H.Merkezi: Demokratik Suriye Güçleri (QSD)’nin 6 Haziran’da “Büyük Cenk” adıyla başlattığı Rakka hamlesi, tarihi zaferle sonuçlanmıştı.
18 Ekim günü Rakka’nın tamamında kontrolü ele geçiren QSD Güçleri arasında Enternasyonal Özgürlük Taburu bileşenlerinden TKP/ML TİKKO ve BÖG gerillaları Rakka zaferini kutladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “…Rakka’da savaştık Rakka’yı özgürleştirdik denilen açıklamada, “…Bizler diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir sözünü göğü fethe çıkanların yaptığı gibi yaşamlarıyla kanıtlamış olan BÖG ve TİKKO savaşçılarıyız. rakkanın merkezinden yoldaşlarımıza, dostlarımıza halklarımıza yüreklerimizle düşmanlarımıza yere düşmeyen namlularımızla sesleniyoruz..”
Açıklamada Rojavada yaşamını yitiren devrimcilerin miraslarının devralınacağı Rakka zaferinin onların adıyla, kanıyla kazanıldığına dikkat çekerek, bu direniş geleneğinin Türkiye’de kazanılacak zaferin muştusu olacağının altı çizildi.
Ne olmuştu?
DAİŞ’in elinde tuttuğu kritik noktalardan Weteni Hastanesi ve Neim Kavşağı’nın da özgürleştirilmesiyle, kent bütünüyle QSD güçlerinin denetimine geçti. Böylece 4 ayı geçen hamlede DAİŞ çetesi ve destekçisi AKP ile diğer güçlerden halklar adına tarihi bir hesap soruldu.
QSD’nin “Askeri efsaneye dönüşeceğiz” dediği hamlede, efsane gerçekleşti. Kürt, Arap, Türkmen, Süryani, Êzidî, Ermeni halkları ve Ortadoğu’nun diğer tüm inanç topluluklarını tehdit eden DAİŞ çetesi ve onu destekleyen bölgesel devletler ve güçler, tarihi bir hezimet yaşadı.
Ortadoğu’da dinci, milliyetçi ve mezhepçi çizgiye alternatif olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın demokratik Ortadoğu çizgisi etrafında buluşan Kuzey Suriye Federasyonu, biricik seçenek olarak tarihe damga vuruyor. Kadın düşmanı olan DAİŞ çetesi ve destekçisi AKP’den en büyük hesabı yine kadınların oluşturduğu savunma gücü YPJ sordu.
QSD’nin Rakka’da yaşamını yitiren Minbic Askeri Meclis Komutanı Ednan Ebu Emced adıyla başlattığı son hamle, zafere ulaştı. Weteni Hastanesi ve stadyum çevresinde QSD ile DAİŞ arasında yaşanan çatışmalardan sonra Weteni Hastanesi özgürleşirken, yabancı uyruklu 22 çeteci de öldürüldü.
Rakka’nın kısa tarihi
Rakka, Dêra Zor ile birlikte Fırat’ın hayat verdiği iki büyük şehirden biri. Savaştan önce Suriye’nin nüfus bakımından en büyük altıncı, Doğu Suriye’nin ise, en büyük şehriydi. Rakka Arapça’da “su baskınına uğrayan yer” anlamına geliyor.
Nil’in su taşkınlarının Mısır’ı verimli kılması gibi Rakka’yı Suriye’nin en önemli tarım merkezlerinden biri yapan da bu su baskınları. Ürettiği yüksek kaliteli pamuğuyla tanınıyor. Rakka tarihte daha önce de başkent olmuştu. Rakka’nın stratejik önemi, Irak-Suriye arasında olmasından kaynaklanıyor.
Abbasilerin halifesi Harun Reşid döneminde, yaklaşık on beş yıl Abbasiler’in payitahtıydı. Babil ve Helenistik kökenlere de sahip. İslam’ın dördüncü halifesi Hz. Ali ile Emevilerin kanlı halifesi Muaviye arasındaki, etkileri günümüze kadar süren meşhur Sıffin Savaşı da (657) Rakka’ya yakın bir yerde cereyan etmişti. Hz. Ali’nin saflarında yer alan ve bu savaşta şehit olan ünlü sahabiler Ammar b. Yasir ile Veysel Karani’nin (Üveys el-Karani) türbeleri bu şehirde olduğundan, Şiilerin önemli hac merkezlerinden biriydi aynı zamanda. 2014 başlarında DAİŞ’ın eline geçen şehir, başkent yapılmıştı.
Êzidîlere yönelik soykırımda köleleştirilen kadınlar burada tutulmuş, başta Kobanê işgal girişimi olmak üzere birçok kanlı katliam planı burada yapılmıştı. Arapların ağırlıklı olduğu kentte Kürtler de önemli bir nüfusa sahipti. Kentte ayrıca Çerkes ve Çeçen halkı da yaşıyor.
{youtube}https://www.youtube.com/watch?v=e4H-jaqpvj4{/youtube}
