Güncel

“İbrahim Demir ve Agit Akipa’nın akıbeti açıklansın, adalet sağlasın”

İstanbul: Cumartesi Anneleri 612. haftada Galatasaray Lisesi önünde gözaltında kaybedilen Agit Akipa ve İbrahim Demir’in akıbetini sormak için buluştu.

Bugün Maraş Katliamı’nın faillerini sormak ve Ekin ailesinin sesi olarak buradayız” denilen eylemde, ilk sözü Agit Akipa’nın oğlu Fehmi Akipa aldı. Akipa, “Bundan sonraki mücadelemiz faili meçhul cinayetlerin olmaması, gözaltında kaybedilmelere karşı barış içinde onurlu bir yaşam içindir” dedi.

“Artık yeter diyoruz”

İbrahim Demir’in kızı Deniz Demir de söz alarak Kürtçe bir konuşma yaptı. Demir,“Babam İbrahim Demir, Agit Akipa ile gözaltına alınarak faili meçhul bir cinayete kurban gitmiş, mezarı dahi olmamıştır. 26 yıl önce babam kaybedildi. Yıllarca barış umudu içinde yaşadık. Bu sürece baktığımızda daha ağır şeyler yaşıyoruz” diyerek başladığı konuşmasında, “Artık yeter diyoruz. Babam kaybedildiğinde ben 10 yaşındaydım. Biz bu gençlerin kaybedilmesini istemiyoruz. Artık yeter, yeter, yeter diyoruz. Biz bunları istemiyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Müjgan Ekin nerede?”

HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya da söz alarak, “Acılı insanlarımız ailelerinin mezar taşına sahip olmalarını isterken, her geçen gün yeni bir kâbus, yeni bir cehenneme, şiddetle karşılaşıyoruz. Biz artık ülkemizdeki herkes için eve varıp varamayacağını, sabaha endişesiz uyanmasını istiyoruz. Biz bunlar için mücadele ediyoruz. Buna rağmen bize şiddet dayatılıyor. Bütün mekanizmalarını elinde bulunduran devlete çağrı yapıyoruz. Bu halka savaş harekâtı dayatmayın. Güç elinizde, barışa yol açın. Şiddet kalksın artık dünyamızdan” dedi. Kaya sözlerine şu şekilde devam etti: “İnsanlarımız artık bir avuç kemik için toplanmasın meydanlarda. Burada olan her kayıp insanımız devletin arşivinde. Kayıplarımızı bulun.”

Kaya, “Biz kaos ülkesi istemiyoruz. Ateşlerin yangın yerine çevirdiği evler, yürekler istemiyoruz” diyerek sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “55 gündür kayıp Müjgan Ekin nerede? Devlet çıksın açıklama yapsın. Bu kadının 55 gündür başına ne geldi, nerede? Müjgan’ın can güvenliğinden sorumlu olan devlet yetkilileri açıklama yapsın. Biz böyle bir Türkiye’yi hak etmiyoruz. Kanı kanla, şiddeti şiddetle yıkamayalım. Şiddeti şiddetle savunamazsınız. Kan kanla yıkanmaz. Biz ülkemizde sadece barış istiyoruz. Bu acılı insanların taleplerinin yerine getirilmesini istiyoruz.” 

“Gözümüzden düşen her gözyaşının hesabını soracağız”

Eylem İbrahim Demir’in annesi Sara Demir’in gönderdiği mektubun okunmasıyla devam etti. Mektupta şu ifadeler yer aldı: “Zaman her şeyin ilacı olsa da acının değildir. Zaman yüreğindeki yarayı iyileştirmiyor, her gün biraz daha arttırıyor, her gün biraz daha kanıyor… Ona ninniler söyleyip uyuttuğum çocuk. Bir masal anlatmıştım ben o çocuğa. Kötüler hep kaybediyor, iyilerse kazanıyordu o masalda. Ve sen buna inanmıştın, hayatı böyle kabul etmiştin. Hep iyiler kazanır zannederdin aslında, bende buna inanmıştım. Bu dünya çok zalim olsa da yine de iyiler kazanırdı. Ama böyle olmadı, yanıldım ve yanılttım seni. Dünyada bazen kötülerde kazanıyor ama sen unutma, iyiler daima haklı. Seni büyütmek için bütün ömrümü harcadım, biraz daha büyü hayata karşı koru kendini diye. Bilsem seni hiç büyütmezdim hep küçük kalsaydın. Dizlerin yaralandığında kucağıma alsaydım. Kabus gördüğünde koynuma alıp, ‘sadece bir rüyaydı’ deseydim, ‘uyandın ve geçti’ deseydim. Ah oğlum! Seni hiç büyütmeseydim keşke hep küçük kalsaydın. Yemin ederim sana ninni söylemekten asla sıkılmazdım. Seni taşımaktan ömür boyu vazgeçmezdim. Ama büyüdün sen ve büyümek hiç iyi bir şey değilmiş. Belki senin büyüdüğünü kaldıramadılar. Kıskandılar yürekli ve cesur olmanı çekemediler. Ya da belki sana söylediğim özgürlük kokan ninnileri kıskandılar! O yüzden aldılar seni benden, yüreğimden bir parça aldılar. İnsan yarım bir yürekli yaşar mıymış? Yaşıyor demek, her seferinde parçalıyor canını.Karanlıklar içinden saklanarak geliyorlardı. Kan emici vampirdirler. Ama sen merak etme onları karanlıktan, saklandıkları yerden çıkartıp hesap sorana kadar meydanlarda olacağız! Onların korkusu olacağız! Ömrümüz boyunca son nefesimize kadar soracağız, ‘nasıl kıydınız’ diyeceğiz. Gözümüzden düşen her gözyaşının hesabını soracağız. Cemile’nin annesinin yüreğine bir parça buz olacağız. Roboski Annelerinin ahını, Cizre’de bodrum katlarında kömürleşen Mehmed’in yanık bedenini, Taybet Ana’nın sokak ortasında kalan cesedinin ve dava avukatımız Tahir Elçi’nin hesabını soruncaya dek, meydanlar meskenimiz olacak!

Bu duyguyla Cumartesi Annelerinin mücadelelerini selamlıyorum!

“ ‘Müjgan Ekin nerede?’ sorusunu sormaya devam edeceğiz”

Cumartesi Anneleri adına açıklamayı yapan Leyla Havva Kaya, “Bugün Ekin ailesinin sesi olarak buradayız. 55 gündür tanıklara rağmen, kaçırılmasını gerçekleştiren organize yapının kamera görüntülerinin açığa çıkmasına rağmen, Müjgan Ekin’in akıbeti hakkında resmi makamlar susuyor. Baba Esat Ekin’in ulaştığı bulgulara savcılık, emniyet, İç İşleri Bakanı ulaşamıyor. Müjgan Ekin’in can güvenliğini sağlamak, nerede olduğunu açığa çıkarmak ve kamuoyuna açıklamak hükümetin görevidir. Müjgan Ekin’in nerde olduğu açıklanana kadar ‘Müjgan Ekin nerede?’ sorusunu sormaya devam edeceğiz” dedi. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu