıkan sorunlara yeterince hızlı tepki vermedi, özellikle de ekonomik ve sosyal problemleri tatmin edici bir şekilde çözemedi. İkinci temel sorun da Suriye’deki sürekli çatışma üzerine demokratik bir perspektif sunulmasıydı. DÖY’lerin iki yılının ardından, DÖY’ler tarafından tasarlanan “demokratik özerklik” fikri, Suriye toplumunun yeterli bir kesimi tarafından henüz anlaşılamamıştı.

Fakat Suriye Demokratik Güçleri (QSD veya SDF) 2015 ve 2016’da Rojava’daki ve özellikle Rojava’nın dışındaki birçok alanı daha özgürleştirdiğinde durum, önemli ölçüde değişti. Kürt olmayanların, özellikle de Arapların, gittikçe daha fazla özgürleşmiş bölgelerde yaşıyor olması ve KSD’nin ve politik kanton yapılarının olumlu siyasi yaklaşımı, onların Rojava Devrimi ve Kürtlere olan tutumlarını değiştirmiştir. Bu durum, terörist İslam Devletinin (DAİŞ) egemen olduğu alanlara kadar çok etkili oldu. Örneğin, Raqa’dan gelen binlerce Arap, aylardır kentlerini kurtarmak için QSD’yi çağırıyor. Kurtarılan bazı köylerde yaşayan insanlar, QSD’ye onlarla buluştuklarında, çok uzun süre beklediklerini söylüyorlar.

Hediye Yusuf devam ediyor: “Tüm bu gelişmeler Aralık 2015’te Suriye Demokratik Meclisi’nin (MSD) kurulmasına katkıda bulundu, ki bu Meclise Kuzey Suriye’nin dışındaki birçok siyasi güç katıldı ve bunlar büyük oranda serbest bırakıldı. MSD, kuruluş kongresinde, devletin tamamı için önerilen, ademi merkeziyetçi, demokratik, laik ve çok kültürlü bir Suriye modeli geliştirdi. Bu, Rojava/Kuzey Suriye’deki demokratik-devrimci güçler için tüm süreçte atılmış bir başka önemli adımdı. DÖY, Suriye’deki krize bir çözüm bulmak için gerçekleştirilen uluslararası toplantılardan çıkarıldı (ki bu toplantıların tümü başarısızlığa uğradı) ve o aylardaki siyasi çabalarımızı hızlandırdı.”

MSD’nin kuruluşundan sonra, bir dizi politik eylemci, federasyon, özerklik ve dünya çapında uygulamaya konulan diğer ademi merkeziyetçi siyasi yapıların farklı modellerini inceledi. Eş zamanlı olarak, Rojava da dahil olmak üzere Kuzey Suriye’nin tüm bölgelerinden siyasi temsilciler bir araya getirildi ve demokratik bir Suriye’nin parçası olan tutarlı bir siyasi yapı fikri genel olarak ve daha ayrıntılı bir şekilde tartışıldı. Katılımcılar arasında, hala DAİŞ ve diğer kuvvetler tarafından yönetilen Minbic (Manbij) ve Şehba bölgesinden de delege vardı. Burada, genel fikir tartışıldı, ardından ikinci adımda ilkeler, sonra da daha ayrıntılı bilgiler ve bir yol haritası. Bu aşamada – bildiriden bir ay önce – kantonların feshedileceğini ve tamamen yeni bir siyasi merkeziyetçi sistemle değiştirileceğini duyuran afişler görüldü. Bunların zamansız olduğu kanıtlandı: Kantonlar olduğu gibi kaldı. Bu mantıklıdır çünkü kendileri henüz kurulmamıştır ve halen çalışmakta oldukları boyutta oldukça olumlu oldukları kanıtlanmıştır.

Sonunda, 17 Mart’ta “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu – Rojava”yı ilan etmek üzere bu tarihi adımı atmak için 16 Mart 2016’da 151 delege toplandı. 31 kişilik bir koordinasyon ve TEV-DEM’de tanınmış bir politikacı olan Hediye Yûsîv ve Cizîrê’den bir Arap olan Mensur Selim eş başkan seçildi. Federal yapının deklarasyonu esas olarak üç DÖY’ninn Sosyal Sözleşmesini kabul etmektedir. Ulus devletin reddedilmesiyle birlikte, ürünlerin gerçek yaratıcıları olarak işçiler, kendini demokratik bir Suriye’nin bir parçası olarak tanımlayan kadınlar ve çeşitli kültürel yapılar konusuna ve nihayetinde, Suriye’deki savaşa demokratik-barışçıl bir çözüm üzerine vurgu yapıldı.

Suriye hükümetinin ve bölgesel ve uluslararası devletlerin derhal olumlu tepki vermediğine kuşku yok; etkileyici bir şekilde kendinden emin ve hevesli bir konuşmacı olan Hediye Yusuf: “Bizim için Suriye’deki insanların Suriye için önerdiklerimizi olumlu bulmaları daha önemliydi. Bu bu bizim için stratejik bir öneme sahip. Bir yıldan kısa bir süre önce geriye dönüp baktığımızda, Arapların büyük çoğunluğu Kuzey Suriye Federasyonu-Rojava’nın ilanını Suriye’nin bölünmesine doğru bir adım olarak yargıladı ya da bu konuda çok isteksiz davrandı. Fakat bugün, Sosyal Sözleşme’nin hazırlanması sürecinden dolayı çok farklı bir durumdayız.”

Mart 2016’daki kuruluş kongresinde üç temel karar çıkarıldı. Proje sunulacak ve Kuzey Suriye toplumu ve Suriye’nin tamamıyla birlikte tartışılacaktı. Bunun için uluslararası düzeyde destek de arandı. Ve nihayet, Sosyal Sözleşme altı ay içinde mümkün olan en büyük destekle hazırlanacaktı.

Bu amaçları gerçekleştirmek için dört farklı komite kuruldu. Suriye içinde ve inandırıcı çalışmaları yapılması gerektiği için diplomasi kilit önem taşıyordu. Dahil olan tüm aktivistler, bir taslak oluşturmak için gece gündüz çalıştı ve tekliflerin veya taslakların Sosyal Sözleşmeyi Hazırlama Komisyonu’na tam olarak sunulması için bir aylık süre verildi. Hediye Yusuf sürecin bir bütün olarak önemini vurguluyor.

Demokratik Özerk Yönetimi’ni zaten reddeden Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) hariç, doğrudan federasyon sürecine katılmayanlar da dahil toplumun tüm kesimleri, Toplumsal Sözleşmenin hazırlanmasında yer aldı. Rojava/Suriye’de yaşamayan insanlar dahi önerilerini sundular. “Nisan ayından başlayıp Temmuz ayının sonuna doğru, sorumlu komisyon Dêrik’de (Al-Malikiya) kesintisiz çalışarak tüm önerileri bir araya getirdi. TEV-DEM’in taslağının en ileri görüşlü olduğu kanıtlandı” diyor Hediye Yusuf.

Hiç kuşku yoktur ki, DÖY fikrini başlatan ve demokratik bir federasyonun arkasındaki kavramı ve ilk adımları aktif bir şekilde tasarlayan TEV-Dem’dir. Federasyon inisiyatifi koordinasyonu taslak hakkında nihai bir tartışmaya vardı ve daha sonra Temmuz 2016’nın sonunda kamuoyuna sundu. Her organizasyondan taslağı kendi üyeleriyle tartışması ve iyileştirme önerileriyle geri getirmesi istendi. “Biz TEV-DEM olarak bunu, üç kantonun çeşitli ilçelerinde ve köylerinde yüzlerce toplantıyla gerçekleştirdik. Bu toplantılar sadece bir teknik detey değildi, çünkü birçok insan TEV-DEM’i yaptıkları önerilerle şaşırttı, ki bu öneriler daha sonra ele alınmıştır. Ayrıca, Eylül 2016’ya kadar aydınlar, akademisyenler, sanatçılar ve benzeri kişiler de önerilerini yazılı olarak sunmaya davet etti, ki bu öneriler de göz önüne alındı.”

 

Devam edecek

 

* Bu makale 8 Mart tarihinde yayımlandığı opendemocray.net sitesinden çevrilmiştir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu