GüncelVideo Haber

Canavarın göbeğinde emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadele eden Maoistler: RED GUARDS AUSTIN

Geçtiğimiz günlerde Texas’ta Rojava’da şehit düşen ABD’li enternasyonalist savaşçılar için yaptıkları eylemle tanıdığımız Red Guards Austin’i daha yakından tanıyalım ve tanıtalım istedik. Kaypakkaya’yı ve öğretilerini yakından takip eden Amerikalı Maoistlerle kendilerini ve Rojava’yı konuştuk.

 

– Önce sizin kim olduğunuzla başlayalım… Red Guards Austin (Kızıl Muhafızlar Austin) kimdir-nedir? Ne zaman kuruldu?

Kızıl Muhafızlar Austin, merkezi Texas’ta bulunan Marksist-Leninist-Maoist bir topluluktur. Devrim yapacak ve bir gün devlet iktidarını alacak, yani öncü partinin inşasına yardımcı olmak için varız. 2014 yılı Kasım ayında ABD’de yaşayan siyah halkın polis tarafından katledilmesine karşı eylemlerin içinde yer aldık ve bu isyana destek hareketi içinde kuruluşumuzu gerçekleştirdik. Beyaz üstünlüğüne ve faşizme karşı olan komünistler olarak halkın bu kitlesel mücadelelerinin örgütlenmesine yardımcı olmayı görevimiz olarak görüyoruz. Birçok hata yaptık, birçok da başarılar kazandık ve revizyonizme ve gericiliğe karşı zorlu mücadeleler verdik.

 

– Red Guards Austin, kendisini “silahlı Maoist bir örgüt” olarak tanımlıyor. Bunu biraz açabilir misiniz? Hangi koşullar sizi böyle bir örgütlenmeye götürdü?

Biz kendimizi sadece Maoist bir örgüt olarak tanımlıyoruz. Askerileşmeyi amaçlayan bir topluluğuz. İnşa etmek istediğimiz parti, askerileşmiş bir partidir. Bunun anlamı, biz hem asker hem de politikacıyız. Silahlı kanadımızın adı Partizan Birliği ve öz savunma için kuruldu. Bu, hem kişisel öz savunmayı, hem hareketin öz savunmasını ve hem de topluluğun öz savunmasını içeriyor. Öncelikle bu, ABD’de artan faşizme, devletin bizzat kendisinden gelen tehditlere ve legal sistemden bağımsız kalma ihtiyacına yönelik bir yanıttı. Bizi koruması için düşmana bel bağlayamayız, kendimizi korumak zorundayız. Henüz devrimci bir savaş için objektif ve subjektif koşullarımızla yüzleşmediğimizi ve öz savunmanın, silahlı mücadele için koşullar oluştuğunda bize gerekli olacak deneyimi kazanmamıza yardımcı olacağını düşünüyoruz.

 

– Texas’ta ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz ve bu çalışmaların kitleler arasında karşılığı nasıl oluyor?

Halkın devrimci kitle örgütlenmeleriyle birlikte çalışıyoruz. Bunlar, işçi sınıfının en çok ezilen kesimlerine yönelik yiyecek ve konut hedeflerinin, projelerinin yanı sıra, uyuşturucuya ve soylulaştırmaya (egemen sınıfın tahliye ve yükselen kiralarla popüler mahalleri ele geçirme süreci) karşı, devrimci kurtarma planlamalarını da içeriyor. Polise, özel mülkiyet sahiplerine ve sivil faşistlere karşı mücadele de dahil olmak üzere kitle hareketlerinin hepsine katılıyoruz. Ayrıca birliği geliştirmek ve parti inşası sürecini ilerletmek için ülkenin diğer bölgelerindeki (Los Angeles, California, Kansas City Missouri, Tampa Florida, Pittsburgh Pennsylvania, Houston Texas ve Charlotte Kuzey Carolina) Maoist yoldaşlarla birlikte çalışma yapıyoruz. Kitle mücadelelerinin içinde kitle çizgisi ilkelerini uygulayarak yer alıyoruz. Uluslar hapishanesi olan ABD’nin içinde yer alan ezilen ulusların kendi kaderini tayin hakkı için mücadele ediyoruz. ABD emperyalizmine karşı mücadele ediyoruz ve dünyanın ezilen kitleleriyle dayanışma içerisindeyiz.

 

“Rojava, bir halk ayağa kalktığında ne olur, onu gösterdi”

– Sizi Rojava’da şehit düşen ABD’li YPG savaşçıları için Texas’ta yapılan eylemle tanıdık. Öncelikle, Rojava’da yaşananları nasıl değerlendirdiğinizle başlayalım. Rojava’da varlık gösteriyor musunuz ya da devrimci-Maoist örgütlerin Rojava’da bulunmasına nasıl bakıyorsunuz?

Rojava’da yaşananları, halkın özgürlük için ayağa kalktığında nelerin mümkün olduğunun örneği olarak değerlendiriyoruz. Rojava’yı toplumsal dönüşümde başarısıyla birlikte ilerici devrimci bir proje ve yaşananları da bize örnek teşkil eden cesur anti-faşist bir hareket olarak görüyoruz. Şu anda Rojava’da örgütümüzün herhangi bir üyesi bulunmamakta, yani orada değiliz. Fakat yaptığımız çalışmanın orada bulunan halka ve yoldaşlara ulaşmasından mutluluk duyduk. Bu, bize ilerleme konusunda büyük güven verdi. Rojava’daki Maoistler ve devrimci yoldaşlara gelince, onlarla gurur duyuyoruz! Ve onlara devrimci selamlarımızı ve sonsuza dek dayanışma ve saygımızı gönderiyoruz! Hepimiz dünya devrimi ve komünizm ortak davasını paylaşıyoruz, bizi onlara bağlayan işte budur.

 

– Eyleminizde Rojava’da bulunan Maoist örgüt TKP/ML’nin bayraklarını taşıdınız. TKP/ML’yi nereden tanıyorsunuz ve nasıl değerlendiriyorsunuz?

TKP/ML’yi çalışmalarından ve kurucusu olan İbrahim Kaypakkaya’nın öğretilerden doğru biliyoruz. Bu öğretiler bize ilham kaynağı olarak çok değerlidir. Onun Kürt ulusal sorunu üzerine yaptığı analizler, bizim ulusal kurtuluş mücadelelerini anlamamız ve kendi kaderini tayin hakkını savunmamızda önemli katkıda bulundu. Aynı zamanda onun komünist yaşamı hepimiz için örnek bir hazinedir. Onun bıraktığı değerlere uygun yaşamaya çalışarak, anısına saygı göstermeye çalışıyoruz ve gerici devletin işkencelerine karşı direnişinde ve isyan içindeki olağanüstü önderliğinde onun gibi olmayı umut ediyoruz.

Onun adı ve eseri TKP/ML şahsında yaşıyor, ki kendisi bize de esin kaynağıdır ve gerçek devrimci komünistlerin nasıl insanlar olduğunu bize göstermiştir. Maoistler olarak TKP/ML’ye hayranlık ve saygı duyuyoruz, onlarla ve halk savaşıyla dayanışma içerisindeyiz. Devrimci enternasyonalizmin bir örneği olarak onların Rojava’daki rollerini görüyoruz.

 

“Silahlı mücadeleyi zamanından önce başlatmayacağız”

– Önümüzdeki süreçte neler yapmayı planlıyorsunuz?

Dünyada savaş ve kaos ortamı hakim ve giderek yaygınlaşıyor…

Önümüzde zorlu bir süreç var. Savaş ve kaosun yaygınlığı konusunda hemfikiriz ve sosyalist bir gelecek için tek imkanın silahlı mücadele olduğunu görüyoruz. Mao’nun sözleriyle, “politik iktidar silahların namlusundadır”. Bu, tüm ülkeler ve tüm devrimler için geçerlidir. Bizim ilk hedefimiz partiyi inşa ederek, birleşik cephe ve halk ordusunu geliştirmektir. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in önderlik ettiği bu üç unsur ve kitle desteğiyle, hiçbir şey imkansız değildir. Biz bir yanılsama içinde değiliz –komünizme kadar devrimi savunuyoruz. Şimdilik güç biriktirme aşamasındayız. Hem sivil faşistlerin hem de gerici devlet baskısı tarafından gerçekleşen saldırılara karşı kendimizi savunabilmek için silahlanıyoruz. Silahlı mücadeleyi zamanından önce başlatmayacağız. Bunu yapmak, kitleleri mücadelelerinde yüzüstü bırakmak anlamına gelecektir, kitlelerin savunulması gerektiğini ve aynı zamanda kitleler içindeki çalışmalarımızın da savunulması gerektiğini düşünüyoruz. Faşistler, kitleleri ezmek ve baskı altına almak için katlederek, şiddet uygulayarak halk karşıtı terörizm uyguluyor, ve biz onlara karşı silahlı öz savunma kullanmaya hazırız. Amacımız komünistler olarak her zaman gelişmek, her zaman büyümek ve ilerlemektir. Sorumluluğumuz, devrimin tüm araçlarında kendimizi eğitmek ve yetkin hale gelmektir; bunlar fiziksel, ideolojik ve teorik araçlardır. Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz ve umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Bizler kitlelere ve dünya proletaryasının devrimci mücadelelerine inanıyoruz. Bu tür bir inançta korkuya yer yoktur.

Siz yoldaşlarımıza bu söyleşi için teşekkür ederiz ve burada, canavarın göbeğinde emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadelemize devam edeceğimiz konusunda sizi temin ederiz. Okuyucularınıza seslenme fırsatı verdiğiniz için çok memnunuz. Tüm dünyada faşizme karşı zafer! Rojava devrimine zafer ve gerici Türk devletine karşı devrimci güçlere zafer!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu