Güncel

“Cenazelerimizi almak için ne gerekirse yapacağız”

İstanbul:Bugün İnsan Hakları Derneği İstanbul şubesinde, PŞTA Elazığ Adli tıp Kurumu’nda tutulan gerillaların cenazelerinin ailelerine verilmesi amacıyla “Devrim şehitleri ölümsüzdür; evlatlarımızın cenazelerini istiyoruz!” şiarıyla bir basın toplantısı düzenledi.

Dersim’de şehit düşen 3 halk savaşçısının cenazelerinin hala ailelerine teslim edilmemiş olmasını protesto eden Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri’nin düzenlediği basın toplantısına, Partizan, Alınteri, Emek ve Özgürlük Cephesi, Yeni Demokrat Gençlik (YDG) ve Belediye İş İstanbul 2 Nolu Şube’de katılım sağladı.

 

“Bütün bunlar devletin acizliğinin bir sonucudur”

Açıklamadan önce Partizan adına bir konuşma yapan Rahime Karvar, işkenceyi devletin gerillalara özelliklede kadın gerillalara yönelik uyguladığını bildirerek şunlara değindi: “Daha önce Kobanê’de şehit düşen YPG gerillasının cenazesi iki hafta sınırda bekletildi. Devamında Birleşik Özgürlük Güçleri komutanı Aziz Güler’in cenazesi bir ayı aşkın bir süredir sınırda bekletiliyor. Yine geçtiğimiz aylarda YPG gerillası Ekin Van’ın cenazesine işkence uygulanarak sokak ortasında teşhir edildi. Yine son örneklerden bir tanesi ise Şırnak’ta Hacı Birlik’in cenazesine dönük uygulanan insanlık dışı işkencedir. Bütün bunlar devletin acizliğinin bir sonucudur. Biz bunun bir örneğini yaşıyoruz.

Karvar konuşmasının devamında, 21 Ekim gecesi çıkan çatışmada iki TİKKO gerillasının şehit düşerek bir tanesinin ise yaralı olarak ele geçirildiğini bildirdi. Yaralı gerillanın büyük işkenceler yapılarak katledildiğine dikkat çeken Karvar devamında şunlara dikkat çekti: “Gerillaların yakalandığında götürülmesi gereken yer hastane ya da Adli Tıp olması gerekirken ilk olarak ilçe karakoluna götürülüyor ve saatlerce burada tutuluyor. Cenazelere yönelik çeşitli işkencelerin olduğu, cenazelerin kısa sürede teşhis edilememesinden belli oluyor.”

 

“Cenazelerimizi almak için ne gerekirse yapacağız”

Ankara katliamının ardından onlarca insanın cenazesinin DNA testiyle hemen netleştirildiğine vurgu yapan Karvar, devletin üç gerillanın kimliklerini günlerdir netleştiremediğine işaret etti. Bunun bilinçli bir şekilde gerillalara yönelik uygulanan bir işkence yöntemi olduğuna değinen Karvar son olarak şunları söyledi: “İstediğimiz bu hukuksuzluğun bir an önce son bulmasıdır. Buradan bir kez daha belirtiyoruz ki biz cenazelerimizi almak için ne gerekirse yapacağız ve cenazelerimizi alacağız.”

Karvar’ın ardından basın açıklamasını PŞTA adına Sevim Kalman okudu. Kalman TC devletinin ve dümenindeki AKP’nin, halka saldırı konusunda yeni aşamalar kaydettiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Halka dönük teker teker, onar onar, Reyhanlı Diyarbakır, Adana, Suruç ve en son olarak Ankara Katliamı’nda da görüldüğü üzere yüzer yüzer katliamlarını devreye sokmuştur. ‘Terörü bitireceğiz’ diyerek Dersim’de operasyon adı altında 15-19 Ekim arasında cemevlerini, mezarlıkları bombalayarak, yoğun bir şekilde gerilla alanlarına dönük saldırılar gerçekleştirmiştir.

 

Özgüç Yalçın işkence ile katledildi!

Kalman devamında, TC güçleri ile çıkan çatışmada şehit düşen Cengiz İçli (Ünal), Özgüç Yalçın (Sefkan) ve Hakan Çakır (Yurdal)’ın komünist önder İbrahim Kaypakkaya’dan aldıkları ser verip sır vermeme geleneğinin sürdürücüsü olarak son nefeslerine kadar saldırılara göğüs gerdiklerini ve direndiklerini vurguladı. Hakan Çakır ve Cengiz İçli’nin çatışmada katledildiğini söyleyen Kalman, Özgüç Yalçın’ın ise yaralı olarak ele geçirildiğine ve 22 Ekim sabahına kadar işkence edilerek 22 Ekim günü katledildiğine dikkat çekti.

Devletin daha önce gerilla cenazelerine yönelik işkencelerinin herkesçe bilindiğini söyleyen Kalman devamında şunlara dikkatleri çekti: “Ekin Wan örneğinde olduğu gibi ve Şirnex’te polis tarafından katledildikten sonra bedeni zırhlı aracın arkasına bağlanarak sürüklenen Hacı Lokman Birlik’e yapılan insanlık dışı uygulamalarda olduğu gibi devletin işkenceci yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. İşkenceci devletin tarihinde yüzlerce kere görüldüğü gibi Özgüç Yalçın bütün gece işkencede direnmiş ve hiçbir şey elde edemeyen devletin kolluk güçleri tarafından infaz edilmiştir.

Cenazeler teslim edilsin!

İnsanlık dışı faşist uygulamaların, cenazelerin ailelerine verilmemesiyle devam ettiğini bildiren Kalman son olarak şunları söyledi: “Suriye sınırında bir aya yakındır bekletilen Aziz Güler’in cenazesine ve ailesine uygulanan işkence bugün Elazığ Adli Tıp Kurumu’nda gerilla cenazelerine ve ailelerine de uygulanmaktadır.

Bizler cenazelerin ailelerine verilmesini istiyoruz. Devletin faşist uygulamalarını tanımıyoruz; bu baskı ve zulüm politikalarının halkımız nazarında hiçbir geçerliliği yoktur/olmayacaktır.

   

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu